Zulüm anlamı geniş ve içerisinde birçok kavram barındırıyor. Bugün yapılan yanlışları dile getirmek herkesin görevi olmalıdır. Bununla ilgili Peygamber efendimizin bir hadisini hatırlatayım.

Enes (R.A.)den rivayet olunduğuna göre Hz. Peygamber şöyle buyurdu:

"Din kardeşin zalim de, mazlum da olsa ona yardım et." Sahabeler den biri: Ya Rasûlallah! Kardeşim mazlumsa ona yardım edeyim. Ama zalimse nasıl yardım edeyim, söyler misiniz? dedi. Hz Peygamberimiz: "Onu zulümden alıkoyar, zulmüne engel olursun. Şüphesiz ki bu ona yardım etmektir." buyurmuşlar.

Bizler, Müslüman kardeşimizin yaptığı yanlışlıkları gücümüz nispetinde engel olmalıyız. Önce elimizle düzeltmeye çalışmalıyız. Bu olmuyorsa dilimizle uyarıp engel olmaya çalışmalıyız. Yapılan yanlışların yanında, niyetimizin yıkmak değil yapmak olduğunu göstermek için yapılan doğruları da dile getirmeliyiz.

İnsan beşerdir yanılabilir, nefsi arzu ve isteklerine kapılabilir. Uyarıp yapılan yanlışlar dile getirilmeli ki belki farkına varır ve yanlış yoldan döner. Aksi takdirde kötülük yokuş aşağı inen bir kartopu misali büyür de büyür ve önüne gelen her şeyi tar-umar eder.

Diğer bir boyut ta meydan yanlış kişi ve düşüncelere kalır. Onlar da alabildiğine toplumu yanlış yönde ifsad etmeye çalışır.

Bu ifsad bugün değil ama yarın muhakkak bize, çocuklarımıza ve geleceğimize yıkım olarak yansıyacaktır.

Hırsızlığın, yolsuzluğun, fuhşun ve daha bilmem nelerin geçerli akçe olduğu günümüzde geçerli olanın doğru ve dürüst namuslu bir yaklaşım olduğuna inanıyoruz.

Birilerinin meşru birileri tarafından atanmış veya yetkilendirilmiş olması etrafına tasdikli rant hırsız ve çeteleri toplayıp böyle gelmiş böyle gidecek sıra bizde memleketi bizmi kurtaracağız diyerek yamyamlaşmaları hem memleketi, hem dünyalarını hemde ahiretlerini yıkmaktadırlar. Tüm bunlarla beraber Sonrada Kudüs ve Filistin’e ağıt ve yürüyüş yapmaları sadece kendilerini kamufle etme amacından başka bir şey değildir..

Bugün bizler hem muhalefetin hem de iktidarın yaptıkları yanlışları dile getirmezsek yapılan yanlışlar tekrar edilir.  Yapılan yanlışların halkın gözünde ne kadar rahatsızlık yarattığını yöneticilerimize bildirmeliyiz ki yapılan bu yanlışların farkına varıp çözüm odaklı olarak hareket etmelerini sağlamış olalım.

Gönül isterdi ki bugün bizler artan işsizliği, yapılmayan yatırımları, zirveye çıkan fuhuşu, bozulan gençliği, yapılan adaletsizlikleri, liyakatsiz yapılan atamaları, yapılan yolsuzlukları ve bir zamanlar aynı safta yer alıpta şimdi düşman kesilenleri konuşmuyor olsaydık.

Ve gönül isterdi ki bugün yapılan bu camilerin şatafatlı yapısı değil de, camileri nasıl doldurmamız gerektiğini, ortaya çıkan ahlaki çöküntünün nasıl bertaraf edebileceğimizi ve camilerin bundaki rolünü konuşuyor olsaydık.

Biz bunları söyleyerek görevimizi yapmış oluyoruz. İnşallah yöneticilerimizde söylenenlere kulak verip yapılması gerekenleri yaparlar.