Yaşadığımız Pandemi süreci birçok şeyin ertelenmesine sebep oldu. Türkiye’nin siyasi ve politik gündemi de bundan nasibini aldı.

Ülkemizin birçok il ve ilçesinde siyasi parti kongreleri de malum pandemi sebebiyle ertelendi. Kongrelerini erteleyen veya ara veren partilerden biride Ak parti oldu.

Kongreleri yapılamayan il, ilçe kongrelerinin kaldığı yerden devam etme kararı alınması ardından birçok il ve ilçeye yeni atamalar yapıldı. Siyasi partilerin enerji ve sinerjilerini artırması, bayrak değişimi açısından il ilçe kongreleri önemlidir.

Tebdili mekanda ferahlık vardır kavlinden, yeni atanan ilçe başkanlarla ilgili veya halkla seçmenle istenilen bağı kurabilecek mi? biraz beklemek lazım, bir şey söylemek için henüz çok erken

Kongrelerle yeni gelecek yönetimlerin daha önceki il ve ilçe bazında yapılmış eksiklik ve yanlışları masaya yatırıp gelecek seçimlerde partiyi hem taban olarak hem de oy potansiyeli açısından daha iyi yerlere getirmesi beklenir.

Sadece ilçeler deki değişim Diyarbakır da bazı şeyleri değiştirecek mi? Yıllardır Ak partiyi Diyarbakır da bitirme noktasına getiren gelenin gideni aratmadığı il ve yönetimleri ne olacak bilmiyoruz.

Hani ya, lokomotif arızalıysa vagonları yenilemeniz neyi değiştirir bilemiyoruz.   

AK Parti kongresi yapılmayan merkez illerden hatta bölge açısından en önemli illerden biride Diyarbakır’dır.

Nihayetinde Ak Parti’nin son iki seçimde Diyarbakır’da oylarının erimesi ve neredeyse yüzde 40’lardan % 17’lere gerilemesinin sebepleri üzerinde düşünülmüş olacak ki tüm ilçeler Ak Parti Genel Merkezi tarafından değiştirildi.

Değişimin hemen ardından ilçelerde alışılmadık itiraz ve sesler yükselmeye başlaması siyasetin gereği olsa da…

Yapılacak ilçe kongrelerinde farklı aday ve listelerin çıkıp çıkmayacağını bilemiyoruz, çıkması dahilinde genel merkezin ve dolayısıyla cumhurbaşkanı nezdinde birilerinin düşeceği durum az çok tahmin ediliyor.

Öyle görünüyor ki yeni atama yapılan bazı ilçe kongrelerinde genel merkezin kararına rağmen yeni isimlerin seçilmesi sürprizi yaşanacak.

Genel merkez ve yerel yönetimlerde sorumlu birimlerin yaşanacak sürprizlerin önüne geçmek için muhakkak çalışıyorlardır.

Ak Partinin Diyarbakır’da yaşadığı hezimetten beridir neredeyse dükkanı kapatan esnaf psikolojisini yaşayan il yönetimi varlığı da yokluğu da belli değil artık.

Atanmış olmanın her türlü kirlilik ve nahoş olma hakkını asla vermediğini bir türlü anlayamamış olan birileri, Alınlarının akıyla ve el birliği ile Bölge insanının ümidi olan AK Parti çatısı altında Bölge insanının partiye olan muhabbetini yok etmiş, Ak Parti Seçmenini küstürerek, havaya yaydıkları pekte hoş olmayan koku ve ilişkilerle AK Parti’yi Diyarbakır’da neredeyse bitirme noktasına getirdiler.

Öncesinde bir belediye başkanının, bir il başkanının ya da bir seçmenin derdi, partinin derdi olabiliyordu.

Cumhurbaşkanımızın çizdiği adil siyaset ile kalkınma projesinin adaletini yok eden, kalkınmasını ise sadece kendilerine verilmiş bir lütuf sanan bir kesim tefeci, rüşvetçi, ihale vurguncusu ve çapsız ismin partide olması seçmende ciddi rahatsızlığa neden oldu.

Bu gidiş ve basiretsizlikle, Diyarbakır da Ak parti sadece parti tabelası olarak ta kalsa sadece Sayın cumhurbaşkanının selamıyla şu anki durumundan daha iyi ol alacağı yüzde 17’lerin çok daha üstünde oy alacağı kesin gibi gözüküyor.

Bazı ilçe başkanlarının bir önceki seçimde HDP yi sandıktan 1. Parti çıkartmak için canla başla çalıştığına dair inanılması zor gerçekler duyuyoruz. Hatta ve hatta bazı vekillerin bunlara referans olduğu iddiaları meydanda dolaşmaktadır.

Eskiler üzerinde dolaşan iddialar ise, ne siz sorun ne biz söyleyelim cinsinden.

AK Parti Diyarbakır’da yüzde 17’yi hak eden bir parti değildir.

Yaş itibariyle 40’ın üzerinde olanlar hatırlarlar; 1987’de Diyarbakır da dönemin Refah Partisi ve MGV öncülüğünde Filistin’e özgürlük yürüyüşü ve mitingi yapıldı. O dönemde nüfusu 250 bin olan Diyarbakır’da 150 bin insan istasyon meydanında toplandı ve yürüdü.

Bu topluluk uzaydan Diyarbakır’a gelmedi. Bu gün nerede o insanlar. O insanlar bugün de Ak parti tabanın da yüzbinler ve milyonlar olarak yine Diyarbakır da. Sadece yüreklerine dokunulmayı ve o dokunuşla ayağa kalkmayı bekliyorlar. Bu dokunuş, davaya inanmış dürüst şaibesiz kadrolarla mümkündür ancak.

Yakasında Ak parti rozetini taşırken, bir cebinde cigaramın dumanı diğer cebinde Babil radyosundan cızırtılar eşliğinde Samime Sanay’dan yunus gibi veya Zerya şarkıları dinleyerek, olmuyor maalesef.

Üstad Necip Fazıl’ın şiirinde dediği gibi;

“HARAMA HELALDİR, AL MI DİYELİM

HIRSIZA HERŞEYİ ÇAL MI DİYELİM

MÜ’MİNİZ, ONCA DEĞERİ YOK SAYIP

BUNCA YÜZSÜZLÜĞE AR MI DİYELİM”