31 Mart 2024 Mahalli Seçimleri yaklaşırken, siyasi partilere müracaatlar devam ediyor.

Belediyeler, hizmet yerleridir. Belediye Başkanlarını seçerken “Halka hizmet Hakka hizmettir” anlayışına sahip parti ve adayları seçersek, hem ilimiz/ilçemiz/beldemiz hem de vatandaşımız kazanmış olur. Yok eğer bu düşünceye sahip aday ve partiyi seçmesek o kişi ve partisi kazanacak ama il/ilçe/belde ve vatandaşlar kaybetmiş olacaktır. Sonra beş yıl boyunca şikayet eder dururuz. Tabi aynı zamanda, yaptığı güzel hizmetlerin sevabına da, yolsuzluk ve hırsızlığın günahına da ortak olmuş oluruz.

Şuna dikkat etmek gerekir;

“Temiz su temiz kapta olmalı. Su temiz kap kirli ise su da kirlenir, su kirli kap temiz ise kap da kirlenir”

İsmi yolsuzluk, hırsızlık, rüşvet, torpil ve hukuksuzluklarla anılan ve kirlenmiş bir partide aday olmak, adayı da kirletir. Aynı şekilde aday, kirli ise parti de kirlenir.

Konu ile ilgili üç hadisi hatırlatmak isterim;

Resûlullah (SAV)’e bir adam geldi ve: “Ey Allahın Resûlü, bir topluluğu seven fakat onların işlediği amelleri işleyemeyen bir insan hakkında ne buyurursunuz?” dedi. Hz. Peygamber (SAV) de ona şöyle cevap verdi: “Kişi, sevdiği ile beraberdir.” (Buhârî, Müslim)

"Kişi dostunun dini üzeredir. Öyleyse her biriniz, kiminle dostluk kuracağına dikkat etsin.” (Ebu Davud, Tirmizi)

 “İyi ve kötü arkadaşın hali, güzel koku satanla körük çekenin haline benzer: Misk satan, ya sana güzel kokusundan bir miktar meccanen verir ya  sen satın alırsın, ya da (hiç değilse onunla beraber olduğun sürece) güzel koku koklamış olursun. Körük çeken kimse ise, ya  elbiseni yakar ya da (en azından) körüğün kötü kokusundan rahatsız olursun.” (Buhârî, Müslim, Ebû Dâvûd,)

Dolaysıyla temiz bir toplum ve devlet için, iyi, temiz, dürüst ve adil olanların her alanda birbirine destek olması, organize olup, dayanışma içinde olması gerekir.

Kötüler, nasıl organize oluyor ve topluma kötülük yayıyorsa, iyi, dürüst ve adil olan kişiler de, organize olup birbirine destek olmalı, topluma doğruluğu dürüstlüğü, güveni, iyiliği ve adaleti yaymalıdır.

Toplumun iyileri, iyi, dürüst ve adil olanlara destek olmaması, sorumluluktan kaçınması, nemelazımcılık, kendi şahsi ticaretini ve rahatını önde tutması durumunda, toplumda kötülüklerin yayılmasına, kötülerin, hırsızların ve zalimlerin toplumda hakim olmasına yardımcı olmuş olurlar.

Bugün toplumda yolsuzluk, hırsızlık, adam kayırma, torpil ve rüşvet sıradanlaşmışsa,

Hukuksuzluk, adaletsizlik, zulüm ve baskı giderek artıyor ve muhalif sesler susturuluyorsa,

Yasalar, kişinin siyasi görüş, fikir, makam ve toplumdaki statüsüne göre farklı uygulanıyorsa,

Toplumun bir kesimi ötekileştiriliyor, dil ve ırklar inkar ve asimile ediliyor ve farklı siyasi görüşler arasında bilinçli olarak, kutuplaştırma yapılıyorsa,

Hukukun gücü yerine, güçlünün hukuku uygulanıyorsa,

Dini ve milli değerlerimiz, insafsızca suistimal ediliyorsa,

Devletin yetki ve imkanları kişisel çıkar ve rant için kullanılıyorsa, ilgilenmemek ve sorumluluk his etmemek kabul edilemez.

Bununla beraber, bütün bunlarla anılan iktidar partisinin halen aday bulabilmesine, bu iddiaları bilenlerin veya dile getirenlerden bazılarının gidip oradan aday adayı olmalarına, gerçekten çok hayret ediyorum.

İktidar partisinden aday adayı olanlardan bazıları hakkında vatandaşlar: “Adam zaten aday yapılmayacağını biliyor, ancak yarın için ihale beklentisi vardır” diyor. Elbette iyi niyetli olanları istisna ediyorum.

Herkes istediği partide aday adayı olabilir, hakkıdır ve saygı duyuyoruz. Ancak ülkemizi ve milletimizi bu sıkıntılara düşüren, eleştirdiği bu partiye oy toplamak ve iktidarını uzatmaya çalışmak, ilkeli ve doğru olmadığını ifade etmek istiyorum.

Ülke ve millet olarak, her alanda zorluk ve sıkıntı yaşadığımız bu dönemde, hepimiz ülkemizin birlik ve beraberliği, barış ve huzuru, adalet ve refahını sağlayacak parti ve kadrolarla beraber çalışmak ve gayret etmek zorundayız.

Merhum Erbakan Hocamızın, şu sözlerini hatırlayalım;

“Bu bir meydan muharebesidir; kimsenin tribünden seyretmeye hakkı yoktur!”

Cenab-ı Hakk'ın  Ali İmran Suresi 104. Ayeti Kerimesi'nde buyurduğu gibi; " İçinizde hayra çağıran iyiliği emreden kötülükten menneden bir topluluk bulunsun; bunlar kurtuluşa erenlerdir”

Her Müslüman,

İyiliği emretmek ve insanları kötülükten menetmekle görevli. Eğer bu görevi terk eder veya gereği gibi yerine getirmesek, aşağıdaki hadisi şerifin tehdidiyle karşı karşıya kalmışız demektir.

Huzeyfe (RA)’tan rivayet edildiğine göre, Resullullah (SAV) şöyle buyurmuştur:

“Canımı gücü ve kudretiyle elinde tutan Allah’a yemin ederim ki, ya iyilikleri emreder ve kötülüklerden nehy edersiniz, ya da Allah kendi katından yakın zamanda üzerinize bir azap gönderir. Sonra Allah’a yalvarıp dua edersiniz ama, duanız kabul edilmez.” (Tirmizî)

Bu hadisi şeriften şu dersler çıkarılabilir;

•             Gücü yetenler, iyiliği tavsiye edip, kötülükten sakındırma görevini yerine getirmeyince, ceza bütün topluma şâmil olur.

•             Allah’ın emir ve yasaklarına riâyet etmeyenlerin duaları da kabul olunmaz.

İyi, emin, adil ve dürüst insanların organize olduğu ve herkesin güven, barış ve huzur içinde yaşadığı Saadetli bir gelecek dileğiyle...

Vesselam