Bugun...


Zeki Özer

facebook-paylas
İdealist, Dürüst, Mert ve güvenilir Bir Gençlik İstiyoruz.
Tarih: 28-04-2021 00:03:00 Güncelleme: 28-04-2021 00:03:00


İslamiyet ahde vefaya çok önem verir. Kişinin mertliği, yiğitliği, eminliği ve güvenirliliği verdiği söze bağlı kalması ile ölçülür. Çünkü verilen sözün tutulmasında sorumluluk vardır. Konuştuğu zaman yalan söyleyen, emanete hıyanetlik eden ve ahde vefa göstermeyen münafıktır.

Toplumların İslâm''dan uzaklaşarak yozlaştığı bir dönemdeyiz. İnsanlar İslam''dan uzaklaşınca haliyle verdikleri sözden de uzaklaştılar. Bir nevî verdikleri sözleri unuttular… Verilen sözler unutulunca, dostluklar da, kardeşlikler de bozuk para gibi harcanmaya doğru gitti.

İslâm Ümmeti için büyük bir tehlikedir. Biz Müslümanlar olarak, bu tehlikenin farkında olmalıyız. Yaşadığımız çağda, sözünde duran adamların hasretini çekiyoruz. Günümüz dünyasında insanlar verdikleri verdiğimiz sözleri, çok çabuk unutabiliyorlar.

Ne oldu bu insanlara söz verdiklerinde verilen sözü hemen unutu veriyor, hattâ unuttuklarını bile unutuyorlar. Bugün verdiğimiz sözler, konusunda bir kez daha tefekkür etmeliyiz. ''Müslüman''ın sözü seneddir'' hakikatini alıp yeniden gündeme getirmeli, bu konuda birbirimize hatırlatıcı ve nasihat edici olmalıyız.

İslamiyeti telkin etmeye başladığı zaman bu yola idealist, dürüst, mert ve güvenilir gençlerle çıkmıştı. Nitekim bu gençlerden hiçbiri de peygamberimizi yanıltmamıştır. "Mü'minlerden öyle erler vardır ki Allah'a verdikleri sözü yerine getirip sadakatlerini ispat ettiler. Onlardan kimi ahde vefa, söze bağlılık edip canını verdi, kimi de can vermek için beklemektedir. Verdikleri sözü asla değiştirmediler."(Ahzap 23)

Bahsi geçen gençlerden:

Hz.Zeyd: HZ Peygamberimizin kölesi iken Hz.Zeyd'in baba ve amcası Yemen diyarından gelip evlatlarını diyeti karşılığında peygamberimizden satın almak istemişlerdi. HZ Peygamberimizde: "Ben sizden para istemiyorum, kararı Zeyd'e bırakıyorum. İsterse gidebilir." diye buyurdu. Hz.Zeyd ise kendisini bu evde hizmetçi ve köle gibi görmediğini, ev halkından daima iyilik, merhamet ve güler yüz gördüğünü söyleyip peygamberimizin yanında kalmayı tercih etmiştir. Babası ve amcası şaşkınlık içerisinde geriye dönerlerken peygamberimizde Hz.Zeyd'i kendisine evlatlık olarak seçtiğini Mekke halkına duyurmuştur.

Daha sonra Hz peygamberimiz Taiflilerin eziyetlerine maruz kaldığı zaman Hz.Zeyd peygamberimizin önüne geçip ona kalkan olmuştur. Atılan taşlar kendisinin canını fena halde yaksa da yine vücudunu peygamberimize siper etmiştir.

Hz.İbni Mesud: Peygamberimizin hafızı olan ve Kâbe'de güzel sesi ile ilk olarak Kuran'ı aşikâre okuyan o idi. Genç yaşta Müslüman olunca Kureyş'lilerden çok eziyet görmüştür. Peygamberimiz onu yanına aldıktan sonra ömrü boyunca O'nun yanından ayrılmamıştır. Bedir, Uhud ve Hendek savaşlarına katılmış, Bedir'de Ebu Cehil'i öldürerek Mekke'lilere ağır bir darbe vurmuştur. Abdullah ibni Mesud peygamber hanesine izinsiz girebilen tek kişidir.

Hz.Musab bin Ümeyr: Peygamberimize en çok benzeyen sahabi... İslam’da ilk öğretmen... Anne ve baba tarafından Kureyş'in en zengin ve en asil ailesine mensup idi. Zengin oldukları için refah ve bolluk içinde yaşıyordu. Buna mukabil gayet nazik, kibar, güler yüzlü ve tatlı dilli idi. Orta boylu ve zeki idi. Bir giydiğini bir daha giymez, en güzel kokuları sürerdi. Mekke'nin gençleri ona gıpta ile bakardı.

Musab bin Ümeyr, İslamiyet ile şereflendikten sonra anne ve babası onu bir odaya kapatıp günlerce aç ve susuz bıraktılar. Arabistan'ın sıcak ve yakıcı güneşi altında ona tahammül edilmez işkenceler ettiler. Buna rağmen Musab bin Ümeyr ahde vefasından dönmedi ve dinini terk etmedi.



Bu yazı 6924 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI