Bayramın neşesi, tatilin keyfi artık geride kalmış olsa da, ülkemizin siyaset arenasında devam eden çekişmeler, dalgalanmalar hiç durmuyor.

 İnsanların yüzünde tatilin getirdiği geçici sevinçler, siyaset sahnesinde ise derin yaralar ve hesaplaşmalar iz bırakıyor. 

Bugün, Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) kongre sürecinin ardından izlediği yol, beklentiler ve eleştiriler üzerine düşüncelerini paylaşmak istiyoruz.

CHP’nin Kongre Sonrası Belirsiz Yönelimleri

CHP, kongreden sonra ne yapacak, hangi stratejilerle sahnede kalacak? 

Siyasi rakamların ve partinin söylemlerinin ötesinde, kamuoyuna nasıl hitap edeceği, sorunları çözmede ne kadar somut adımlar atacağı zamanla görülecek. 

Parti, Türkiye’nin “cunta” problemine vurgu yaparken, ülkemizin 100 yıllık Cumhuriyet Tarihi'nde cuntacılığın izleri, tarihçiler ve halk tarafından açıkça biliniyor. 

Her defasında cuntacılarla, vesayet ve darbe iddialarıyla gündeme gelen bir geçmişe sahip olan CHP, şimdi geçmişin izlerini silmeye ve geleceğe dair yeni bir rota çizme iddiasında bulunuyor.

Acaba bulunacak mı?

Siyasi Sahnedeki Yeni Oyun: İmamoğlu Üzerine Kurulu Hikaye

Günümüzde siyasetin merkezine yerleştirilen tek isim ise Ekrem İmamoğlu. 

Siyaset sadece bir kişinin etrafında dönemez.

 İmamoğlu üzerinden kurulan siyasi strateji, halkın beklentilerini tam anlamıyla yansıtmıyor.

 Halk, yolsuzluk iddialarını, şeffaflık eksikliğini ve hesap sorulması gereken konuları net olarak görmek istiyor. 

İmamoğlu hakkında ortaya atılan yolsuzluk iddialarının belgelerle ortaya konulması, şeffaf bir sürecin işletilmesi gerekir. 

Aksi halde, tek bir kişiye indirgenen bu siyasal eylem, halkın güvenini kazanamayacaktır.

Halkın Güveni ve Siyasetin Rant Yeri Olması

Türkiye’de artık siyasete olan güvenin ne kadar sarsıldığı herkesçe biliniyor.

Durum ortadadır, gizli- saklısı yok.

 Siyasi partiler ve liderler, geçmişteki söylemler ve icraat eksiklikleri nedeniyle halkın gözünde “rant yeri” haline gelmiş durumda. 

İnsanlar artık, sadece yüzeyde vaatlerde bulunan partilerden ziyade, gerçekçi ve somut politikalar görmek istiyor.

Zenginliklerin nasıl elde edildiği, kaynakların nereye akıtıldığı, halkın yaşam kalitesini yükseltecek planların ne olduğu gibi soruların cevapları bekleniyor. 

Halk, siyasetin sadece bir söylem alanı olmaktan çıkıp, gerçek hizmet ve hesap sorulması gereken bir mekanizma haline gelmesini talep ediyor.

İktidar Partisi ve Şeffaflık İhtiyacı

İktidar partisinde de sorunlar başını çekiyor.

 AK Parti içinde halkın gözünde “çürük elma” olarak nitelendirilen bazı unsurlar, ülkenin adalet ve şeffaflık beklentilerini karşılamaktan uzak. 

Halk, açlık ve kıtlıkla mücadele ettiği bir ortamda, birkaç kişinin servetinin artması karşısında büyük bir tepki veriyor. 

Bu durum, sadece siyasi söylemlerde değil, aynı zamanda hesap sorulması gereken mal varlıklarının da şeffaf bir şekilde araştırılmasını gerektiriyor. 

Ülkemizde ekonomik dengesizlikler ve gelir dağılımındaki adaletsizlik, siyasetin en önemli sorunlarından biri olarak karşımızda duruyor.

CHP’nin Projeleri ve Yeni Bir Lider Arayışı

CHP’nin, terörle mücadele, ekonomik düzleşme ve sosyal refah gibi konularda somut projeler sunması bekleniyor. 

Bugüne kadar ortaya konulan projeler, halkın beklentilerini tam olarak karşılamaktan uzak.

 Emeklilerin yaşam koşullarını iyileştirecek, genç nüfusa umut verecek, sağlık ve eğitimde gerçek reformları gerçekleştirecek bir program ne kadar detaylandırılmış, ne kadar planlı ortaya konmuş bilinmiyor. 

CHP’nin “Emekliler bana destek versin” söylemi, aslında halkın temkinli bakış açılarıyla birleşince, gerçek bir çözüm sunmadığı sürece halk tarafından benimsenmeyecektir.

Bu noktada, ülkemizin gerçekten ihtiyaç duyduğu şey, dürüst, adaletli, hesap sorulabilir ve halkın yaşamını iyileştirecek gerçek politikaların ortaya konmasıdır.

 Siyasi arenada artık sadece kavga eden, kavgacı tavırlarla öne çıkan liderler değil; aynı zamanda samimi, halkı dinleyen ve sorunlara çözüm odaklı yaklaşan yeni bir liderlik anlayışına ihtiyaç var. 

Etrafını zenginleştiren, varlıklı kesimlerin çıkarlarını ön plana çıkaran yaklaşımlar yerine, halkın yaşam standardını yükseltecek, hesap verebilir politikaların izlenmesi şarttır.

Sonuç: Siyasi Dönüşüm Zamanı

Sonuç olarak, bayram ve tatil ne kadar keyifli olsa da, ülkemizin siyasi hayatında devam eden çalkantılar, halkın beklentilerini karşılamaya yetmiyor. 

CHP’nin kongre sonrası izleyeceği yol, yalnızca bir kişinin etrafında dönen bir stratejiyle sınırlı kalırsa, halkın desteğini alamayacaktır. 

Herkesin ortak beklentisi, şeffaf, dürüst ve halkın yaşamını iyileştiren politikaların hayata geçirilmesidir. 

Siyasi alanda gerçek dönüşüm, hesap verilebilirlik ve hizmet odaklı bir yaklaşım ile mümkün olabilir. 

Bugün, bu değişimin zamanının geldiğine inanıyoruz.

Bir de Özgür Özel, olağanüstü kongreyi kayyuma tedbir olarak ortaya attığını söyler ifadeler kullandı.

Gerçekten Özgür, özgür mü?

Millî ekonomiyi yıpratmak neyin nesi?

Partisiniz, siyasetini yap.

Haftalık mitingler yap.

Her şehirde farklı zamanda miting olsun.

Kaç kişi katılır, bu mitinglere?

Bu belli olmaz, müneccim değiliz.

Esnafı mağdur etme, kimi markaları Gazze misali boykot çağrısı şık değil.

Anlayan için Özgür, özgür değil.

Biz, iktidara ve CHP ile muhalefete eşit mesafedeyiz. 

CHP'nin öncelikle şu tatlı- şerbetli ve rantlı ihalelerden kendisini aklaması lazım gelir.

Kirliliğin olduğu yerde temizlik mümkün değil.

Özgür, kendisine verilen her bilgiyi ya da sözü, adeta reklâmcısının ya da danışmanlarının istediği gibi ifade ediyor.