Diyarbakır, tarihi ve kültürel mirasıyla sadece Türkiye’nin değil, dünyanın da dikkatini çeken bir şehir. Ancak bugün, bu potansiyelin karşılığını ne turizmde, ne ekonomide ne  sosyal kalkınmada alabiliyoruz.

 Ekonomide güçlü bir temel oluşturamayan şehirlerin turizm, eğitim, sağlık gibi diğer alanlarda da ileriye gidemediği bir gerçektir. 

Bu durum Diyarbakır için de geçerli. Ekonomisi güçlü olmayan bir şehirde turizmden bahsetmek mümkün değildir. Önce ekonomi, sonra diğer alanlar.

İşportacılık Sorunu ve Yönetim İradesi

Son günlerde, Diyarbakır Valisi ve Büyükşehir Belediyesi tarafından sıkça gündeme getirilen işportacı sorunu, şehrin yıllardır çözülemeyen meselelerinden biri. Kaldırımların işgali, hem sağlık hem şehir estetiği açısından ciddi bir problem yaratıyor. 

Bu sorun, esnafın veya halkın bireysel çabalarıyla değil, doğrudan şehri yönetenlerin kararlı ve adil müdahaleleriyle çözülebilir. 

Halk ile işportacıları karşı karşıya getirmek, çözüm değil çatışma doğurur. Yönetim, çözüm için gerekli iradeyi ortaya koymalı ve halkı mağdur etmeden, işportacıları da ekonomik döngüden koparmadan bir plan hazırlamalıdır.

Geçmişte Sur ilçesinde kahvehanelerin işgal ettiği alanlar nasıl temizlendiyse, bugün de işportacılık sorunu çözülebilir. 

Bu, valilik ve belediyenin birlikte çalışmasıyla mümkün. Çözüm için öneriler:

1. Düzenli Semt Pazarları Kurulmalı:

 İşportacılara belirli bölgelerde sabit pazar alanları tahsis edilmeli. Bu alanlar hem düzenli hem de hijyenik olmalı. Böylece hem kaldırımlar boşaltılır hem de işportacılar gelir kaybına uğramaz.

2. Mikro Kredi Programları:

 İşportacılara, küçük işletmelere dönüşmeleri için mikro kredi desteği sağlanabilir. Böylece işportacılar kayıtlı ekonomiye dahil edilir ve sosyal güvenceye kavuşur.

3. Denetim Mekanizmalarının Güçlendirilmesi:

 Denetim mekanizmaları sürekli çalışır hale getirilmeli. Ancak bu süreçte işportacılar yalnızca cezai işlemlerle değil, çözüm odaklı rehberlikle de desteklenmelidir.

4. Halkın Katılımı:

 Halkın ve esnafın bu süreçte fikirlerini sunabileceği platformlar oluşturulmalı. Yerel yönetime güven ancak halkın sürece dahil edilmesiyle sağlanabilir.

Ekonomi Şahlanmadan Diyarbakır İlerleyemez

Diyarbakır, bir zamanlar Anadolu’nun ekonomik kalbiydi. 

İstanbul’un bile Diyarbakır’a baktığı günlerden, bugün çevre şehirlerin ekonomik olarak gerisinde kalan bir hale geldik. Diyarbakır’ın ekonomisi, yıllarca siyasetin gölgesinde kaldı. 

Bu durumun değişmesi için, ekonomiyi bağımsız bir şekilde kalkındıracak projelere öncelik verilmelidir.

Diyarbakır’da ekonomiyi şahlandırmak için çözüm önerileri:

1. Organize Sanayi Bölgelerinin (OSB) Genişletilmesi:

 Diyarbakır’daki OSB alanları genişletilmeli ve yatırımcılara cazip teşvikler sunulmalı. Yeni fabrikalar ve üretim tesisleriyle istihdam artırılabilir.

2. Tarım ve Hayvancılıkta Modernizasyon:

 Diyarbakır, tarım ve hayvancılık potansiyeliyle de öne çıkabilir. Modern tarım teknikleri, verimliliği artıracak teşvikler ve tarımsal ürünlerin katma değerli ürünlere dönüştürülmesi için işleme tesisleri kurulmalıdır.

3. Turizmde Stratejik Adımlar: Diyarbakır’ın kültürel mirası, doğru bir şekilde tanıtılırsa, turizm için büyük bir cazibe merkezi haline gelebilir. 

Tarihi mekanların restorasyonu, güvenliğin artırılması ve konaklama altyapısının güçlendirilmesiyle bu mümkün.

4. Girişimcilik ve Teknoloji Yatırımları:

 Genç nüfusun girişimcilik potansiyelini artırmak için teknoloji ve inovasyon merkezleri kurulmalıdır. Diyarbakır, bölgede bir teknoloji merkezi haline getirilebilir.

5. Yerel Ürünlerin Markalaşması:

 Diyarbakır’ın coğrafi işaretli ürünleri dünya pazarına açılmalı. Karacadağ pirinci, Diyarbakır örgü peyniri gibi ürünler markalaştırılarak ihracat yapılabilir.

6. Turizmle Ekonomiyi Entegre Etme: 

Turizm sadece rehberlik veya otelcilikle sınırlı bir alan değil. Yerel üreticiler, el sanatçıları ve gastronomi sektörü, turizmin ekonomik faydasından yararlanmalıdır. Turistlere yönelik yerel ürün pazarları kurulabilir.

Diyarbakır, güçlü bir tarihi mirasa ve genç bir nüfusa sahip. 

Bu potansiyeli doğru bir şekilde kullanmak için, şehri yönetenler kararlı ve çözüm odaklı bir irade göstermelidir. 

Ekonomik kalkınma, turizmi, eğitimi ve sosyal barışı da beraberinde getirecektir.

 Valilik, Büyükşehir Belediyesi, Ticaret ve Sanayi Odası gibi kurumlar işbirliği içinde çalışmalı, Diyarbakır halkına yakışır bir kalkınma modeli hayata geçirilmelidir.

Bu şehir, kaderine terk edilemez. 

Diyarbakır halkı, bu toprakların gerçek sahibidir ve yöneticiler, halkın refahını artırmak için sorumluluk almalıdır. 

Şimdi, çözüm üretme ve geleceği inşa etme zamanı.

 Şimdi, Diyarbakır’ın şahlanma zamanı!