escort bayan
Bugun...


Zeki Özer

facebook-paylas
Değerlere Saldırılar ve Yapılması Gerekenler
Tarih: 29-11-2024 00:03:00 Güncelleme: 29-11-2024 09:41:00


 


Aile; sevgi, dayanışma, fedakârlık ve güvenin inşa edildiği kutsal bir yuvadır. 

Toplumun köklerini oluşturan bu yapı, ne yazık ki günümüzde sistemli bir saldırının hedefi hâline gelmiş durumda. 

Bazı televizyon kanallarında, dijital platformlarda ve sosyal medya mecralarında yayınlanan içerikler; Müslümanların ahlakına, aile yapısına, şahsiyetine ve İslami yaşam tarzına alenen saldırıyor. 

Bu durum ne yeni bir meseledir ne de yeni bir rastlantıdır. 

Bu saldırılar, organizeli bir şekilde toplumun temel değerlerini hedef alıyor.

 Aileye Sistematik Saldırılar 

Aileyi küçümseyen, onu değersizleştiren ve ikinci plana atan bu saldırılar, sadece bireyleri değil, bir bütün olarak toplumun geleceğini tehdit ediyor.

 Dizilerde, oyunlarda ve çeşitli programlarda Müslüman aile yapısı aşağılanıyor, evlilik müessesesi alay konusu yapılıyor. 

Üstelik bu içerikler, özellikle gençliği etkilemeyi amaçlıyor.

Daha acı olan ise, toplumun bu durum karşısındaki tepkisizliği.

 Müslüman halk, kültürüne ve medeniyetine yönelik bu saldırılar karşısında vurdumduymaz bir tavır sergiliyor. 

Sivil toplum kuruluşları (STK), aile reisleri ve toplumun kanaat önderleri bu saldırılara karşı yeterli bir ses yükseltmiyor. 

Devlet mekanizmaları ise, toplumu korumak için harekete geçmekte yetersiz kalıyor. Bu suskunluk, organizeli saldırılara zemin hazırlıyor ve toplumun direnç noktalarını zayıflatıyor.

 Başörtüsü Esareti: Sessiz Kalmayın 

Bir diğer önemli mesele ise başörtüsü. 

Yıllarca başörtüsüne özgürlük için mücadele veren, bu uğurda bedel ödeyen Müslüman kadınlar, muhafazakâr bir iktidar döneminde bile yeni bir esaretle karşı karşıyadır.

 Bugün, başörtülü genç kızlarımız bir yandan sosyal medya mecralarında alay konusu edilirken diğer yandan kendi değerlerini koruma mücadelesi veriyor.

 TikTok gibi platformlarda gördüğümüz manzaralar, bu esaretin vahametini gözler önüne seriyor.

Başörtüsüne yönelik saldırılar, sadece bireysel hak ve özgürlüklere değil, aynı zamanda bir toplumun manevi kimliğine de yönelik bir tehdittir. Ancak bu konuda da STK’lar ve ilgili sorumlular sessizliğini koruyor. Sessizlik, bu esaretin devam etmesine zemin hazırlıyor.

 Neden Susuyoruz? 

Saldırılar bu kadar açıkken, toplumun, STK’ların ve devletin suskun kalması kabul edilemez. Aile yapısı ve başörtüsü, toplumun temel değerleridir. Bu değerlere yapılan saldırılar karşısında harekete geçmek, her bireyin ve kurumun sorumluluğudur.

Bugün, Ak Parti ve Cumhur İttifakı’nın bu konularda adım atmaması,  ayrı bir tartışma konusudur.

 Toplumun geleceği tehdit altındayken, bu suskunluk nasıl açıklanabilir? 

Toplumun ve İnancı değerlerine cephe almış taraflar, aileye ve başörtüsüne saldırmaya devam ederken, ne zaman harekete geçeceğiz?

 STK’lar ve toplum önderleri, bu sessizlik çığlığını ne zaman bozacak?

 Son Söz 

Aileye ve başörtüsüne yönelik saldırılar, toplumsal bir alarm niteliği taşıyor. 

Bu meseleler yalnızca bireysel değil, toplumsal birer sorumluluktur.

 Sessizlik, bu saldırıların daha da büyümesine yol açar. 

Artık sessiz kalmamalı, değerlerimizi ve kimliğimizi savunma noktasında daha güçlü bir irade göstermeliyiz.



Bu yazı 3163 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
HABER ARA
YUKARI