Bugun...


Zeki Özer

facebook-paylas
CUMA YAZILARI
Tarih: 15-09-2023 00:03:00 Güncelleme: 15-09-2023 00:03:00


Merhametin çağıldadığı kalplere sahip olmadıkça hayat, içinden çıkılamaz cehennemden manzaralarla doludur.

Yeryüzünde insanlığın içinde bulunduğu kaos ve kandırma ve aldatma ancak hakikatin teceĺî etmesiyle mümkündür.

Yeryüzünü baştan başa hilelerle desiselerle beşerî hevalarıyla hevesleriyle savaş meydanlarına çevirenler, seculer anlayışla nereye kadar gidecektir?

Tarihteki olaylardan ders almayanların içine düştüğü çıkmaz, yeni savaşlara zemin hazırlarken, insanca yaşamı hedefleyen ve insanı eşref-î mahlûkat bilme yolunda çaba, neden baltalanıp durulur, sulandırılır, ılımlı hale bırakılır?

Allahın dinine savaş açanların İslam kardeşliğini istememesi, kendilerince doğal iken, kendi hayat nizamlarında olağan karşılanırken yeni haçlı ve yahudî ittifaklaına karşı çökertilmek istenen karşı koyuş, niçin yok sayılıyor?

Allahın arzında ilâhlık taslayanların dünyayı yeniden bir umumî savaşa kendi topraklarının dışında sürüklemesi hiç mi, düşündürtmez insanı?

Beşerî sistemleri dayatarak, hakimiyeti kendinde görenlerin karşısında " Allahın ipine sımsıkı sarılın ve asla dağılmayınız" âyetine muhaliflik etme ne anlama sahiptir?

İman edildiği söylenilen kıtap olan Kur'an-ı Kerim'de bu keskin ve tefsire ihtiyac olmayan emir,  bütün mü'minlerin kardeş olduğunu ifade ediyorsa, İslâm Coğrafyası'nda dinmeyen acılar, dökülen kanlar neyin nesidir?

Filistin'de yalnız bırakılan kardeşlerine sahip çıkmayanları nasıl tarif edebilir, insan?

Sadece Filistin mi?

Suriye, Irak, Yemen, Sudan, Eritre, Filipinler, Myanmar, Bosna-Hersek, Ürdün, Lübnan bu coğrafyanın parçası değil mi?

Mısır, Libya bu coğrayaya dahil değil mi?

Cezayir, Fas, Tunus coğrafyanın parçası dışında mı?

Uygur ve diğer Türkî devletlerdeki sıkıntılar, Müslüman oldukları için değil midir?

Kürd kardeşlerimizin sıkintısı, farklı mıdır?

Kimse kusura bakmasın ve alınmasın.

Her insan Yaradanın eseri olduğu için, Yaradandan ötürü sevilir.

Arap da kardeşimizdir Afrikalı da Asyalı da Avrupalı da Kızılderili de Çinli de...

Ukraynalısı, Rus'u, İngiliz'i, Alman'ı, Fransız'ı bilmem neyin nesi gelir de tepki görmez.

Sığınmacılar kötülenip durulur, hemen her gün.

Sığınmacının çaresizliği, bu tevhidin olmayışındandır, eksikliğindendir.

Suriyeli Arab'ı, Ķürdü istemeyenlerin aslı araştırıldığinda onların da göçmen-muhacîr oldukları görülür, çoğunlukla.

Kimi partilerde dillendirilen bu ırkçı yaklaşımlar tehlikeli olmaya başlamış durumdadır.

Bu ırķçı yaklaşımı derinleştirenler, Ruşlarla Ukraynalılarla dolu olan yerleşim yerlerindeki nüfus oranlarına baksın, bunu ele alsın.

Eğer coğrayamızda birlık ve bersberlik olsaydı, sınırlar cetvelle çizilmez, bayraklar bir kalemin elinden çiikmazdı.

Bizi bidbirine düşürenler belli iken, buna itiraz etmeyip efendilerini üzmek istemeyenler sebepleri saklayarak sonuçlari değerlendiriyorsa aynaya bakmalıdır.

Neden ve niçin bu ayrılık?

Tevhide engel olanlar kim?

Vahdet gerekmiyor mu, İslâm Coğrafyası'na?

Kirli, mülevves emellerle daîma kandırılma bizi mi, bulur?

Başkasının yaptığı silahlarla kardeş olanların birbirini yok etmesi niçin?

Bu yaralı gönle derman nerede aranır?

Hangi Lokman-ı Hekim, bu derde şifa sunar?

Yoksulluğun Cennet'te zenginliğe dönüşeceğini ifade edenler, biliyoruz söylediklerine inanmazlar.

Ribânın cemiyeti ifsâd eden yapısına karşı birlik ve beraberlik olmadıkça dokuz kula bir, bir kula dokuz pul daimen kalıcıdır.

İnsanlığı ifsad eden ahlâkî düşkünlüķ, cemiyeti çürütürken gençler kuşak olarak yitiklere karışmakla başbaşadır.

Bunu sisteme bağlayanlar kim?

Biliyoruz ki vahdet olmadıkça, Tevhidî iman olmadıkça ortaya konanlar sadece psnsuman tedbir şeklindedir.

Zihni işgale uğrayan topluluklara uyarılar yine Cenab-ı Hakk'tan gelir.

Kur'an-ı Kerim'de bu husus toplumlar üzerinden sürekli tekrarlanır.

Hz. Peygamber, ümmetinin bu duruma düşme ihtimaline karşı, vucudun birer azası hükmünde olan mü'mjnlerin derdiyle dertlenilmesini buyurur, mü'minlerin bir tarağın dişleri gibi müsavî olduğunu ifade eder.

Hz. Peygamberin ahlâkı ile ahlâklanmadıkça düzlüğe çıkmak mümkün değildir.

Bir cemiyetin, topluluğun kendisini ıslâh etmeye niyeti olmadıkça Allah'ın onları düzlüğe çıkarmayacağı ilâhî emirdir.

Biz nerede hatalar içinde boğulmuşsak, o hatalardan sıyrılarak Sırat-ı Müstakiym'e varırız.

Bizi doğru yola ulaştırmayı Fatiha Sûresi'ni her okuyuşumuzda Allah'tan istiyoruz da devamında"  azıp sapmışarın yoluna déğil" âyetinin ne olduğunu düşündük mü?

Azıp sapanlar kim? Sırat-ı Müstakiym'e ters düşen yolların sürdürücüsü kimler?

Hamd sadece âlemlerin Rabbı olan Allah'a iken ortak koşulanlardan yana olmanın şirk olduğunu düşunmemek, bizj bataktan kurtarır mı, gaya kuyusundan çıkarır mı?

Yeni Dünya Düzeni'nden kast edilen nedir ve neyin alternatifidir?

Cenab-ı Hakk, bizi istediği kullardan eylesin, bizi Sırat-ı Müstakiym'de ayağımızı sabit tutsun.

Değerli okurum, bu bir Cum'a Hutbesi değildir, sadece bir Cum'a yazısıdır.

Müslümanız ve iman ettiğimiz Kur'an-ı Kerim'e göre bir hayatın bize yüklediği sorumluluk, en azından bizim düşünmemizi gerektiriyor.

Bir çok ayet sonrası " Düşünmez misiniz?" Uyarısı, ikâzı var, "fikretmez misiniz?" deniliyor.

Düşünen, fikredenlere selâm olsun!..



Bu yazı 6460 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
HABER ARA
YUKARI