Dün sanal ortamda ABD ile Siyonizmin aparatı, İslâm Düşmanı Kardinal Fetullah Gülen, dünyada ardından lanetle yâd edilecek isim bıraktı.

Kırk yılı aşkın dışardan fonlanan FETO, İslâm kisvesi altında ihanet şebekesiyle aysbergin görünen yüzüydü, her alanda kılcal damarlara sirayet eden, kendinden başka hiçbir düşünceye tahammül etmeyen kirli yapı, bankalarıyla, otel zincirleriyle, yurt içi ve dışı eğitim kurumlarıyla yaygınlaştı, gazeteleriyle TV ve radyo kanallarıyla fikrinin zikri ile bir olmadığını ortaya koydu.

Kumpas hareketleriyle ahlaksız davranışlarıyla ihanet şebekesi, manevî değerleri sömürdükçe sömürdü, beklentileri inançla soslayıp vurgunlarını Siyonizme hizmet ederek devam ettirdi.

2016'da kurguladığı devlet içinde devlet görüntüsü son hamlesi oldu.

Himmet tuzağı ve hileli sınav ve bürokratik atamalardaki fonksiyonuyla adından söz ettiren FETO, bir semboldu.

Siyonizmin aparatı bu şahıs, ülkeyi yıpratmada bir numara oldu.

Hâmisi belli bu sembol kişinin ve temsilcisi olduğu anlayış yabana atılmamalıdır.

Dünden bu güne palazlandırılan, İzmir'de Sabatayist desteğiyle ortaya çıkan, her siyasî iktidarla dostluk kurabilen, mankurtlaştırılan taraftarlarıyla Kaînat İmamı- Mehdi ilan edilen bu şahıs artık yok.

Yazdığı söylenen kitaplar, yazılar ile gündeme düşen, dernekler ve vakıflar yoluyla insan gönlünü feth eden örgüt, topladığı parayı, malı ve mülkü aparatı olduğu anlayışın hizmetine sundu.

Gazetesine, dergisine destek olmayanlar, lekelendi, gözden düşürüldü.

Hayatın her alanında kurmadığı şirket kalmadı. Kargodan hastaneye, lokantadan çayevine, sportif faaliyetlerden futbol takımına kadar...

Yahudilerle Hristiyanları dost edinen bu anlayış, medeniyetler arası diyaloğu, hoşgörüyü ortaya attı.

Siyasî liderlerin helikopter ve suiskat işleri bu yapının marifeti oldu.

Kendisini şefaatçi olarak gösterdi, Allâh tarafından gönderildiğini belirtti, rüyalarla müceddid olduğunu açıkça söyledi, rüyalarının peygambersiz geçmediğini ifade etti.

İnsanları birbirine kırdırdı. 

Eğitimi Arap saçına döndürdü.

Silahlı Kuvvetlerin her birimine sızdı.

Kendisini eleştirilmez bulanlar, ne kadar parlatsa da bel'amlığı ortada idi.

Türkçe Olimpiyatları sadece paravan oldu.

Gazetesi Zaman, Televizyonu Samanyolu, dergileri Sızıntı ve Aksiyon, onlarca yayınevi ve matbaası ile kurduğu ağ, şimdi yok.

Kötülüğün celladı olan bu aparat, Yahudilere rahmet okudu, İsrail'e danışmadan birşeylere girişmenin hata olduğunu belirtti, Filistin'e daima uzak durdu.

Kürd'e ve Türk'e, Arab'a ve Mazlûm halklara daima kötülük oklarını sakladı..

Ne diyelim, bu canî öldü.

Biz, kendisini iyi bilmezdik.

Dünya bir vampirden kurtuldu.

Geride bıraktıkları boş durmayacak, efendilerinin sesi olacak.

Bu milletin elleri, onun takipçilerinin yakasında olmaya devam edecek.

Devletçe daha dikkatli olmalı.

Işık Evleri cehennem ocaklarına dönüştü, Hizmet Hareketi, İhanet Merkezleri oldu.

Dahası bu iblis için söylenecek çok husus var.

Cehennemde ateşi bol olsun, halen mirası için birbirleriyle didişenler, aynı akîbeti muhakkak paylaşsın.

FETO öldü, fikirleri ölmedi.

Filistin'de, Suriye'de, Irak'ta, Afganistan'da ve dünyanın dört yanında nerede kötülük varsa orada bu aparatlar yer aldı.

Bu aparatlar, temiz suları bulandırdı, kurt vasfıyla kuzuları boğdurdu.

Yeri cehennem olan bu aparat başı gidince etrafında ona iman edenler, bilmelidir ki Din- İslâm'a vermek istedikleri zarar, bumerang gibi kendilerine dönecektir.