Bugun...


Zeki Özer

facebook-paylas
Dicle Üniversitesi Diyarbakır'ın Hastanesi mi? Bilim Adaylarına Okul mu? Birilerinin Çiftliği mi?
Tarih: 15-08-2024 00:03:00 Güncelleme: 15-08-2024 00:03:00


 

Dicle Üniversitesi, Diyarbakır’ın ve bölgenin en önemli sağlık ve eğitim kurumlarından biri olmasına rağmen, kuruluşundan bu yana başarılarından çok skandalları ve yönetimsel sorunlarıyla gündeme gelmiştir. Bir üniversitenin temel misyonu, eğitimde ve bilimde öncü olmak, bölge halkına sağlık hizmetleri sunarken aynı zamanda ulusal ve uluslararası düzeyde saygın bir yer edinmektir. Ancak Dicle Üniversitesi, bu misyonun çok uzağında kalmış, kısır yönetim anlayışlarıyla sürekli geriye gitmiştir.

Diyarbakır gibi köklü bir şehrin en büyük gururu olması gereken bu üniversite, ne yazık ki her geçen gün daha da gerilemektedir. Şehir halkı, Dicle Üniversitesi’nden umutla beklediği sağlık hizmetlerini alamazken, üniversite yönetimi yalnızca kendi çıkarlarını gözeten bir yönetim anlayışıyla hareket etmektedir. Şehir ve üniversite arasındaki bu uçurum, nehrin iki yakası arasındaki mesafeden daha büyüktür. Dicle Nehri’nin diğer tarafında kalan bu üniversite, şehirle ve halkla hiçbir zaman barışık olamamıştır. Bu zihinsel kopukluk, üniversitenin en büyük sorunlarından biri haline gelmiştir.

Yeni atanacak rektörün bu durumu değiştirmesi, halkla üniversite arasındaki bu uçurumu kapatması, en büyük temennimizdir. Ancak gerçekçi olmak gerekirse, Dicle Üniversitesi’nde yaşanan bunca sorunun çözülmesi için daha fazlası gerekmektedir. Üniversitenin şu anda alt sıralarda yer almasının asıl nedeni, liyakatsizlik ve nepotizmin akademik ve idari kadrolara hakim olmasıdır. Rektörlük koltuğuna oturan her kişi, üniversiteyi geliştirmek yerine, eşini, dostunu, akrabasını işe almakla meşgul olmuştur. Bu üniversite, bilim yuvası olmak yerine bir aile şirketine, bir iktidar çiftliğine dönüşmüştür.

Diyarbakırlılar olarak, bu duruma artık yeter diyoruz. Dicle Üniversitesi, kimsenin çiftliği değildir. Üniversite, halkın üniversitesidir ve halkın yararına hizmet etmelidir. Ancak bu amaca hizmet etmek yerine, rektörler kendi akrabalarını ve yandaşlarını işe alarak üniversiteyi bir aile işletmesine çevirmişlerdir. Bu, sadece üniversiteyi değil, Diyarbakır’ın sağlık geleceğini de tehlikeye atan bir ihanettir. Üniversite, bu nepotizmin ve kayırmacılığın altında ezilmektedir. Diyarbakırlılar olarak bu haksızlığa göz yummuyoruz ve bu vebalin hesabının bir gün mutlaka sorulacağına inanıyoruz.

Mevcut rektöre soruyoruz: Dicle Üniversitesi sizin çiftliğiniz midir? Kimleri, hangi akrabalarınızı, hangi yandaşlarınızı bu üniversitede işe aldınız? Kimlerin emriyle hareket ediyorsunuz? Bu soruların cevabı Diyarbakır halkı için son derece önemlidir. Dicle Üniversitesi’nin geleceği, bu soruların cevabında yatmaktadır. Eğer bu üniversite gerçekten bir bilim ve sağlık yuvası olacaksa, bu soruların cevabını açıkça vermek zorundasınız. Üniversiteyi geliştirmek, Diyarbakır’ın sağlık geleceğini güvence altına almak sizin görevinizdir. Ancak görünen o ki, mevcut yönetim bu görevi yerine getirmekte yetersiz kalmaktadır.

Sadece rektör değil! Hangi rektör yardımcısı, idari görevde olmasına rağmen kendi bölümünden yakınlarına kadro tahsisi yapmıştır? Üstelik bu hamle, ülke olarak kara günler yaşadığımız, insanların molozlar altında can çekiştiği deprem felaketi sırasında hangi vicdanla gerçekleşmiştir? Bu soruların yanıtı Diyarbakır halkı için hayati önem taşımaktadır. Bu tür skandal niteliğindeki uygulamalara imza atanlar, sorumluluklarını asla unutmamalıdır. Peki, YÖK’ün bu durumdan haberi var mıdır? Eğer varsa, neden sessiz kalmaktadır? Yoksa YÖK de mi bu kayırmacı ve liyakatsiz yönetime göz yummaktadır?

Diyarbakır’ın sağlık alanında büyük bir atılım yapması gerekiyor ve bu atılım ancak Dicle Üniversitesi’nin liderliğinde gerçekleşebilir. Ancak mevcut rektör ve yönetim anlayışıyla bu atılımın yapılabileceğine dair hiçbir umut ışığı göremiyoruz. Mevcut rektörün ikinci bir dönem için atanması ise tam anlamıyla bir felaket olacaktır. Bu durumda Diyarbakır, sağlıkta geriye gitmekle kalmayacak, geleceği de karanlığa sürüklenecektir. Bu senaryo, Diyarbakır halkı için kabul edilemez bir durumdur ve bizler bu duruma izin vermeyeceğiz.

Dicle Üniversitesi’nin mevcut durumu, Diyarbakır’ın ve bölgenin geleceği açısından büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Üniversite, bilimsel başarı ve sağlık hizmetleriyle anılmak yerine, nepotizm ve kayırmacılıkla anılmaktadır. Diyarbakırlılar olarak bu duruma artık sessiz kalmayacağız. Üniversitenin yeniden halkın üniversitesi olması için mücadelemizi sürdüreceğiz. Dicle Üniversitesi, bir bilim ve sağlık merkezi olmalıdır, bir iktidar çiftliği değil. Bu hedefe ulaşmak için liyakat, şeffaflık ve adaletin egemen olması zorunludur. Yeni atanacak rektörün, bu sorumluluğu üstlenmesi ve üniversiteyi hak ettiği yere taşıması en büyük beklentimizdir. Aksi takdirde, bu yanlış yönetim anlayışının bedelini Diyarbakır ve bölge halkı ödemek zorunda kalacaktır. Bu vebalin altında kalanlar ise hesap vermeden cenneti göremeyeceklerdir.



Bu yazı 2833 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI