aohbet islami chat omegla türk sohbet cinsel sohbet dini chat sohbet siteleri mobil sohbet Penis Büyütme Ameliyatı Meme Büyütme Ankara Burun Estetiği Ankara Lazer Epilasyon Ankara Lazer Epilasyon Ankara Kürtaj Ankara Kızlık Zarı Dikimi Ankara Lazer Epilasyon Konya Cilt Bakımı Konya Kıl Dönmesi Tedavisi Ankara Hemoroid Tedavisi Ankara Meme Ultrasonu Ankara Radyolog Ankara Selülit Tedavisi Konya Göz Kapağı Estetiği Ankara
Bugun...


Zeki Özer

facebook-paylas
Diyarbakır'daki Sessizlik: Umut mu, Hayal Kırıklığı mı?
Tarih: 03-03-2025 00:04:00 Güncelleme: 03-03-2025 00:04:00


 

27 Şubat’ta Abdullah Öcalan’ın mesajı okunurken Diyarbakır’daki Dağkapı Meydanı’nda bulunan kalabalığın tepkisi dikkat çekiciydi.

 Beklenen coşku ve sevinçten eser yoktu.

 Aksine, meydanda toplananlar sanki bir emir almış gibi sessizce dağıldı. 

Kürtler arasında yaygın bir söz vardır: “

Sütten ağzı yanan, yoğurdu üfleyerek yer.”

 İşte tam da bu misal, Diyarbakır’daki sessizliği açıklıyor. 


Bu çağrı, Kürtlere değil, daha çok Türk kamuoyuna yönelik bir mesajdı.

Öcalan’ın çağrısı sonrası devlet yetkililerinin ve siyasi aktörlerin tutumu da dikkatle izlenmeli. 

27 Şubat’tan bu yana Devlet Bahçeli, Abdullah Öcalan ve Kandil arasında farklı mesajlar gidip geliyor. 

Kandil, geçtiğimiz cumartesi günü Öcalan’ın mesajına destek verdiğini açıkladı.

Bu destek koşulsuz değil, bazı şartlara bağlı. 

Devlet Bahçeli’nin pazar akşamı yayınladığı mesaj ise hem Kandil’e hem de Türk toplumuna yönelikti.

 Bu mesaj, sürecin nasıl şekilleneceğini belirleyen önemli bir dönüm noktası olabilir.

Kürtlerin Sessiz Mesajı

Osmanlı’dan bu yana Kürtlerin hep kandırıldığı, kullanıldığı tarihsel bir gerçek. 

Mezopotamya topraklarında en çok acıyı çeken halklardan biri Kürtler oldu. 

Tarih boyunca farklı siyasi gruplarla birlik oldular ama çoğu zaman ihanete uğradılar. 

Bu yüzden Diyarbakır’daki meydanda sessizce bekleyen halk, bu defa açık bir mesaj verdi: 

Bizi daha fazla kullanmayın! Ne Devlet Bahçeli’nin açıklamaları ne de PKK’nın stratejik hamleleri, Kürt halkını temsil etmiyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şehit aileleriyle iftar yemeğinde yaptığı konuşma da dikkat çekici. 

Verdiği mesajlar, çözüm süreciyle ilgili herhangi bir sinyal taşıyor mu, yoksa tam tersine mi işaret ediyor, bu iyi analiz edilmeli. 

Devlet yetkilileri, Bahçeli ve diğer aktörler "Çözüm süreci yok" diyor. 

Bu sözler, bir şeyin varlığını ya da yokluğunu belirlemez. Daha önce  defalarca söylendiği gibi, "çözüm süreci " denen şey, başından beri gerçek anlamda bir barış süreci miydi, yoksa sadece bir siyasi araç mıydı?

Barış mı, Siyasi Manipülasyon mu?

2013-2015 arasında herkesin hafızasında "barış süreci" diye bir kavram yer etti. 

O dönem, “çözüm süreci” adı altında yürütülen görüşmelerin sonunda büyük bir hayal kırıklığı yaşandı. 

Bugün tekrar aynı kavramlar etrafında dönüp durmak, sadece geçmişin acı tecrübelerini hatırlatmaktan öteye gitmiyor.

Diyarbakır’da toplanan halk, gerçekçi bir noktada duruyor. 

Kimse hayal kurmuyor ama umut etmekten de vazgeçmiyor. 

O meydanda toplanan insanlar, belki de son bir umut ışığı arıyordu.

 Ancak Öcalan’ın çağrısında bunu bulamayınca hayal kırıklığı yaşadılar. 

Şu anda bu hayal kırıklığı devam ediyor mu, yoksa yeni bir beklenti mi doğdu, bunu zaman gösterecek.

Ancak kesin olan bir şey var: 

Kürt halkı artık sahte vaatlere kanmıyor. Ne Öcalan’ın mesajı, ne Bahçeli’nin sözleri, ne de Kandil’in açıklamaları onların kaderini belirleyebilir. 

Bu topraklarda gerçek bir barış olacaksa, bu ancak halkın kendi iradesiyle şekillenecek.



Bu yazı 5542 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
HABER ARA
YUKARI