Toplum hafızasında derin izler bırakan 28 Şubat 1997 yılındaki "Postmodern Darbe" olarak nitelendirilen sürecin yıl dönümündeyiz yine...

Ülkemizin daha öncede birçok kez karşılaştığı askerin siyasete müdahale ederek toplumu ve siyaseti dizayn etme alışkanlığını bu kez farklı bir şekilde yaşadık. Nasıl mı? Dönemin medyasını yani basınını kullanarak bunu gerçekleştirmiş oldu.

Merhum Başbakan Necmettin Erbakan ve arkadaşlarına siyaset yasağı getirilerek, Refah Partisinin 14 yıl süren siyasi yaşamına son verdi. Milletin iradesine müdahale ederek birçok insanın hayatını zindana çevirdi. Başörtülü kızların eğitim hakları ellerinden alındı. Bir çok Müslüman’ı işinden edip yaşam haklarını ellerinden alarak zindanlara mahkûm ettiler.

Ve her zaman yaptıkları gibi Türkiye'yi yine en az bir on yıl daha geriye götürmüş oldular.

28 Şubat darbesinin izlerinin halen insanların hafızasında silinmediğini ve etkisinin devam ettiğini görüyoruz. O gün sadece Müslümanlara karşı yapılan darbe deniliyordu. Geçen zaman bize gösterdi ki bu darbe Türkiye' deki demokrasiye ve özgürlüklere karşı da yapılmış olduğunu gösterdi.

28 Şubatı yapan zihniyetin halen tümüyle yok olduğunu söylemek yanlış olur. O dönemde 28 Şubat darbesinden şikâyet eden insanların bazıları şimdi kendisi gibi düşünmeyen insanları baskı altına alarak susturmakta ve kendisine yapılanı başkasına yapmaktan çekinmemektedir.

O dönemdeki zihniyet, tankları Ankara'da yürüterek siyasi iktidarı ve Müslümanları korkutarak sindirmeye çalışılırken, şimdi farklı argümanlar kullanılarak muhalefet eden sesler susturulmaya çalışılıyor.

28 Şubatta yapılan zulüm inkâr edilemez. O tarihten bugüne kadar ne değişti. Hiçbir şey değişmedi. Müslümanların özgürce hareket ettiğini söyleyen bir kesim var.

Evet. o kesimler İslam’ı kendine göre yorumlayıp aslında İslam da olmayan ve gerçek İslam’ın kabul etmediği uygulamalarla Müslümanları uyutmaktadırlar. 

O dönemde, Müslümanlar bugün içinde bulunduğumuz durum için mücadele edip zindanlarda çürümediler.

O yapılan mücadeleyi, hiç kimsenin hüsrana uğratmasına hakkı yoktur.