escort bayan
Bugun...


Zeki Özer

facebook-paylas
AYNAYA BAKAN KENDiSİNİ GÖRÜR
Tarih: 25-11-2024 00:03:00 Güncelleme: 25-11-2024 00:03:00


 


Bugün toplum olarak bir uçurumun eşiğindeyiz.

 Şiddetin, zulmün ve adaletsizliğin pençesine düşmüş bir toplumu izliyoruz. 

Üstelik bu şiddet yalnızca kadınlara değil, erkeklere, çocuklara, öğretmenlere, sağlık çalışanlarına, kısacası toplumun her kesimine yönelmiş durumda. 

Şiddet, ayrım gözetmeksizin hepimizi esir almış durumda. Ancak bu noktaya nasıl geldik? 

Bu sorunun cevabı, kaybettiğimiz değerlerimizde ve saptığımız yolun karanlıklarında gizlidir.


Bugün toplum, kıblesini şaşırmış, yolunu yitirmiş ve çukurun kenarına kadar sürüklenmiş durumda. 

Bu kaos ve yozlaşmanın en büyük sebebi, gerçek rehberlerimizi, ahlaki değerlerimizi ve bizi doğruya yönlendirecek eğitimcileri kaybetmiş olmamızdır.

 Unutulmamalıdır ki, bir toplumu inşa eden veya yok oluşa sürükleyen asıl unsur, öğretmenler, alimler ve eğitimcilerdir.

 Ancak bu kesim, ya suskunluğa gömülmüş ya da sesi, hakikat yerine başka çıkarların peşine düşmüş olanlar tarafından bastırılmıştır.

 Gerçek alimler ve gerçek eğitimciler, toplumun kurtuluşu için bir umut ışığı olmalıyken bugün maalesef onların sesini duyamıyoruz. 

Buna karşın, sahte “eğitimci” kimliğine bürünmüş ve sendikal ya da politik bir ajandayla hareket eden bazı kesimlerin sesleri daha fazla çıkıyor. 

Ancak yüksek sesin her zaman hakikati ifade etmediğini görmeliyiz.


 Şiddetin Kaynağı Kendi İçimizdeki Çürüme 


Şiddet ve zulüm, yalnızca bireysel bir mesele değil, toplumun çürüyen yapısının bir yansımasıdır. 

Bugün her gün kaç çocuğun, kadının, gencin öldürüldüğünü, kimler tarafından öldürüldüğünü sorguluyor muyuz?

 Şiddeti uygulayanların, kendilerini “demokrasi savunucusu” veya “özgürlük yanlısı” olarak tanıtan kişiler olması ise ayrı bir trajedidir. 

Bu kişiler, özgürlük adı altında baskı kuran, hak savunuculuğu adı altında şiddeti meşrulaştıran bir ikiyüzlülük sergiliyor.

 Gerçek alimlerin, gerçek eğitimcilerin bu şekilde şiddet uyguladığını ya da zulümle anıldığını gördünüz mü? 

Tabii ki hayır,!..

 Ancak sahte kahramanların, sahte değerlerin peşine düşen toplum, bu ayrımı yapamaz hale geldi. 

Bir zamanlar mazlum olanların, bugün zalim haline geldiğine şahit oluyoruz. 

Mazlum adına mücadele edenlerin, gücü ele geçirdiklerinde nasıl bir zulüm düzeni kurduklarını görüyoruz. 

Bu durum, insanoğlunun ahlaki zafiyetini ve güç karşısında nasıl değişebileceğini bize bir kez daha gösteriyor.


 Toplumun Çöküşünde Ekonomik Çarkların Payı 


Şiddetin yanı sıra, toplumu içten kemiren bir diğer sorun ise faiz sisteminin pençesindeki ekonomik yapıdır. 

Faiz, yalnızca ekonomik çöküşü değil, ahlaki çöküşü de beraberinde getiriyor. 

Bugün caddelerde lüks arabaları ve görkemli evleri görebiliriz, ancak bu refah görüntüsü aldatıcıdır. 

Faizle zenginleşen bir avuç insanın refahı, toplumun geri kalanını her geçen gün daha fazla yoksulluğa sürüklüyor. 

Bu düzen, yalnızca bireysel değil, toplumsal anlamda bir iflas bayrağıdır. 

Ancak bu duruma ses çıkaran yok. 

Hiç kimse, “Bu politika yanlıştır!” demiyor. 

Çünkü toplumun değerlerini savunması gereken alimler, öğretmenler ve eğitimciler, susmuş durumda. 

Halbuki doğruyu savunacak olanlar önce onlar olmalı, toplum da onların arkasında durmalıdır.


 Çözüm Peygamberin Yoluna Dönmek 


Bugün bu yozlaşmadan kurtulmak, yeniden bir diriliş ve uyanış yaşamak için ihtiyacımız olan şey açıktır: Rehberimizi, Peygamber Efendimizin yolunu yeniden bulmak.

 O’nun yoluna tabi olmadan ne şiddeti ne de zulmü durdurabiliriz.

 O’nun öğretilerine sırtını dönen bir toplum, karanlıkta kaybolmaya mahkûmdur. 


Bu nedenle, bugün yeniden Müslüman olmayı, gerçek manada iman etmeyi öğrenmeliyiz. 

Peygamber Efendimizin rehberliğine sarılmalı, onun merhamet, adalet ve doğruluk anlayışıyla hareket etmeliyiz. 

Eğer bu adımı atmazsak, toplum olarak her geçen gün daha da çürüyerek, şiddetin ve zulmün içinde kaybolmaya devam edeceğiz. 

Alimlerimize, muallimlerimize ve gerçek rehberlerimize sahip çıkmalı, onların sesine kulak vermeliyiz.

 Şiddet kimden gelirse gelsin, kime uygulanırsa uygulansın karşı çıkmalı ve toplumu yeniden ayağa kaldırmalıyız.

 Yoksa uçurumun kenarında bekleyen bir toplumun düşüşü kaçınılmazdır.



Bu yazı 3656 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
HABER ARA
YUKARI