Bugun...


Zeki Özer

facebook-paylas
TOPYEKÜN BİR SEBEFERBERLİK İLAN ETMELİYİZ
Tarih: 08-07-2023 00:03:00 Güncelleme: 08-07-2023 07:34:00


İnsan hayatının önemli bir dönemi olan gençlik çağı; biyolojik, psikolojik, sosyolojik yönü ile insanın bedensel, ruhsal, sosyal, ahlaki gelişmesinde ve kişiliğinin oluşmasında hassas bir dönemi kapsamaktadır.

Gençlik dönemi, bir yandan bunalımlar, çatışmalar,  yanılgılar,  tezatlar ve kararsızlıklarla gencin gerek kendisiyle gerekse çevresiyle çatışma dönemi iken; diğer yandan da, tatlı hayallerin, tutkuların ve idealizmin filizlendiği,  kendini ispat ve kimliğini bulma çabalarının yoğunlaştığı bir dönemdir. Bu yüzden, toplumun içinde bulunduğu buhranlardan en fazla etkilenen kesim de yine gençlik kesimidir.

Gençliğin mevcut durumunu, düştüğü durumu halleri çok önemli olan maddeler şöyle sırlayabiliriz

Sigara, alkol, kumar, uyuşturucu kullanma eğiliminde artış, bunları meşru görmek. 

Fuhşu, eşcinselliği, lezbiyenliği meşru görmek.

Bilgisayar ve internet bağımlılığında artış.

Ferdileşmek, yalnızlaşmak, sanallaşmak.

 Toplumsal değerlere yabancılaşma, değer yargılarında zedelenme.

Kavramsal kargaşa, zihinsel kirlenme; din, laiklik-sekülerlik, ateizm, ahlâk, iffet, hayâ,  vefa, aile, mahremiyet,  nikâh, nikâhsız birliktelik, zina, eşcinsellik, aşk.

 Kendini sorumlu hissetmemek; fakat başkalarını sorumlu tutmak.

 Sorumluluk ve yükümlülük duygusu ile alay etmek; çevresini, kendine karşı sorumlu saymak, Anormal giyim tarzı.

 Parçalanmış kimlik-kişilik, kendine belirlediği kimlikle, düşünce ve davranışlarının uyuşmaması, tezatlı davranış, şizofren melez kimlik.

Bütün bunlar, henüz sosyal bir problem boyutuna ulaşmamıştır. Hastalık, başlangıç aşamasındadır. Vakit varken, acilen tedbir alınması gerekmektedir. 

Gençliğimizin böyle bir değişim göstermesi normal midir? Gençlik, kendi kültür ve medeniyetinden, kendi değerlerinden niçin kopmakta ve yabancılaşmaktadır?  Niçin sanallaşmakta, ferdileşmektedir? Ailenin, kentleşme ve göç politikalarının, Türkiye’nin kültür ve medeniyet tercihinin, sistemin öngördüğü hayat tarzının, eğitim sisteminin, medyanın, toplumsal değerlerdeki çözülmenin bunda bir payı var mıdır? Bu ve buna benzer soruları sormak ve cevaplarını bulmak zorundayız.

Ülkemizde uyuşturucu madde bağımlısı gençleri tedavide devlet kurumları ne yazık ki oldukça yetersiz kalmaktadır. AMATEM gibi örgütler ihtiyaçlara tam olarak cevap verememektedir. Maddi durumu olmayan aileler çaresiz kalmaktadır. Madde bulamayan genç daha sonra hırsızlık suçuna itilmektedir. Onları bu yüzden suçlayamayız çünkü o an tek derdi ve düşüncesi maddeyi bulup bir an önce tüketmektir

Bu faktörlerin çatışmasının meydana getirdiği ortam, gençlikte kimlik ve kişilik krizine sebebiyet vermiştir.

Unutulmaması gereken diğer önemli nokta, uyuşturucu kullanımının yabancı istihbaratlar ve uyuşturucu mafyası tarafından, dış faktörler,  özellikle teşvik edilip organize edildiğidir. Yabancı istihbaratların Türkiye’deki gençlik üzerinde “biyolojik savaş” uyguladıklarını, bonzai modeli, söylemek bir abartı olarak görülmemelidir.  Bunlara karşı verilecek savaşı kazanabilmek için topyekûn bir seferberlik ilan edilmelidir.



Bu yazı 4562 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI