Diyarbakır’da AK Parti’nin siyasi yürüyüşüne yön veren, sahada teşkilatıyla omuz omuza çalışan, halkın talep ve beklentilerini göğüsleyen bir il başkanı var. Ancak bu büyük gayret ve sorumluluk, ne yazık ki bazı belediye başkanlarının kendi görevlerini unutarak sergilediği duyarsızlık ve halktan kopuk yönetim anlayışıyla gölgeleniyor. İl başkanı, tüm bu eksikliklerin ve ihmallerin açığını kapatmak için neredeyse insanüstü bir çaba gösteriyor.

Belediye başkanlığı, sadece makam koltuğunu doldurmak ya da sosyal medyada gösteriş yapmak değildir. Halkın derdine derman olamayan, onların sesine kulak tıkayan bir yönetici, siyaseten tükenmeye mahkûmdur. Bugün Diyarbakır’da AK Parti’ye gönül verenler, yıllardır belediye başkanlarına emanet ettiği ilçelerinin neden hâlâ hak ettiği noktaya ulaşamadığını sorguluyor. İl başkanının sırtında, teşkilatı diri tutma ve halkın güvenini koruma sorumluluğu varken, bir de halktan kopuk belediye başkanlarını düzeltmek gibi ağır bir yük bulunuyor.

Belediye Başkanlarının Eksikliği: Halktan Kopukluk
Diyarbakır’ın dört ilçesindeki AK Parti belediye başkanları, göreve gelirken halka hizmet sözü verdi. Ancak bugün, halk “Telefonlar açık ama bakan yok, kapılar açık ama giren yok” diyerek isyan ediyor. Belediye başkanları halkın arasına karışmıyor, sorunları dinlemiyor ve çözüm üretmek yerine kendilerini göstermelik projelerle savunuyor. Böyle bir belediyecilik anlayışı kabul edilemez. İl başkanı, tıpkı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan gibi halkın yanında olmak, onların sorunlarına çözüm bulmak için çabalarken, belediye başkanlarının bu gayreti gölgeleyen tutumu affedilemez.

Bir il başkanı hangi birine yetişsin? Hangi belediye başkanını sahaya indirip halkla buluştursun? İlçe belediyelerinin görevleri belliyken, bu görevlerin yapılmaması sadece AK Parti’nin hizmet anlayışına değil, teşkilatın tümüne zarar veriyor. İl başkanı, teşkilatın kurumsal sorumluluğunu omuzlamışken, halkın karşısına çıkan bu tabloyu düzeltmek zorunda kalıyor. Peki, belediye başkanları nerede?

Hizmet Bekleyen Halk, Sabırsızlıkla Soruyor
Halk somut hizmet bekliyor. Yıllardır AK Parti yönetiminde olan ilçelerin örnek gösterilmesi gerekirken, hâlâ aynı sorunlarla boğuşması büyük bir ayıp. İl başkanı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyaset felsefesini örnek alarak halka dokunmaya, sorunları çözmeye çalışırken, bazı belediye başkanları bu anlayışa sırtını dönmüş durumda. Halk, “Hangi başkan ilçesini parmakla gösterilecek hale getirdi?” diye soruyor. Cevap ise ortada: Hiçbiri.

Sadece gösterişe dayalı sosyal medya paylaşımlarıyla halkın gözünde başarılı olunamaz. İl başkanı, halkın arasına karışıyor, sorunları yerinde görüyor ve çözüm için çalışıyor. Ancak belediye başkanlarının bu sorumluluğu yerine getirmemesi, ne teşkilata ne de halka karşı bir açıklama ile savunulamaz. Bu belediye başkanları, kendilerine çeki düzen vermek zorundadır. Halkın oyuyla geldikleri makamları hak etmek istiyorlarsa, önce halkın güvenini yeniden kazanmalıdırlar.

Cumhurbaşkanı Gibi Omuzlarındaki Yük Ağır
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yıllardır siyasette “Halka hizmet, Hakk’a hizmettir” diyerek bu dava için mücadele etti. Diyarbakır’daki il başkanı da aynı anlayışla çalışıyor. Ancak Cumhurbaşkanı’nın ülkenin dört bir yanına yetişmesi gibi, il başkanının da dört ilçede birden sorunları çözmesi beklenemez. Her belediye başkanı kendi ilçesinin lideridir. Bu liderliği göstermeyen bir başkan, halkın gözünde de teşkilatın nazarında da bir karşılık bulamaz. İl başkanı, halkın dertlerini dinlemek için sahadayken, belediye başkanları neden ortada yok?

Halka Hizmet Eden Kazanır, Etmeyen Kaybeder
Bugün AK Parti il başkanı, halkın güvenini korumak için canla başla çalışıyor. Ancak bu çabanın boşa gitmemesi, belediye başkanlarının da aynı gayreti göstermesine bağlıdır. İl başkanı her yere yetişemez, her eksikliği kapatamaz. Her başkan, kendi sorumluluğunu yerine getirmeli ve halkın güvenini yeniden kazanmalıdır. Aksi takdirde, bu halk bir daha aynı başkanlara oy vermez. Unutulmasın ki, halkın teveccühü hizmetle kazanılır, laflarla değil.

Belediye başkanları, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çizdiği yoldan sapmadan hareket etmelidir. Yoksa halkın sabrı tükenmiştir. Teşkilatın yükünü arttıran değil, yükünü hafifleten birer lider olmak zorundadırlar. Zenginlere hizmet eden değil, halkın hizmetkârı olan kazanır. Diyarbakır halkı bunu unutmaz, sandıkta mutlaka gereğini yapar.