Defalarca köşe yazılarımızda Diyarbakır’ın önemi hakkında yazılar yazmışız. Bu haftanın son iş gününde karla kaplı, deyim yerinde ise Diyarbakır karın etkisi altında mahsur kalmış. Makyaja önem veren etkili ve yetkili yöneticilerin bunu fark etmemesi ne kadar mümkün bilemiyoruz.
Yıllar önce Diyarbakır’ın Şehitlik semtinde kışın ortasında yıkılan hicret apartmanını hatırlarsınız. o dönem bile bu kadar olmamıştı. O dönemin şartları ile şimdiki şartları birbirine karşılaştırma yaptığımız zaman imkanlar o dönemde çok daha kısıtlıydı, şimdiki gibi değildi .
Diyarbakır’ı yönetmek, idare etmek her kişinin işi değil. Bu kim olursa olsun , şahıslar önemli değil. Diyarbakır’ı yönetmek balkanlarda veya dünyanın herhangi bir yerinde bir devleti yönetmek demektir.
Bunun için kabiliyet liyakat gerekir. Ama velakin bugün büyükşehir belediyesinde bir iki hafta önce yaşanan bir olay basına yansıdı. Yakıştıramadık Diyarbakır’a. Büyükşehir belediyesi belediyecilikten çıkmış boks ringine dönmüş sanki. Olayı duyduğum günden bugüne kadar gelen tepkileri, günlerce aylarca yazsak bitmez herhalde.
Diyarbakır’ı bu kadar küçültmeye hiç kimsenin hakkı olmadığı gibi haddi de değildir. Belediye halkın belediyesi çalışanlar ve yönetenler bu halkın hizmetkarıdır. Kamusal alan olan belediyeler ve işgal ettiğiniz makamlar boks ringi değildir. Boks yapacaksanız bulunduğunuz görevlerden istifa edin gidin boks federasyona kayıtlarınızı yapın bari. Belki Türkiye’yi dünyada temsil edip altın madalya getirirsiniz. Çok önemli ve değerli bürokrat ve daire başkanlarımız. Diyarbakır’ın sizlerin altın madalyalınıza ihtiyacı olmadığı gibi sizlere de ihtiyacı yoktur.
Bugün büyükşehirde yaşayan olay, bizlere şunu gösterdi ki yaşanan kavga rant kavgası ve pasta kavgasıdır. Büyükşehir belediye başkan vekilinin gerekeni yapması gerekir. Birini görevden alıp diğerini görevde bırakması yanlış olur.
Sağır sultan bile biliyor. Bu iki daire başkanı liyakatı ile bu makama gelmiş değiller. Kafa kol ilişkileri ve bilmem hangi pastacı ve şıracının referansı ile göreve getirildikleri bilinmiyor değil. Ehil değiller. Bunun faturası AK partiye kesilir, Diyarbakır’da ağır darbe yer.
Liyakatsiz ve ehil olmayan sağanak yağışlı atamalardan Diyarbakır büyükşehir belediyesinde bugün yaşayan bu olay yarın başka kurumlarda da yaşanmayacak diye bir kural yok. Bu tür skandallar Diyarbakır il valisinin yaptığı olumlu çalışmalara gölge düşürür.
Bu iki daire başkanını kim getirdi, kimler referans oldu, o kişilerde sorgulanmalıdır. Bu tüm Diyarbakır’a yapılan bir hakarettir, cezasız kalmamalı.
Bugün Diyarbakır’da yaşanan bu olumsuzlukların tüm faturası başta Recep Tayyip Erdoğan’a ve sonra il valisine çıkacak. Diyarbakır halkı seçimde bunu göz önünde bulunduracak. Bugün Diyarbakır’da yediden yetmişe kime sorarsan şunu der, Hiç mi bir Diyarbakırlı yok? Oradan buradan kendi adamlarınızı getiriyorsunuz. Getirdiğiniz adamlarda bari ehil olsa..