Diyarbakır’ın yıllardır göz ardı edilen ve adeta şehrin utanç duvarına dönüşen bir gerçeği var:

 Mezarlıkçevresinde kurulan hayvan pazarı ve buradaki saygısızlık.

Yıllardır şehrimize gelen her belediye yönetimi, bu acı manzaraya kayıtsız kaldı.

Ölülere saygı gösterilmesi gereken bir alanda, hayvan pazarlığı yapılıyor, koku ve görüntü kirliliği ise bu saygısızlığın en somut göstergesi.

 Ne Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ne de Diyarbakır Valiliği bu sorunu kökten çözecek adımlar attı.  

Kayyum döneminde yapılan birkaç günlük müdahale, kalıcı bir çözüm getirmekten çok uzak kaldı.

Her şey eski haline dönerek bu utanç manzarası aynen devam etti.

Her birimizin son durağı olan mezarlıklar, aslında hem ölülerimize hem de geçmişimize duyduğumuz saygının bir göstergesidir.

 Fakat biz, bu kutsal mekanları böylesine hor kullanarak, kendi tarihimize ve kültürümüze saygısızlık ediyoruz.

 Ölülerimize saygı göstermesek, kim gelir bizim ölülerimize saygı gösterecek?

Bu soruyu kendimize sormanın ve içtenlikle yanıt aramanın vakti çoktan geldi, geçti.

 Dünyanın neresine giderseniz gidin, hiçbir yerde Diyarbakır’daki gibi bir manzara ile karşılaşmazsınız.

 Ne Avrupa’da, ne Orta Doğu’da, ne de başka bir coğrafyada mezarlık çevresinde hayvan pazarı kurulmaz.

 Bu, ölüye ve yaşayanlara gösterilen temel bir saygıdır.

Ancak ne yazık ki Diyarbakır’da bu durum tamamen göz ardı ediliyor.

Ziyaret amacıyla mezarlığa gelen insanlar, kötü kokularla, kalabalık hayvan pazarlarıyla karşılaşıyor.

Kederli bir ziyaretin yaşandığı  mekânda, insanlar adeta ne yapacaklarını şaşırmış,  durumdalar.

 Sevdiklerini kaybetmenin acısını yaşarken bir yandan da mezarlığın çevresindeki uygunsuz ortamla uğraşıyorlar.

Kötü koku, gürültü ve görüntü kirliliği, bu mekâna duyulması gereken saygıyı yok ediyor.

 Bu duruma yıllardır tanık olan insanlar, artık bu çirkin tablodan bıkmış ve bezmiş durumda.

 İnsanların şikayetleri, neredeyse kulak ardı ediliyor.

 Herkesin dilinde aynı soru var: Neden bu manzaraya dur denmiyor?

Bu utanç tablosunu ortadan kaldırmak için artık harekete geçmek gerekiyor mu?

 Diyarbakır’ın milletvekilleri yok mu?

Belediye dersin var.

Hiç bir milletvekiliden bu konuda şimdiye kadar herhangi bir ses yükselmedi.

 Oysa bu konu, siyaset üstü bir mesele olarak ele alınmalı, insanlığın ortak bir sorunu olarak görülmelidir.

 Bu şehirde yaşayan her bireyin vicdanını yaralayan bu durum karşısında sessiz kalmak, toplumsal sorumluluklarımızı hiçe saymak anlamına geliyor.

 Siyasi çıkarların gölgesinde kalmadan, toplumsal bir dayanışma ile bu duruma son vermeliyiz.

Her şeyden önce, insan olmanın, ölüye ve yaşayana saygı göstermenin bir gerekliliği olarak bu adımı atmalıyız.

Mezarlık çevresindeki hayvan pazarı, derhal bu bölgeden kaldırılmalı ve bu alan mezarlığa yakışır bir şekilde düzenlenmelidir. Diyarbakır’da hayvan borsası için uygun alanlar mevcut; mezarlıklar, bu gibi faaliyetlere yer olamaz. Şehrin bu sorunu görmezden gelinmemeli, yetkililer harekete geçerek gerekli adımları atmalıdır. Kayyumlardan beklenen, sadece geçici müdahaleler değil, kalıcı çözümler getirmek ve bu saygısızlığı sonlandırmaktır.

Artık bu kayıtsızlığa dur deme zamanı geldi. Diyarbakır halkı olarak, ölülerimize ve mezarlıklarımıza hak ettiği değeri göstermeliyiz. Bu utanç duvarını yıkmak, hepimizin ortak görevi olmalıdır. Bu şehre, ölülerimize ve yaşayanlara saygı duyan bir toplum olma yolunda önemli bir adım atmalıyız. Unutmayalım ki, saygı görmek için önce saygı göstermeliyiz.