Bugun...


Zeki Özer

facebook-paylas
Diyarbakır Sağlıkta Liyakatsiz Yönetim
Tarih: 13-02-2025 00:03:00 Güncelleme: 13-02-2025 00:03:00


 

Kur'an-ı Kerim  Maide Suresi'nde şöyle buyrulur:

"Kim, bir cana kıymayan veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmayan bir nefsi öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibi olur.  Kim de bir nefsin yaşamasına sebep olursa, bütün insanları yaşatmış gibi olur."

Peygamber Efendimiz (S.A.V) ise şu önemli uyarıyı yapar:
"Beş şey gelmeden önce beş şeyin kıymetini bil:
İhtiyarlığından önce gençliğini,
Hastalanmadan önce sıhhatini,
Fakirliğinden önce zenginliğini,
Meşgul zamanlarından önce boş vaktini ve
Ölümünden önce hayatını!" (Buhârî, Rikāk, 3; Tirmizî, Zühd, 25).

Bugün bu âyet ve hadisle yazıma başlıyorum. Konu yine sağlık yine vurdum duymazlık. 

Sağlık, her şeyin başı mı?

Sağlığın olmadığı bir yerde ne huzur ne mutluluk ne de yaşamdan keyif kalır mı, insan? 

Diyarbakır’da sağlığın her geçen gün daha da kötüye gittiğini hepimiz çok iyi biliyor muyuz?

Bu durumu yazmak, çizmek yetiyor mu?

Ne yazık ki liyâkatsizlik ve umursamazlık, sağlık sistemini çöküşe sürüklüyor.

Burada altını çizerek belirtmek isteriz: Kimseyle kişisel bir meselemiz yok, çıkar peşinde de değiliz.

Bir gerçek var ki dost acı söyler.

Diyarbakır’ın sağlık alanındaki bu içler acısı hali karşısında susmak, en hafif tabirle vebâldir.

Gazi Yaşargil Devlet Hastanesi, sağlık değil, çile merkezi mi?

Bu hafta başında Gazi Yaşargil Devlet Hastanesi'nde iki gün geçirdik. 

Amacımız, sağlık hizmetlerinden faydalanmaktı. 

Karşılaştığımız manzara, bir vatandaş olarak bizi hem derinden yaraladı hem de isyan ettirdi.

Pazartesi günü dahiliye doktoruna gittik. 

Doktor, tansiyonumuzu Holter cihazıyla ölçtürmemiz gerektiğini söyledi ve bizi ilgili bölüme sevk etti.

Holter bölümüne gittiğimizde görevli kişi,  3 Mart 2025’e gün verdi. 

Durumumuzun acil olduğunu belirtmemize rağmen umursamaz bir tavırla “Git, doktorunla konuş” dedi. 

Doktora geri döndük; o da çaresizce “Elimizden bir şey gelmez” diyerek konuyu kapattı.

Durumu çözmek için idare katına çıkmaya karar verdik. 

İşler daha da karmaşık bir hal aldı. 

Başhekim yardımcısını aradık, ama üç kez aramamıza rağmen cevap alamadık.

 Başhekimi sorduk; saat 15.00 civarında yerinde olmadığını söylediler. 

Bu sırada hastane koridorunda bir hasta sandalye üzerinde acil bir şekilde bekliyordu.

Kardiyoloji bölümünden taburcu edilmiş, eve gitmiş ama durumu kötüleşince geri getirilmişti. 

Kimse ilgilenmiyordu.

 Hasta yakınlarının karşısında bir muhatap bile yoktu.

Salı günü nöroloji doktoruna gittik. 

MR çekilmesi gerektiğini söyledi. 

MR için verilen gün, 24 Şubat 2025 saat 00.10’du. Yani gece yarısı. 

Bir hasta, gece yarısı mı hastaneye gelip MR çektirmek zorunda kalmalı? 

Bu nasıl bir düzen?

Yine başhekim yardımcısını aradık.

Cevap alamayınca tekrar idare katına çıktık. 

Saat 12.00’de idarecilerin toplantıda olduğunu söylediler. 

Saat 13.00’te tekrar gittim; bu kez toplantı salonuna geçmişlerdi. 

Akşam saat 17.30’da başhekimi aradık, cevap yok. 

Beş dakika sonra hastanenin basın biriminden biri aradı.

 Durumu kendisine anlattık ama bugüne kadar kimse geri dönüş yapmadı.

Liyâkatsiz Yönetim, insan hayatını hiçe Saymaz mı?

Diyarbakır’da sağlık sisteminin bu hale gelmesinin tek bir sebebi var: liyâkatsizlik. 

Gazi Yaşargil Devlet Hastanesi gibi dev bir sağlık kuruluşu, vasıfsız yöneticilerin ellerinde adeta çöküşe sürükleniyor. 

Bu yöneticiler, halkın sağlığını korumak ve hizmet sunmak yerine koltuklarını doldurmakla meşgul. 

Günlerce süren toplantılar, halkın ihtiyaçlarını karşılamaktan çok geyik muhabbetine dönmüş durumda.

Eğer sağlık hizmetlerini böyle yöneticilere emanet ederseniz, sonuç bu olur.

İnsanlar en temel hakları olan sağlık hizmetine erişemez hale gelir. 

Hasta kapıda bekler, doktor çaresiz kalır, vatandaş isyan eder. Çözüm mü?
Çözüm bulacak kimseyi bulamazsınız!..


Sayın Cumhurbaşkanımıza ve Sağlık Bakanımıza sesleniyoruz: Diyarbakır’ın sağlık sistemini bu liyakatsiz yöneticilerden kurtarın.

 İnsan hayatı bu kadar ucuz olmamalı. Devletin kaynakları boşa harcanmamalı. 

Halkın güvenle başvuracağı sağlık kurumları, çile çektiği yerlere dönüşmemeli.

Diyarbakır, daha iyisini hak etmiyor mu?

Buna zemin hazırlayan olumsuzlukların kaynağı gittikçe artıyor.

Adil, şeffaf ve liyakat esasına dayalı bir yönetim anlayışıyla bu sorunlar çözülebilinmez mi?

Bunun için bir an önce harekete geçilmesi gerekmiyor mu?

Burada her geçen gün, insan hayatını tehdit eden bir sağlık sistemine tanıklık ediyoruz.

Bu çağrımızı bir vatandaş olarak, bir insan olarak yapıyoruz. 

Artık bu çığlığı duyun. Daha fazla geç kalmayın!..

Biz, adeta sağlıkla ilgili haftada bir yazıyoruz.

Biz yazmaktan, okurlar okumaktan usandı.

Yetkililere çağrımız ce-vap-sız kalıyorsa bu emekli maaşıyla özel hastanelere mi gidilsin?



Bu yazı 6534 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
HABER ARA
YUKARI