Bugun...


Zeki Özer

facebook-paylas
Bağlar’daki Kentsel Dönüşüm, Yenişehir’de de Yapılsın!
Tarih: 11-10-2020 19:25:00 Güncelleme: 11-10-2020 19:25:00


Bağlar ilçemiz yerleşim alanı imara açılırken, o dönemin siyasileri ve yerel yöneticileri çarpık yapılaşma ve kentleşmenin önünü açtılar.

Tabi, geçmiş yönetimlerin yaptığı hatalar şimdiki nesillere ve yöneticilere faturası oldukça ağır oluyor. Haliyle bu faturanın bedelini bizler yani Diyarbakır toplumu birlikte ödüyor.  

O dönemde memleket sevdalısı olan insanlar yapılan çarpık kentleşmesine karşı çıkmış olsaydı başta Bağlar ilçemiz olmak üzere Yenişehir’in de yapısı başka olurdu.

Maalesef Bağlar ve Yenişehir kirli siyasetin kurbanı oldu, tabi Diyarbakır’da…

Bağlar ilçemiz kentsel dönüşüm kapsamına alınarak daha önce yapılan eski yapıları, imara aykırı bir şekilde çarpık kentleşmeye yeni bir ivme kazanacağını, Bağlar’da kurulacak yeni yerleşim bir mimari yapı içinde kurulmalı.

Aslında bunun Bağlar ile sınırlı kalmaması, merkez Yenişehir ilçemiz sınırları içinde olan Şehitlik, Benusen ve Fiskaya mahallesi gibi var olan çarpık kentleşmenin dahil edilerek gerekir.

Bu yerlerdeki yapılar da yıkılarak Diyarbakır mimarisine uygun yapıları yapılarak modern bir şehir görünümü kazanmalı. Diyarbakır’da tüm çarpık kentleşmeyi yok ederek, Diyarbakır kentleşme de başlayarak yeni sayfa açılması yönünde önemli bir adım olacağını inanıyorum.

Diyarbakır önemli bir kent…

Bu kente yaşayan insanlar olarak kentimize sahip çıkmalıyız. Sonuçta bizler Hancı, yönetici ve siyasetçiler yolcudur.

Son zamanlar da kurulan yeni yerleşim yerleri o kadar kötü bir mimari ve estetiğe sahip olduğunu hepimiz farkındayız. Yeni kurulacak Bağlar’daki yeni yerleşim yerleri imar izin verilirken, Çevre ve Şehircilik bakanı ile belediye dikkat etmesi gereken hususlar olmalı.  Çevre ve Şehircilik Bakanı ve belediyelerimizin yöneticileri yeni yerleşim yerlere izin verirken, toplumun rahat edecek şekilde projelere önem vermelidir.

Bu işte en fazla yükün Büyükşehir Belediyesi’nde olduğunu, onunla ilgili çalışmaların yapılmasını gerektiğini belirtmek isterim.

Bu konuda belediye yöneticileri, İslam ve Osmanlı tarihine baksınlar; O dönemde yeni şehirler ve yerleşim birimleri nasıl inşa edilmiş…

İslam tarihine baktığımızda İslam dini ve Hz Peygamber (S.A.V) şehirciliğe çok önem verdiğini görürüz,  İslam ve Osmanlı tarihine baktığımızda şehirlerin, mimarisine, kültürüne, ve şehrin nasıl olacağını insanların nasıl rahat yaşayacağını üzerinden durmuşlar. Günümüzde kalan tarihi eserlere ve yapılan yerleşim yerlerinden de baktığımızda insanlar için her şey yapmışlar oysa günümüzde insanlık için hiçbir şey yapılmamış!

Bizlerde Hz. Peygamberin ümmeti olduğumuzu, Hz. Peygamberi kendimize rehber ederek şehircilikte ne yapmış ise aynısını yapmış olsaydık şimdiki şehirlerimiz daha güzel olur böylelikle insanlarımız da huzurlu olurdu.

Teknolojini yaygın olduğu bir çağada yaşamaktayız. Her geçen gün nüfus artıyor, buna karşılık yapılan binalara baktığımızda durumlar hiç iç acıcı değil. Betonlaşma yani binalar alıp başını gidiyor. Böylelikle Diyarbakır’da rahat ve huzurlu yaşamaktan söz etmek sanırsam zor olur.

Yan yana dikilen binalar bu binaların her bir 12 kat ve daha fazla olması birbirine yapışık beton yığınları haline alması, insanların raht edileceği yerden rahatsız oluyor.

Şehirlerimiz her geçen gelişiyor yeni yerleşim yerleri kuruluyor. Bari bundan sonra kurulacak yeni yerleşim yerleri fazla yükselen katlar değil az katlar ruhsat verilerek binaların arası geniş olsun insanların rahat edilecek şekilde yapılsın.

İnsanın evinde, işinde, sosyal yaşantısında ya da bunlardan en az birinde estetiği ve güzelliği yaşaması gerekiyor. Şehirler bu şekilde yaşanacak hâl alır.

İyi bir yapı  geniş olmalı, en az iki, üç, dört odalı olmalı. Mahremiyeti sağlamalı, misafir ve iş odası olmalı. Evin kendi mescidi olması, ev büyüyüp daralabilen esneklikte olması insanları rahtsız ediyor.

Hz Peygamber (S.A.V) Yesrib’in Medine’ye dönüşüm sürecini ne yapmış bir kısaca bakalım; ‘Hz Peygamber Efendimiz, Yesrib gibi bir köyü şehir hâline getirdi. Esasında bir şehri dönüştürmedi, yeni bir şehir kurdu.

Birde Hz. Muhammed (S.A.V.) yüksek yapılara hep tavır almıştır. O’na göre ihtiyaç fazlası her kat, sahibi üzerine vebaldir’ demiş ona güre yapılarımızı yapmak gerekli olduğunu. Şu asırda yapılan çok fazla katların vebali hepimizin boynunda olduğunu belirtmek isterim.

Hz Peygamber Efendimiz (S.A.V.) gönüller yapmaya gelmiştir. İnsanın kalbi üzerinde durmuştur. İnsanın kalbi olduğu gibi şehirlerin de kalbi olur.

O, Yesrib’i Medine’ye dönüştürdüğü gibi toplumları da dönüştürmüştür

Hz  Peygamber Efendimizin geniş caddelere önem verdiğini, Hz. Peygamber, caddelerin daraltılmaması gerektiğini buyururdu. Hz. Ömer zamanında caddeler 40 metreye varırdı. Bizim de caddeleri insanlara hizmet edecek duruma getirmemiz gerekiyor. Oysa şu asırda caddelerin genişliği ne kadar olursa olsun o kadar caddeler işgal ediliyor. Caddelerimizde araçlar ikili. Üçlü şekilde park ediyor. Araçlar caddelerden geçmekten zorlanıyor.



Bu yazı 4526 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI