Bugun...


Zeki Özer

facebook-paylas
Yarın çok geç olabilir!
Tarih: 04-12-2021 00:03:00 Güncelleme: 04-12-2021 00:03:00


Günümüz itibariyle Türkiye ekonomisinde yaşanan sancılı zaman diliminde siyaset ekonomi ve toplumsal yaşamdaki ciddi problemler Vatandaşlarımızın gündelik hayatını ve geleceğini olumsuz yönde etkiliyor

İslam dini, insan hayatına her konuda bir denge getirmiştir. İnançta, amelde, ahlakta, mal kazanma ve harcamada, duygularda, nefret ve sevmede hep orta yolu tavsiye eder. Ne aşırılık, ne de tembellik veya gevşeklik. Ne ifrat, ne de tefrit. Bu ümmet, `vasat bir ümmettir. Orta yolu izleyen, dengeli, itidalli ve hayırlı yol üzerinde olan bir ümmettir. Bu ümmetin mal konusundaki tutumu dengelidir, harcamaları da ölçülüdür.

İsraf kavramını sadece yiyecek-içecek, mal mülk ve maddi imkânlarla alakalı olarak düşünmemek gerekir. İsrafı, maddi-manevi her türlü nimetin, yaratılış gayesine ters kullanılması ve boşu boşuna harcanması olarak değerlendirmek en doğrusudur. Dolayısıyla giyim-kuşamda, içinde oturulan binada ve evin döşenmesinde olduğu gibi, zaman ve sağlık gibi nimetlerde de israf söz konusudur. Bir insanın abdest alırken, lavaboda musluğu sonuna kadar açması nasıl israfsa sağlığını tehlikeye atması, zamanını doğru ve verimli kullanmaması aynı şekilde israftır.

Diğer taraftan kamu sektöründe de israf doğru bulunmamıştır. Milletler, ferdî israf sebebiyle olmasa bile kamu sektöründeki israf ve kötü yönetim yüzünden yoksullaşabilir. Bundan dolayı devlet gelirleri lüks kamu harcamaları, aşırı kadrolaşma veya karşılıksız yüksek ücretlerle israf edilmemelidir. Tasarruflar, müsriflerin lüks tüketim mallarına duydukları isteğin tatminine harcanır ve sermaye miktarını arttırmak için kullanılmazsa ekonomik gelişmeyi engeller. Çünkü sermaye tasarrufla artar, israf ve kötü kullanımla da azalır. Ülke gelirinin önemli bir kısmı üretken olmayan kesimlere tahsis edilirse gerçek üreticilerin geçimi zorlaşır.

İsrafın miktarı ne olursa olsun zararı büyüktür. Küçük sanılan şeyler, yan yana geldiği zaman büyük rakamlar, değerler ortaya çıkar.

Türkiye’nin bugün karşı karşıya kaldığı ekonomik bunalımda, Türkiye’nin tercih edip uyguladığı ekonomik modelin, bizatihi sistemin benimsediği ve İslâm’la çatışan hatta savaşan değer sisteminin, buna bağlı olarak toplumsal değerlerde ve kültür ve medeniyet kodlarında oluşan çözülmenin, iki farklı kültür ve medeniyet değerlerinin entegrasyonu ile meydana gelen melez değer sisteminin neden olduğu sosyal şizofreninin çok ciddi payı olduğu göz ardı edilmemelidir.

İsrafın haram olduğuna inanan bir milletin ve bir yönetimin, israf ekonomisi inşa etmesi ve bugün de üretim ekonomisinden bahsetmesi gerçekten de düşündürücüdür.

Alınan tasarruf tedbirlerinin çare olacağına toplumun ikna olması için, başta Cumhurbaşkanlığı makamı olmak üzere Türkiye’yi yöneten tüm kesimlerin uyması tarihi bir sorumluluktur. Bu noktada meydana gelen tezat, alınan tedbirlerin tümünü boşa çıkaracaktır. Halktan fedakârlık isteyenler, öncelikle fedakârlığı kendileri yapacak, alınan kararlara kendileri uyacak ve topluma örnek olacaklardır.

İsraf toplumunun ilginç bir örneği olan Medyen halkına peygamber olarak gönderilen Hz. Şuayb’ın şu ifadesini, başta yöneticilerimiz olmak üzere tüm toplum asla hatırdan çıkarmamalıdır:

“(Hz. Şuayb) Dedi ki: …Ben, size yasakladığım şeylere kendim sahiplenmek suretiyle size aykırı düşmek istemiyorum. Benim istediğim, gücüm oranında yalnızca ıslah etmektir.” ( Hûd 88)

Öyleyse;

“Siz, insanlara iyiliği emrediyorken, kendinizi mi unutuyorsunuz? Oysa siz kitabı okumaktasınız. Yine de akıllanmayacak mısınız?” (Bakara 44)

Henüz vakit varken yarın çok geç olabilir!



Bu yazı 3482 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI