Bu millet, nice zorluğun üstesinden gelmiştir.

Kurtuluş Savaşı"nda verdiği mücadelenin aynısı şimdi  vermekte olan vatan, devlet söz konu ise hiç bir güç bu millete diz çöktüremez.

Kurtuluş Savaşı'nda bu millete mandacılık dayatmak isteyen güçler, emellerine ulaşamadı, bunu başaramadı.

Bir bir yenilgiye uğradılar.

O tarihte başaramadıklarını şimdi ekonomi üzerinde mandacılığı dayatmak isteyenlere karşı bir milletvekili, gerektiğinde ekmeğe soğanı katık yapacaklarını ifade etmiş.

Biz de biliyoruz ki bu  millet kurusoğanı bulmasa da açlığını kuru ekmekle bastırır, mandacılığı yine reddeder.

 Devlet yönetmek, idare etmek kolay iş değildir, bilmekteyiz.

Bir evi yönetmekte kimi zaman sıkıntılar, gözümüzde Karacadağ'a dönüşür, aşılması güç. 

Her insanın işi değil, devleti yönetmek, bu bilinmelidir.

Bu günlerde Sayın Erdoğan'a karşı yapılan salıdırıların milletçe farkındayız.

 Onun için güç birliği yaparak, mandacılık dayatmasına karşı  mücadele etmek gerektiğini inanıyoruz.

AK Parti'nin ülkede bir çok önemli hizmeti olmuştur. 

Hiç kimse inkar etmez, doğru yapılanları. Fakat bunun yanında yanlışlıkları da olmuştur.

 Bugün ülkemizin içine düştüğü durum, küresel bir saldırıdır, ekonomi alanında. 

 AK PARTİ'nin yaptığı yanlışları görmeyen idarecilerle, içinde yuvalamış AKP'lilerce,  rant çeteleriyle  diz çökertilmek istenen Erdoğan, alnı açık başı dik, ne olduğunu bildiği taraflara meydan okumaktadır.

Buraya kadar her şey güzel de tek başına olmak, kalmak çok zordur.

Bugün halkın sokaktaki sesini duymazdan gelen Erdoğan'ın bir çok danışmanı bulunmaktadır.

 Bu bal ve kaymak hayranı,  halkın içine girmeden gittiği her yerden kendini destekleyen ve Parti'den beslenen çıkar gurupları, yarın Erdoğan'ı yalnız bırakacaktır.

Erdoğan, nerede hata yaptığını bilmektedir, bir yönüyle.

Vakit çok geç olmadan, dönülen yanlışlar, halkın gözünde liderleri yüceltir.

AK PARTİ cenahında bir çok kişi  sosyal medya paylaşımında Merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın fotoğrafını ve yıllar önce söylediği söylediği şu sözleri paylaştı:

-Siz sanıyorsunuz ki Türkiye’ye tankla,  tüfekle. uçakla saldıracaklar. Buna hiçbir ülkenin cesareti yetmez. Onlar bu ülkeyi terörle bertaraf edip yıkmaya çalışıyorlar, ancak bunu başaramadıklarını anladıklarında, bir sonraki silahları ekonomik saldırı olacaktır.

Rahmetli Erbakan'ın herkesin anlayacağı sözünü idrak etmemek mümkün mü?

Devlet Adamı olma, bunu gerektirir.

Sayın Erdoğan, bunun farkındadır.

Avrupa ve işbirlikleri terörün yapamadığını şimdi ekonomiyi  silaha dönüştürüp, devreye soktu.

İnsanın aklına gelmiyor değil, bir kere.

Sayın Erdoğan'ın üzerinden çıkardığını belirttiği bir gömlek vardı. 

O gömlek Millî Görüş Gömleği idi.

AK PARTİ,  eğer merhum Necmettin Erbakan'ın söylediklerini  yapmış olsaydı bu durumlar meydan gelir miydi?

Gelirdi ya da gelmezdi!..

Düşman hep dışta arandı.

İçte olduğuna bakılmadı, çoğunlukla. 

Millî Görüş zeminli her siyasî oluşum, daima tehlikeli bulundu, bilinç altına bu yerleştirildi.

Müslüman mahallesinde salyangoz satanlar, alıcı bulmakta zorlanmadı.

Yavaş yavaş alıştırıldılar rahatlığa.

Dün başörtüsü için elleri kelepçelenen, ağzı kapatılıp nefessiz bırakılan, ikna odalarında beyni yıkatılmak istenen, başörtü üstüne peruk takarak okula gidenler unutuldu.

Yerini pahalı markaların ürünleri giyenler  aldı. 

Bunlar, kendilerinden önceliklerini hatırlamıyor.

Onlar sıkıntıda iken, şimdikiler modanın, badananın ve lüksün içinde çağdaşlığın modernite hali içinde şıklıkta mankenleri aratmıyor.

Kısacası asimilasyon, dejenerasyon hat safhada.

Gelelim ana konumuza... 

Bu ekonomik savaş ise hepimiz karşısında duracağız.

 Millet seve seve fedakârlık yapar. 

19 yıldan bu yana iktidar olan sanki AK PARTİ değil.

Adeta muhalefet iktidarda.

Yeniden uyanır,  üretime dayalı politikalar savunur  ise mesele kalmaz.

Bugün Türkiye'de üretime dayalı yatırımlarımız olsaydı durum bu olmazdı.

 İnşaata,parka yola, kaldırıma, laleye, çiçeğe  harcanan paralar yatırım değil birileri servetine servet katmak mıydı? 

Siz, ülke savunması için yatırım yapın.

Asgarî ücretli, paralı yoldan geçemez, bilemediniz.

Yol ne kadar güzel olsa, o araçları alacak kadar para, asgarî ücretle bir araya ge,-le-mez!..

Bu gün AKPARTİ'nin  halkın içine girmediğini görmekteyiz.

 Girse de onlarca koruma ile giriliyor.

Bu ülkede bir çok iktidar geldi, birçoğu unutulup gitti.

 Hiç bu dönem gibi halk sıkıntı çekmedi, adeta. Varlık içinde yokluk, cenneti adeta cehenneme çevirdi.

Bir vekil, vali, belediye başkanı halkın içinde korumasız gezemez oldu.

 Halkı her geçen gün, kendilerinden uzaklaştıran uzaklaştırana.

 Ne olurdu, bu darboğazda iktidar milletvekilleri altı aylık maaşlarını hazineye bağışladığını söylese...

Bir yıl boyunca memur maaşı ile geçinse.

Milyonlarca lira seçim parası alan partiler, flamaya, şuna ve buna halkın bu öz malı, alinteri olan parayı harcamadan hazineye verse.

Hep yastık altı altınlar dendi de dendi.

Artık eskisi gibi kalması güç.

Siyasî partiler  birbirinin düşmanı değil, olmamalı.

Seçim barajı %1 olmalı.

 Gerektiğinde tümüyle baraj kaldırılmalı.

İttifaklar ortadan kalkar, bu şekilde.

Istemese de varlığını korumak için kimi partiler, ittifak yerine mecliste temsiliyet bulur.

Kavgaları siyasî ise siyaset meydanında birbirini yine eleştirse partiler, doğal karşılanır.

Konuya tekrar değineceğiz, kuşkusuz.

Yazık ve günahtır...

Hatırlatalım, dedik.

Televizyonlarda akıl dağıtan kimi palyaçolar, bilmeli dediğimizi.

Biz yerel basın olarak kimseye ya da kimselere akıl hocalığı da yapmayız. 

Belirttiğimiz halkın içinden geçenler.

Halk, bilir misiniz, " kandırılmak" istenmiyor, tekrar.

Doğrusu bu.