Bugun...


Zeki Özer

facebook-paylas
Zekât Toplumu Birbirine Kenetler
Tarih: 23-04-2021 00:03:00 Güncelleme: 23-04-2021 00:03:00


Zekât mülkiyeti belli ölçüler içinde zengin ve fakir arasında bölüştürmek, paylaşmak

Zekât fakirin bir çeşit sosyal güvenlik ve toplumda sigortası kuruma kalkanı. Zekât ihtiyaç sahiplerine yardım etmek; fakir, miskin, yolda kalmış, borçlu olan gibi toplumda zayıf kalan insanların ellini tutmak ayağa kaldırmak zekatın hedeflerin arasında yer almakta.

Zekât ferdin şahsiyetinin takviye eden bir nevi güç, toplumda zayıf olan insanların iktisadı güçlendiren, toplumu maddi ve manevi kaynaştırın kuvvetlendiren bir birine sıkı sıkıya bağlan bir köprü.

Zekât ihtiyaç sahibi olan tüm sınıfları bedenen ruhen ahlaken toplumu tüm ihtiyaçlara içinde barındıran bir sigortadır. İslam toplumun sigortası 1400 yıl önce zekât müessesesi ile temeli atmış.  Modern dünya fakirleri kurmak için 1941 yılında fikri ortaya atılmış oda eksikler dolu.

Zekât fakir ile zengin arasındaki uçurumları, farklaşmaları ortadan kaldırır. Zekât sınıflar arası mesafeyi yaklaştırır, toplumda orta halli insanların artmasına, piyasaya rahatlık sağlar, mülkün sadece bir sınıfın egemenliğinden kalmakta kurtararak muhtaçların da satın alma güçleri artar. Sadece zenginler değil geniş bir halk kitlesi de içinde utanmadan sıkılmadan zaruri ihtiyaçları olan, temin ederek yaşayabilme imkânına kavuşturur.

Zekât toplumda parayı stok edilmesinden önler, yatırıma yönetilir. Nedeni ise zengin veya mal sahibi eksilmeyi önlemek için parayı yatırıma yönetir, artırma yoluna gider.

Paranın, malın sadece zengin, yatırımcı elinde dolaşan bir servet olması Allah (c.c) Kuran’ı kerimin el haşr suresi 7 ayetinde yasaklamış. Bu da zekât yoluyla temin edilir.

Zekât sosyal dengeyi sağlar. İnsanların yaşam bakıldığında Allah (c.c) farklı sevilerde yaratmış. Kimi zengin, kimi fakir, kimi orta hâllı, vs.

Zekat bir sosyal yardımlaşa teşkil ettiği için toplum birbirine kenetler. Zengin fakire karşı sevgi tohumu oluşturur bunun yanında şefkat, merhamet duyguları arıtırı. Yoksulun, muhtacın zengine karşı saygı, içinde titizlik duyguları inkişaf eder. Fakir ve zengin arasında kin, nefret, düşmanlık duyguları tamamen yok olur. zengin yoksula karşı zulüm, minnet altına bırakır, yoksulda zengine karşı zillet esaret duyguları içinde olmaz. 

Gelir paylaşımında yaşanan adaletsizliklerin oldukça uzun bir geçmişi vardır. Ancak çözüm arayışları 18. Yüzyıldan itibaren yoğunluk kazanmıştır. Bu arayışların aradan geçen zaman diliminde konuya köklü bir çözüm getirdiğini söylemek güçtür.

 Zekâtın sosyal adalete olan katkısını tahlil etmektir. Kur’an ve sünnet, zekâtla aynı çerçevede değerlendirilebilecek noktaları ilk dönemlerden itibaren vurgulamıştır. Açı doyurmak, yoksula ve yetime yardımcı olmak, köle âzat etmek bunlardan bazılarıdır ve bunlar sosyal adalete katkı sağlayan uygulamalardır. Kur’an ve sünnetle ortaya konan bu çizgi, Zekât yükümlülüğünün zenginlerin üzerinde olması ve kolay şartlara bağlanmış olması, bu ibadetin sosyal adaleti teminine katkı sunmaktadır. Zekâttan dar gelirlilerin faydalanması da bu açıdan önem taşımaktadır. Ayrıca dünyevi ve uhrevi yükümlülüğü bir arada getiren zekâtın zorunlu olmayan bazı uygulamalarla desteklenmesi gelir dağılımının dengelenmesinde rol oynamaktadır.



Bu yazı 7021 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI