Depremzedelerin Çilesi Sürüyor

Belediye ve Bakanlık Arasında Sıkışan Vatandaş
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depreminden bu yana tam 21 ay geçti.

 Ancak Diyarbakır'daki depremzedelerin mağduriyetleri hala giderilmiş değil. Her gün yeni bir şikayet haberi geliyor; özellikle Oğlaklı TOKİ projesi, sorunlarıyla gündemden düşmüyor.

 Bu sorunlar, sadece TOKİ ile sınırlı kalmıyor. Evleri yıkılan vatandaşların "yerinde dönüşüm" kapsamında yaşadıkları mağduriyet, belediye ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı arasında adeta mekik dokumalarına neden oluyor.

Diclekent gibi bazı bölgelerde dönüşüm izinleri ve ruhsatlar hızla çıkarılırken, Huzurevleri ve Bağlar gibi yerlerde vatandaşlar neredeyse iki yıldır bekliyor. 

Bu durum, sosyal devlet anlayışına tamamen aykırıdır. 

Depremden zarar gören vatandaşların zararlarını devlet karşılamak zorundadır. 

Ancak görünen o ki, birçok kişi bu kışı da kirada ya da uygun olmayan koşullarda geçirmek zorunda kalacak.

Belediyeler ve Bakanlıklar Neden Harekete Geçmiyor?

Belediye meclislerinde ruhsat süreçlerinin kaplumbağa hızında ilerlediği açıkça görülüyor. 

Vatandaşın mağduriyeti karşısında, seçilmiş belediye başkanları ve ilgili bakanlıklar topu birbirine atıyor. 

Ruhsat süreçleriyle ilgili yavaş ilerleme, depremzedeleri kiraya mahkum bırakıyor. 

Evet, çadırda kalan vatandaşlarımız yok ama bu, evsiz kalan insanların sorunlarının çözüldüğü anlamına gelmez. 

Çözüm üretilmedikçe vatandaşın sabrı taşacak, güvensizlik artacaktır.

Halkın Sesine Kulak Verin!

Diyarbakır'da sadece kırsalda değil, şehir merkezinde de büyük sıkıntılar yaşanıyor.

 Geçtiğimiz günlerde okullarımızdaki sorunlarla ilgili olarak vatandaşlarımız telefon yağmuruna tuttu. 

Ancak, mesele sadece eğitimle sınırlı değil.

 Deprem sonrası süreçte birçok alanda halkın derdiyle ilgilenen kimse yok. 

Vatandaşın feryadını duyacak bir "şehir emini" gerekiyor.

Siz halkın sorunlarını çözmediğiniz sürece, halkın da sizi desteklemesi mümkün değildir. 

Sosyal devlet anlayışı, vatandaşın mağduriyetini bir an önce gidermeyi gerektirir.

 Depremzedelerin derdi çözülmedikçe, bu şehirde sosyal barış ve huzur sağlanamaz.

Vatandaşın Çilesi Ne Zaman Bitecek?

Diyarbakır’da bu sorunları gündeme getirmek herkesin sorumluluğudur...
.
 Yetkililere çağrımızdır: Depremzedeleri bekletmeyin, sorunlarını çözün! 

Halkın güvenini kazanmanın yolu, onların derdiyle hemhal olmaktan geçer. 

"Halk olmazsa siz de olmazsınız" demiştik, hatırlatmakta fayda var.