Siyaset, mühendislik ister, strateji ister. 

Bugün herkes AK Parti Kongresi’nde Diyarbakır’ın listede yer almasını bekliyordu.

Tam tersine bir durum yaşandı. 

Oysa siyasetin temel kurallarından biri, MYK oluşturulurken her bölgeden en az bir kişinin yer alması ve ardından en fazla oy alınan bölgelere daha fazla önem verilmesidir.

AK Parti, bu tabuları yıkmış durumda.

Sayın Recep Tayyip Erdoğan, 23 yıldır Türkiye’yi yönetiyor. 

Öyle bir lider ki, siyasi tabuların dışına çıkarak yeni dengeler kurabiliyor.

 MYK listesi formaliteden ibaret; isterse tamamını Diyarbakır’dan oluşturabilirdi. 

Nihai kararı her zaman Sayın Erdoğan verir.

 Bugün dünyada siyaset, sağ ve milliyetçi zihniyete göre şekilleniyor. 

AK Parti’nin yeni MYK listesine baktığımızda da milliyetçi isimlerin ağırlıkta olduğunu görüyoruz. 

Peki, Güneydoğu ve Doğu Anadolu neden yeterince temsil edilmedi? 

Bunun en büyük sebebi, AK Parti’ye verilen oyların büyük ölçüde Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın şahsına duyulan güven sayesinde olmasıdır.

 Kimse “Benim oyum” demesin; bu oylar, liderin karizmasına verilmiş oylardır.

23 yıldır iktidarda olan AK Parti, Diyarbakır’da ilk başta yedi milletvekili çıkardı, sonra üçe, dörde, beşe düştü. 

Her dönemde bir temsil vardı, ama bu temsilin Diyarbakır’ın kalkınmasına ne kadar katkı sunduğu tartışılır.

 Bugün Diyarbakır’ın en büyük sorunlarından biri, tarım arazilerine su ulaşmaması. 

Yapılan kanallardan su akmıyor, çiftçi DEDAŞ’ın pençesinde kıvranıyor.

 Kaç bin hektar arazi sulamayı beklerken, bu barajlar hâlâ faaliyete geçmiyor. 

Peki, 23 yıldır Güneydoğu ve Diyarbakır’a bu yatırımları engelleyen kimler? 

Bölgesel eşitsizlikleri kaldıracağını söyleyenler neden bu adımları atmadı?

Bu sorunların çözümü için artık bir dönüşüm şart. 

Diyarbakır gibi büyük bir şehir, ekonomik ve alt yapısal anlamda yıllardır beklediği yatırımları almadı.

 Eğitimde, sağlıkta, sanayide, tarımda ilerleme sağlanmadı. 

Her seçim döneminde vaat edilen projeler ya rafa kalktı ya da çok sınırlı bir çerçevede kaldı.

 Bölgedeki işsizlik oranları her geçen yıl artarken, gençlerin umutsuzluğu da büyüyor.

 İşte tam da bu yüzden Güneydoğu’dan AK Parti’ye verilen oylar artık bir sorgulamaya tabi tutuluyor. 

Halkın beklentileri karşılanmadığında, siyaset er ya da geç bu durumu göz ardı edemez.

Kimse Güneydoğu ve Doğu Anadolu’dan MYK’ya neden isim alınmadığını sorgulamasın. 

Bu bölgeleri temsil eden kişi Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır. 

O, Siirt’in damadı, Güneydoğu’nun lideridir.

 Kimse bunu unutmasın. Ama şu da bir gerçek: Siyasette yanlış yapıldıysa, hesabı sandıkta millet soracaktır.

 Doğruların da yanlışların da sorumlusu liderdir ve bedelini de yine o ödeyecektir.

Eğer AK Parti, Diyarbakır ve çevresindeki şehirlerde yeniden güçlü bir siyasi varlık oluşturmak istiyorsa, halkın beklentilerine kulak vermelidir. 

Şehirde yıllardır kangren olmuş altyapı sorunları çözülmeli, işsizlikle mücadele edilmelidir.

 Tarım ve sanayi politikaları gözden geçirilerek, bölgenin gerçek potansiyeli ortaya çıkarılmalıdır. 

Bunlar yapılmadığı sürece, halkın siyasete olan güveni sarsılmaya devam edecek ve eninde sonunda bu tepki sandığa yansıyacaktır.

Artık siyasetin, sadece söylemlerden ibaret olmadığını herkes görmelidir. 

Gerçek hizmet ve kalkınma sağlanmadıkça, seçim sonuçları da değişecektir. 

Yeterli hizmet yapılmadığında halkın kararı kaçınılmazdır.

 Şimdi soru şu: AK Parti, Güneydoğu’da oylarını yeniden yükseltmek için hangi adımları atacak?

 Bekleyip göreceğiz.