Adalet her şeyin başı veya bilinen kavramla temelidir. adalet demek demokrasi, ekonomi, kardeşlik, eşit paylaşım, doğruluk, ,sadakat liyakat demek. Yer yüzünde adalet kavramından en çok muzdarip coğrafyalar islam coğrafyaları ve ülkeleridir maalesef. Müslüman olmayan ülkeler adalet konusunu kendileri açısından daha içselleştirmişler gibi. Sosyal yaşamlarında terazi daha bir oturmuş.

Gel gör ki; Kur'an'ın en temel kavramlarından biri de adalet kavramıdır. Nitekim adalet anlamına gelen Arapça “adl” sözcüğü türevleriyle birlikte Kur'an'da 30 dan fazla yerde geçmektedir.

’’Allah size, mutlaka emanetleri ehli olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Allah size ne kadar güzel öğütler veriyor! Şüphesiz Allah her şeyi işitici, her şeyi görücüdür.’’ (Nisâ : 58)

‘’Hep yalana kulak verir, durmadan haram yerler. Sana gelirlerse, ister aralarında hüküm ver, ister onlardan yüz çevir. Eğer onlardan yüz çevirirsen sana hiçbir zarar veremezler. Ve eğer hüküm verirsen, aralarında adaletle hükmet. Allah âdil olanları sever.’’ (Mâide : 42)

‘’Muhakkak ki Allah, adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder, çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.’’ (Nahl : 90)

bugün ülkemizde bazı şeylerin yolunda gitmemesi  acaba adalet terazisinin ayarının bozulmasındanmıdır..

ekonomideki durum, üretime dayalı yatırımların olmaması, liyakatsiz ve ehliyetsiz kişilerin bir makama gelmesi vs nedeni adil yöneticilerin olmaması gibi sosyal travmaların kaynağı inanın dönüp dolşıp adalet kavramı ile kesişiyor, veya bu sıkıntılara kaynak adeletin  birilerine göre yorumlanması olmasın.

Örnekmi  buyrun arkadaş, eskiye gitmeye gerek yok yakın tarihimizde  Haziran 2018 seçim oldu. Seçimle alakalı Şanlıurfa ilçesi Suruç'ta bir olay vuku oldu. bu olayda mağdur olan bir aile ortada. olayın bir tarafında iktidar partisinin vekili, diğer tarafında Şenyaşar ailesi. o tarihten bugüne Kadar maalesef adalet terazisi bir türlü ayarında oturamadı. sonuç alınmamış ve mağdur aile her şeyin gözler önünde , haklı veya haksız apaçık ortada iken halen adalet bulamadığı iddiasında..

 olayın üzerinden üç yıldan fazla geçmesine rağmen sonuç alınamayınca aile Adelet  nöbeti tutmaya başladı. Hemde Adelet dağıtan o yüce kapının önünde. herkes görüyor, işitiyor, sadece iktidar ve çevresinde olan kişiler olaya kör ve sağır, işitmiyor, mağduriyetin işitilmesinede engel olunuyor.. ve nedense seçim sathı mahalline girdiğimizdenmidir nedir,  iktidar içinde vicdan sahibi olanlar yeni yeni görmeye duymaya başladılar tepkilerini ortay koymaya başladı.

Bu kadar zamandan sonrada hani derlerya ‘’geçti bor’un Pazarı’’

Ağzımızdan düşürmediğimiz hz Ömer'in adeletinde çoktan adelet yerini bulmuş olmazmıydı.

Diyarbakır'da haklı olarak terör örgütünde evlatlarını isteyen anneleri gören ve ziyaret etmek için sıraya girenler bu mağdur ve gözü yaşlı anneyi görmezden gelmektedir. burada bir tuhaflık yok mu?

Diclenin kenarı, kurt kuzu meseleleri sadece anlatılınca bir şey ifade etmiyor. Asıl olan diclenin kenarında kurulan terazinin doğru olması değilmidir.