Bugün toplum olarak yalnızca ekonomik sıkıntılarla değil, aynı zamanda bu sıkıntıları daha da derinleştiren ve sosyal yapımızı kemiren kötü alışkanlıklarla mücadele etmek zorundayız. 

Bahis, kumar ve içki gibi zararlı alışkanlıklar, bireylerin hayatını karartmakla kalmıyor, aynı zamanda ailelerin dağılmasına, çocukların yetim ve evsiz kalmasına neden oluyor. 

Bu sorunlar toplumsal yapımızı temelden sarsan ve giderek büyüyen bir kriz haline gelmiştir.

Son yaşanan olaylar, bu tehlikenin boyutlarını bir kez daha ortaya koydu.

 Örneğin, Batman’da bir ay içinde bu tür alışkanlıklar yüzünden beş insanımız hayatını kaybetti. 

Resmi rakamların bile bu kadar yüksek olduğu bir durumda, gerçek tabloyu düşünmek bile insanı ürkütüyor. 

Bu sadece Batman’da yaşanan bir durum değil. Türkiye’nin 81 iline baktığımızda, benzer trajedilerin her geçen gün arttığını görüyoruz. 

Bahis, kumar ve içki gibi alışkanlıklar insanları hem maddî hem manevî olarak tüketiyor; evleri yıkıyor, aileleri parçalıyor ve gelecek umutlarını yok ediyor.

Bu noktada, toplum olarak topyekûn bir mücadeleye girişmek zorundayız. 

Bahis, kumar ve içki yalnızca bireysel bir sorun değildir; bu, toplumsal bir krizdir.

 Siyasetin bu konuda acilen harekete geçmesi gerekiyor. 

Mecliste bulunan tüm partilerin ve milletvekillerinin, siyasi farklılıkları bir kenara bırakarak bu konuda birleşmesi elzemdir.

 Avrupa’nın bize empoze ettiği bu zararlı alışkanlıkları yasaklamanın, daha sıkı denetimler ve yaptırımlar getirmenin zamanı gelmiştir. 

Bu maddeler yalnızca bireylere değil, toplumun tamamına zarar veriyor.

Bahis ve kumar, özellikle ekonomik sıkıntılar yaşayan insanları tuzağa düşürüyor. İnsanlar kolay yoldan para kazanma umuduyla daha da borca batıyor, hayatlarını kaybediyor ya da ailelerini bu yük altında ezip dağıtıyor. 

İçki, hem fiziksel hem ruhsal sağlık açısından bir yıkım yaratıyor; bağımlılık, şiddet, hastalık ve ölümlere yol açıyor.

 Bugün kripto para üzerinden yapılan bahis sistemleri bile insanların emeğini bir anda yok eden bir tehlike haline gelmiş durumda.

Bu konuda acil ve kararlı bir adım atılması gerekiyor. 

Bahis, kumar ve içkinin etkilerini azaltmak için yalnızca yasaklamalar değil, aynı zamanda bilinçlendirme kampanyaları ve destek mekanizmaları da oluşturulmalıdır. Ailelerin bilinçlendirilmesi, gençlerin eğitilmesi, bağımlılıkla mücadele için ücretsiz psikolojik destek ve rehabilitasyon merkezlerinin kurulması gibi önlemler devreye alınmalıdır.

Bugün iktidar partisi başta olmak üzere tüm meclis üyelerine ve siyasilere çağrıda bulunuyorum: İnsan hayatını önceleyin. İnsanlarımızı yaşatmak, onları zararlı alışkanlıklardan kurtarmak, geleceğimizi kurtarmak demektir.

 Biz, köklü bir medeniyetin çocuklarıyız. Tarih boyunca medeniyetimizin temelinde dayanışma, yardımlaşma ve insan hayatına verilen değer yatmıştır. 

Bu nedenle Avrupa’dan ithal edilen bu kötü alışkanlıkları terk etmenin zamanı geldi. 

Bahis, kumar ve içki gibi toplumsal yapımızı tehdit eden bu unsurları yasaklamak ve yerine daha sağlıklı bir toplumsal düzen kurmak zorundayız.

Kim bir insanı yaşatırsa, bütün insanlığı yaşatmış gibidir. Kim bir insanın ölümüne sebep olursa, bütün insanlığı öldürmüş gibidir. 

Bu ilke, insan hayatına verdiğimiz değeri ortaya koyar. O halde gelin, hep birlikte harekete geçelim.

 Toplum olarak insanlarımızı korumak, aileleri kurtarmak ve çocuklarımıza daha sağlam bir gelecek bırakmak için mücadele edelim. 

Bahis, kumar ve içkiyle savaş, hepimizin ortak sorumluluğudur. Bu sorumluluğu yerine getirmek için daha fazla vakit kaybetmeyelim.