Bugun...


Zeki Özer

facebook-paylas
Cuma Yazısı
Tarih: 05-01-2024 00:02:00 Güncelleme: 05-01-2024 00:02:00


HAÇLI-SİYONİST İTTİFÂKI ve BİZIM SELAHADDİN

İslam, barış ortamında birlikte yaşamayı belirli esaslarla tanzim etmeye çalıştığı gibi, birlikte yaşamayı engelleyen, İslam’ın ve Müslümanların önüne engeller çıkaran, toplumu ifsad eden, toplumsal düzeni bozmaya çalışan kişi ve gruplara veya toplumlara karşı savaşmayı da uygun görmüştür.

 Tüm tedbirlerden sonra son çare olarak başvurulan savaşın, güvenliği sağlamaya yönelik ve yüce dini insanlara ulaştırmaya engel çıkaranlara karşı olması şart koşulmuştur.

İslam, savaş ortamında, adil olunması, keyfi uygulamalara girilmemesi, esirlere haksızlık yapılmaması için çeşitli prensipler koymuştur.

Keyfi zulüm yapılamaz,

eli silah tutmayanlar öldürülmez,

esirlerin başı kesilmez,

 insanınhayvanın organları kesilemez,

ürünler imha edilmez,

ağaçlar kesilmez,

ihtiyaçtan fazla hayvan kesilmez,

 taşkınlık, ihanet, vefasızlık yapılmaz,

köleler öldürülmez.

Tecavüzün her türlüsü yasaktır.

 Düşman rehineler öldürülemez,

Ahali kılıçtan geçirilmez,

savaşa girmeyen ana baba çiftçi ve  meslek erbabı

öldürülmez,

esirler kalkan olarak kullanılamaz,

 zehirli ok kullanılmaz,

 anlaşmalar ihlal edilmez, köleler öldürülmez, esir alınmazlar.

 

 

İslam’a yapılan saldırıları püskürtmek ve bu amaçla yapılacak savaşlarda başarı sağlamak üzere savaş halinde alınması gereken tedbirleri almış. İslam dininin geleceğini tehlikeye atabilecek tutum ve davranışlara müsaade edilmemiştir.

Savaş ortamını düzenleyen ayetlerden biri

Ayette şöyle buyurulmuştur:

 “Allah ve Rasûlüne karşı savaşanların ve yeryüzünde (hak) düzeni bozmaya çalışanların cezası ancak ya (acımadan) öldürülmeleri, ya asılmaları, yahut el ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi, yahut da bulundukları yerden sürülmeleridir. Bu onların dünyadaki rüsvaylığıdır. Onlar için ahirette de büyük azap vardır.” Maide 33. Ayet.

Kur’an’da Müslüman olmayanlara yönelik birtakım sert ve uyarıcı nitelikte başka ifadeler de bulunmaktadır. Bu ifadeler, Kur’an’ın bütünlüğü ve vahiy süreci dikkate alınarak değerlendirilmelidir.

Hz Peygamber’in uygulamalarına baktığımızda da onun genel olarak müsamahacı bir tutum içerisinde olduğunu görüyoruz. Savaş ortamında İslam’a düşmanlık sergileyenlere, hıyanet içerisinde bulunanlara ve toplum düzenini bozmaya yönelik bir çaba içerisinde olanlara caydırıcı olmak üzere sert cezalar uygulamış olsa da onun genelde rahmeti elden bırakmadığı, insanları öldürme yerine onları diriltmeye yani hidayete erdirmeye çalıştığını görüyoruz.

Selahaddin-i Eyyubî’nin Kudüs’ün fethinin ardından sergilediği o erdemli tavır, elbette ki dayanağını onun sahip olduğu İslam anlayışından almıştır.

Kudüs’ü ellerinde tutan Haçlılar, bir ay süren yorucu mücadelelerinin ardından Selahaddin komutasındaki Müslümanların Kudüs’ü fethetmekten vazgeçmeyeceklerini anlayıp şehri teslim etmeye razı olmuşlardır.

Şehrin talan edilmeden teslim edilmesi, Mescid-i Aksa başta olmak üzere kutsal mekanların tahrip edilmemesi.

Selahaddin’in, Kudüs’ün fethinde takındığı bu tavır, dost ve düşman herkes tarafından takdir edilmiştir.

 Haçlıların yaptığı bütün o zulümlere karşılık intikam duygusuyla hareket etmemiş ve yapılan sözleşmeye sadık kalarak dürüst ve adil bir tutum takınmıştır.

Vaktiyle Haçlılar bu bölgeleri işgal ettiklerinde camiye sığındıkları halde Müslümanları korkunç katliamlara tabi tutmuş, kendilerine her türlü ihanette bulunmuşlardı.

Selahaddin ise kimsenin kanını akıtmadığı gibi esirleri serbest bırakmak için adeta bahaneler aramıştır. 

Günümüzde İslam dinini terörle ve kılıçla özdeşleştirmek isteyen Haçlı zihniyeti sadece Haçlı tarihini tarafsız bir incelemeye tabi tutabilseydi İslam medeniyetinin Haçlı medeniyetinden ne kadar ayrıcalıklı olduğunu kolaylıkla görebilecekti.



Bu yazı 3585 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI