Diyarbakır şehri bölgenin en önemli illerinden biridir. Bu ilde yaşayan insanlar bölgenin değişik illerinden gelerek buraya yerleştikleri için il renkli bir mozaik oluşturuyor. Nasıl ki İstanbul Türkiye’nin mozaiğini oluşturuyorsa, Diyarbakır da bölgenin mozaiğini oluşturuyor.

İstanbul Türkiye için nasıl önemli ise Diyarbakır da bölge illeri açısından o derece önemli bir kent. İstanbul Türkiye için ekonomide nasıl ki öncülük ediyorsa, Diyarbakır da bölge illeri açısından ekonomi de öncülük yapıyor. Bu güzel ili sahiplenmek gerekir. Bugüne kadar bu memleket başına ne geldiyse hep sahipsizlikten geldi. 

Diyarbakır’da yaşayan halk en çok sahipsizlikten muzdarip.

Diyarbakır’a bakıldığında Cumhuriyet tarihi boyunca hiçbir gelişme görülmemiştir. Yapılmak istenen yatırımlara hep bazı kesimler tarafından engel olunmuştur. Bölge illerine yatırımlar yapılırken Diyarbakır’ımız yatırımlar konusunda hep geride kaldı.

Bunun en büyük sebebi siyasi durumdur. İktidara gelen siyasi partiler ile yerel yönetimler arasındaki siyasi farklılıktan kaynaklanan bu durum hep bölgenin geri kalmasına ve bölge insanını zarar görmesine sebep olmuştur.

Ak parti iktidarının döneminde bölgeler ve şehirlerarası farklıklarını giderilmesi, asgariye indirmesi çabalarının olduğunu görüyoruz. Lakin bu yeterli değildir.

Diyarbakır’ımıza yeteri kadar yatırımların yapılmadığını hangi parti iktidar gelirse gelsin Diyarbakır’a yeteri kadar yatırım alınmıyor ve siyasetin kurbanı oluyor.

Dolayısıyla aynı tas aynı hamam…

Hiç kimse demesin bu bölgenin makûs kör talihini değiştireceğim…

İktidar partisinin milletvekillerinin bölge insanının arasında olması, bölge insanına güvencedir. Halk kendini yalnız hissetmeyecektir.

Sağlık, eğitim, tarım ve buna benzer devlete bağlı olan kuruluşların bölgede yaptıkları hizmetlerin bağımsız bir kuruluş tarafından gözlem altına alınarak, ayda bir kez de olsa cumhurbaşkanına  rapor edilmek suretiyle sunulması gerekir. Gerçekten bunlar görevini layıkıyla yerine getiriyorlar mı?

Bence devletin kurumlarının başındaki hiçbir kimse gerçek anlamda görevini yerine getirmiyor ve bulundukları mevkilere layık değiller.

Sadece kendi yandaşlarına peşkeş çekiyorlar.