Avrupa’da sivil toplum kuruluşları, toplum yararına çalışmalar yaparak insanların hayatını kolaylaştırıyor.

 Türkiye’de, özellikle Diyarbakır’da, bu kuruluşların asli görevlerinden uzaklaştığını gözlemliyorum. 

STK’lar, insanlığın ortak faydası için çalışması gerekirken, bazıları çıkar ilişkileriyle hareket ediyor.

Son dönemde yaşanan Gazze meselesi, birçok kişinin gerçek yüzünü ortaya çıkardı. 

Pazartesi akşamı Türkiye’de Fenerbahçe-Galatasaray derbisi oynanırken herkes bu maça kilitlenmişti. 

Dünya yanıyor, Gazze’de çocuklar katlediliyor. Bu süreçte, her gün Gazze için tweet atan Memur-Sen Başkanı’nın bir paylaşımı dikkatimi çekti.

 "Dışarıda herkes maç izliyor, biz Genç Memur-Sen üyeleriyle kendi yerimizdeyiz" diyordu.

 Önce, Gazze için bir toplantı organize ettiklerini sandım.  

Gazze için o kadar basın açıklamaları yapıldı  bu kadar üye toplamadınız.

Gerçek öyle değildi; Gazze  hiç kimsenin umurlarında bile değildi, maç için toplanmışlardı. İşte, maskeler bu şekilde düşüyor!

Sendikalar, çalışanların haklarını korumak için kurulmuş yapılardır. 

Bu gün geldiğimiz noktada, genel merkezden gelen paralar eğitimde fırsat eşitliği sağlamak veya sağlık yardımları için harcanmak yerine lüks yemeklere, seyahatlere gidiyor. 

Üyelerinden ciddi miktarda aidat kesiliyor, ancak bu paraların nereye harcandığını kimse bilmiyor, hesap sormuyor. 

Sağlık-Sen de benzer bir durumda. 

Kendi çıkarları doğrultusunda hareket eden bu yapılar, toplumun gerçek ihtiyaçlarını görmezden geliyor.

 Bugün Ramazan’a iki gün kaldı. 

Sendikalar, ellerindeki kaynakların bir kısmını gerçekten ihtiyacı olan insanlara yönlendirse, Diyarbakır’daki yoksul mahallelerde aç açıkta kimse kalmaz. Öyle insanlar var ki, utanıyorlar, dilenmiyorlar ama pazar yerleri dağıldıktan sonra çöpten sebze-meyve toplamak zorunda kalıyorlar.

 Sendika başkanları, bir gece olsun çıkıp bu manzarayı izlesin. Belki o zaman gerçekleri görebilirler.

Sendikacılık, kişisel menfaatlerin değil, toplum yararının ön planda tutulduğu bir alan olmalıdır. Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugüne kadar birçok alanda önemli değişiklikler yaptı.

 Kendisine bir çağrım var: Sendikalarla ilgili ciddi bir düzenleme yapılmalı. Üyelerden toplanan bu paralar, gerçekten ihtiyacı olan insanlara ulaştırılmalı. 

Eğer bu kaynaklar doğru yerlere yönlendirilirse, ne emeklinin ne de fakirin sorunu kalır.

Artık bu paraların nereye aktığına dair hesap sorulmalı ve musluklar kesilmelidir. 

Hükümetin bu konuda bir adım atmasının zamanı geldi de geçiyor.