Aylardır dünya gündemini meşgul eden Amerika Birleşik Devletleri başkanlık seçimleri sonunda tamamlandı ve Donald Trump zaferini ilan etti. Seçim sonuçları, Türkiye’de de geniş yankı buldu. Ancak her yeni başkan döneminde olduğu gibi, bu kez de Türkiye kamuoyunda Amerika’nın yeni liderinin nasıl bir politika izleyeceği ve Türkiye’ye etkisinin ne olacağı tartışılıyor.

Bir yandan, Trump’ın Orta Doğu’daki olayların durulmasına katkı sağlayacağına dair bir beklenti oluşmuş durumda. Ancak, ABD’de kim başa gelirse gelsin, ‘derin devletin’ stratejik politikalarının değişmeyeceğini bilmekte fayda var. Trump’ın önceki döneminde de gördüğümüz üzere, İsrail ile yakın ilişkiler sürdürülmüş, hatta ABD’nin İsrail Büyükelçiliği Kudüs’e taşınarak bölgede yeni bir gerilim dalgası yaratılmıştı. Dolayısıyla Trump’ın tekrar seçilmesinin, Orta Doğu’da barışı getireceği yönünde beklentiler oldukça iyimser olabilir.

Türkiye’ye gelirsek, ABD’deki yönetim değişiklikleri Türkiye siyaseti üzerinde de etkili olabiliyor. Trump’ın zaferi, Türkiye’de kabine değişikliği bekleyen bazı çevrelerde bir hareketliliğe neden oldu. Özellikle bu hafta veya önümüzdeki hafta içerisinde yeni kabine değişiklikleri olacağına dair söylentiler var. Trump’ın Türkiye ve Suriye politikasında atacağı adımlar da, Türkiye’deki siyasi dengeleri etkileyebilir.

Ancak, bu değişikliklerin Türkiye’nin bağımsız bir devlet gibi hareket etmesine ne kadar katkı sağlayacağı konusu hala muğlak. Türkiye’nin, bağımsız bir dış politika yerine zaman zaman dış güçlere bağlı bir duruş sergilediği yönündeki eleştiriler bu süreçte yeniden gündeme gelebilir.

Orta Doğu’da ise kan dökülmeye devam ediyor. İsrail’in şu anda bölgede yürüttüğü saldırılar, uluslararası toplumun büyük ölçüde tepkisiz kalmasıyla devam ediyor. Dünya kör ve sağır olmuşken, özellikle ABD’nin yeni yönetiminin bu olaylara nasıl yaklaşacağı merak konusu. Trump’ın savaş yanlısı politikalar izlememesi umudu taşıyanlar olsa da, bu savaşın durup durmayacağını sadece zaman gösterecek.

20 Ocak’ta başkanlık görevini resmen devraldıktan sonra Trump’ın Türkiye ve Orta Doğu politikalarındaki yönünü daha net göreceğiz. Ancak, Türkiye’nin Amerika’nın bir eyaleti değil, bağımsız bir devlet olarak kendi politikalarını şekillendirebilmesi için, uluslararası politikalara daha az bağımlı bir duruş sergilemesi gerektiği açık. İsrail’e yapılan silah yardımı ve malzeme desteğinin gündeme geldiği bugünlerde, Türkiye’nin bağımsız bir dış politika ihtiyacı daha da belirgin hale geliyor.

Gözlerimiz ve kalplerimiz bu gerçekleri görmeye açık olmalı. Aksi takdirde, yalnızca dünyada değil, kendi toplumumuzda da mazlumların yanında yer almak yerine zalimlerin safında bulunma riski taşıyoruz. Allah hepimizi doğru yola sevk etsin.