aohbet islami chat omegla türk sohbet cinsel sohbet dini chat sohbet siteleri mobil sohbet Penis Büyütme Ameliyatı Meme Büyütme Ankara Burun Estetiği Ankara Lazer Epilasyon Ankara Lazer Epilasyon Ankara Kürtaj Ankara Kızlık Zarı Dikimi Ankara Lazer Epilasyon Konya Cilt Bakımı Konya Kıl Dönmesi Tedavisi Ankara Hemoroid Tedavisi Ankara Meme Ultrasonu Ankara Radyolog Ankara Selülit Tedavisi Konya Göz Kapağı Estetiği Ankara
Bugun...


Zeki Özer

facebook-paylas
Ramazan'ın Son Günlerinde Paylaşmanın Önemi
Tarih: 21-03-2025 00:03:00 Güncelleme: 21-03-2025 00:03:00


 

Ramazan'a veda günlerini yaşıyoruz. 

Bir ay boyunca sabrın, paylaşmanın ve ibadetin en güzel örneklerini sergiledik.

 Şimdi geriye dönüp baktığımızda, yaptığımız yardımların kabul olmasını diliyoruz.

 Ramazan'ın son günleri, yardımlarımızı artırarak ihtiyaç sahiplerine daha fazla ulaşmamız gerektiğini hatırlatıyor.

Sofrasında  et görmemiş, bir tas çorba dahi bulamayan insanımız var ve oruçlu...
 

Maddî açıdan varsıl, maddî gücü(?) ile ön plânda olanın sofralarına davet ediliyor.

Her şey tamam da fakir neden fakir?

Zengin(?), fakirin sayısını azaltma yükümlülüğündeyse, bu artış neden?

Sözümüz namazında, niyazında, orucunda ve inancını gaye edinmiş, olanadır, bir başkasına değil.

Ramazan, zenginle fakiri buluşturan, toplumumuzu kaynaştıran bir manevi atmosferdir. 

Zekât, malı eksiltmez; aksine bereketlendirir. 

Zekât, toplum içinde sevgi ve saygıyı güçlendiren bir müessesedir. Kendini maddî açıdan zengin bilen İnanmış Müslüman,  zekâtını tam anlamıyla verseydi, bugün Türkiye’de hiçbir fakir insan kalmazdı. 

Görüyoruz ki, İslam’ın merhamet ve yardımlaşma emri yeterince yerine getirilmiyor.

Bu ayda zekât vermek, sadaka dağıtmak, ihtiyaç sahiplerini gözetmek hepimizin sorumluluğudur.

 Ramazan bittikten sonra fakire, yoksula, düşküne sahip çıkmak sadece devletin değil, her birimizin görevidir.

 Diyarbakır'da bir fakir aç kalırsa, bunun sorumluluğu sadece valiye, belediye başkanlarına veya milletvekillerine ait değildir. 

Hepimiz, komşularımızdan, mahallemizden, çevremizden sorumluyuz.

Hazreti Ömer, sırtında bir çuval un taşıyıp ihtiyaç sahibi kadına ve torunlarına götürürken yönetici olmanın sadece makamda oturmak olmadığını gösterdi.

 Bizim yöneticilerimiz de aynı hassasiyeti göstermeli. Fakat üzülerek görüyoruz ki, bugün ne ülkemizde ne de dünyada İslam yeterince yaşanmıyor. 

Kur'an Âyetleri'ne, Sûrelerine yaşam zıta zıt ise, felâh ile Salâh sadece ezanda kalır.

Bu yüzden, paylaşma ve yardımlaşma ruhu zayıflıyor.

Dualarımız elbette Filistin’de zulüm gören kardeşlerimizin kurtuluşu içindir. 

Sadece dua etmek yetmez. Ekonomik, insani ve her türlü desteği de sunmalıyız. 

Zalim kim olursa olsun karşısında durmalı, mazlum kim olursa olsun yanında olmalıyız. 

Mazlumun dini, dili, ırkı olmaz; mazlum kimse, Müslüman onun yanında olmalıdır.

Ramazan’ın son günlerinde paylaşmanın, yardımlaşmanın ve zekâtın hakkını verelim.

 Açları doyuralım, ihtiyaç sahiplerine elimizi uzatalım.

 Ramazan biter, ama fakirin açlığı, yoksulluğu devam eder. Gerçek imtihan, Ramazan'dan sonra fakiri gözetip gözetmediğimizle ilgilidir.



Bu yazı 6086 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
HABER ARA
YUKARI