Bolu Kartalkaya’da yaşanan son olay, hepimiz için bir kez daha insanlık dersiydi. 

 Görünen o ki, toplum olarak ne yaşananlardan ders alıyoruz ne de gerçekten üzülüyoruz. 

Bir tarafta cenaze, diğer tarafta eğlence. 

İnsanlık bu kadar mı yok oldu? 

Biraz saygılı olmak bu kadar mı zor? 

Saygının olmadığı yerde sevgi olmaz, sevginin olmadığı yerde adalet, adaletin olmadığı yerde ise merhamet olmaz.

Bu olay, dünyanın herhangi bir yerinde yaşanmış olsaydı, sorumlular derhal hesap verir, hükümetler gereğini yapardı. 

Peki bizde? 

Türkiye’de bu tür olaylar defalarca yaşandı, fakat hiçbir yetkili istifa etmedi, kimse hesap vermedi.

Toplum olarak neye layıksak onunla idare ediliyoruz. 

Seçtiğimiz yöneticiler, toplumun genel halini yansıtıyor. 

Bu düzene sessiz kalmak, değişim talep etmemek, bizim en büyük eksikliğimizdir.

 CHP'nin Tutumu ve Ana Muhalefetin Rolü 

Geçtiğimiz günlerde CHP’nin yine şaşırtmayan tutumuyla karşılaştık.

 Belki " değişir "dedik, ancak aynı zihniyetle hareket ettiklerini gördük.

 Irkçı ve faşist bir partinin liderine destek çıkmak için sabahın köründe cezaevi önünde nöbet tutan bir ana muhalefet lideri, toplumun beklentilerine sırt çevirmiştir. 

Toplumun ve ülkenin çıkarları söz konusu olduğunda, doğru adımı atan kim olursa olsun desteklemek gerekir. 

AK Parti’nin ilk kez doğru bir adım attığı bir durumda, bu adıma sahip çıkmak yerine karşı durmak, siyasi kısır döngüyü beslemekten başka bir şey değildir.

Eğer bu destek verdikleri lider, iyi bir insan olsaydı, Kürdlere hakaret etmez, onları düşman görmez, göçmenleri hedef göstermezdi. 

CHP’nin bu zihniyetle hareket etmeye devam etmesi, değişim umutlarını her geçen gün daha bir söndürmektedir.

 Dünya değişse bile CHP’nin zihniyeti değişmiyor. 

Olaylardan Ders Çıkarmak Zorundayız

Bolu’da yaşanan olay, toplum olarak büyük dersler almamız gerektiğini bir kez daha ortaya koydu. Eğer yaşananlardan ders almazsak, daha büyük felaketlere hazır olmalıyız. 

İktidar veya muhalefet fark etmeksizin, kusuru olan herkes hesap vermeli, gerekirse ilk günden istifa etmelidir.

 Bu, toplumsal bir sorumluluk ve adalet anlayışıdır. 

Diyarbakır’da yaşanan görevden alma olayı da basit bir mesele değildir.

 Biz zamanında gereken yerlere yazdık, söyledik. 

Hala doğru adımlar atılmıyor. Bu gidişle toplum olarak daha büyük sıkıntılarla yüzleşmek zorunda kalacağız. 

Hepimizin bu gibi olaylarda tek bir yürek olup hareket etmesi gerekiyor. 

Kimsenin kusuru örtbas edilmemeli.

Toplum olarak bir an önce silkelenip, yaşanan her olaydan ders çıkarmamız gerekiyor. 

Bu, bizim insanlık borcumuz. 

Aksi halde büyük felaketlere karşı hazırlıksız kalmaya devam edeceğiz.

 Sonuç 
Bu otel faciası, ihmâldendir, adam kayırmada dayı oğlu, teyze oğlu gibi atamaların ne kadar can aldığının belgeli örneğidir.

Suriyelilere Arapça Levha zulmü yaşatan, su tüketimine on kat ücret belirleyen hastalıklı zihniyet, çapıyla ortadadır.

Zafer çığlıkları ile nereden beslendiği ortaya çıkan diğer hastalıklı anlayışa desteğini veren aynı çizgideki parti olan CHP, lideriyle nasıl bir konumda soyadı gibi özel olduğunu göstermiştir.

Kürde dair her şeye düşman olan, ulusalcı zihniyeti ve şiddeti değişmeyen, fırsat buldukça rengini belli edenler, ebabilden başka kuş tanımadıklarını göstermektedir.

Hak, onlara göre güçlünün gölgesinde yaşamaktır.

Hukuk, sadece onların hizmetinde olmayınca guguka dönüşür.

Yahudiler, kendilerini üstün ırk, diğer insanları köle olarak görünce lanetleyenler, kendilerini " Beyaz Türk" olarak görünce sonuç değişmiyor.

CHP, değişmez çizgisi ile Sözcü, Bugün, Korkusuz, Cumhuriyet ve Nefes gibi gazetelerle katı Kemalist Sol Türkçülükle, azınlığa düştükçe demokrasiye sığınıyor.

Bunda elbette AK Parti'nin içindeki kimi yanlışlıklar, CHP'yi besliyor, ayakta tutuyor gibi.

Pahalılık, zamlar, düşük maaşlar olmak üzere kimi ihale döngüsü, CHP'nin beslendiği ana damarlardır.

AK Parti, içindeki yeniden yapılanmayı gerçekleştirirse CHP, kan kaybedecek durumda.

İstanbul'u nimet olarak gören CHP Gölge Başkanı   Ekrem Başkan, trafiğin keşmekeşliğini görmezden gelip, Suriye'ye gitme teklifini yapacağına deprem için neler yapacağını düşünmeli.

Birkaç lokanta açıp, yemeği kırk liradan yedirme, devlet yönetimine talip olmanın yolu değil.

Bakıp görelim...

Kurultaylar Partisi CHP, bir bölünme ile karşı karşıya iken, içindeki birlik ve beraberlik yokken   neler olacak?