Diyarbakır’da bazı mahalleler, son zamanlarda huzursuzluk ve güvensizlikle boğuşuyor. Evlerine kapanmak zorunda kalan vatandaşlar, mahallelerinin güvenliğini ve huzurunu kaybettiklerini dile getiriyor. Özellikle gece saatlerinde içki ve kumar gibi yasa dışı faaliyetlerin artması, yüksek sesli müzik ve çevreyi rahatsız eden davranışlar, bu mahalleleri yaşanamaz hale getiriyor. Defalarca yapılan şikayetler, basın yoluyla dile getirilen çağrılar ve sosyal medya üzerinden yükselen seslere rağmen, ne Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü ne valilik ne de milletvekilleri bu sorunu çözmek için harekete geçiyor.

Mahalleler Mahkum Oldu: “Bu Kadar Sahipsiz mi Kaldık?”

Mahalle sakinleri, “Bu kadar sahipsiz mi kaldık?” diye soruyor. Özellikle gece geç saatlere kadar süren gürültülü müzik, sokaklarda alkol tüketimi ve ahlaksız davranışlar, çocuklarını sokağa çıkaramayan, parklarda oturamayan aileleri büyük bir çaresizliğe sürüklüyor. Evlerinin içinde dahi huzur bulamayan insanlar, kendi mahallelerinde güvende olmadıklarını ifade ediyorlar. Vatandaşlar, yaşadıkları yerlerin kuralsızlığa teslim edilmesinden rahatsız. “Biz evlerimize çekilmişken, dışarıda alkol tüketenler, kumar oynayanlar, yüksek sesle müzik açarak mahallelerimizde ahlaksızca eğleniyorlar” diyorlar.

Kanunların Gereği Yapılmıyor: Vatandaşların Çığlığına Kulak Tıkandı

Oysa şehirde belirlenmiş kurallar var; kamuya açık alanlarda alkol tüketimi yasak, halkı rahatsız edecek davranışlar kanunla sınırlanmış durumda. Ancak, mahalle sakinlerinin iddialarına göre, bu kurallar uygulanmıyor ve yetkililer duruma seyirci kalıyor. Diyarbakır’ın sahipsiz kaldığını düşünen vatandaşlar, kanunların uygulanmasını, suçluların ve rahatsızlık yaratanların cezalandırılmasını talep ediyor. Özellikle geceleri yüksek sesle müzik açarak, mahalle ortasında alkol alarak eğlenen grupların, mahallede yaşayan insanları nasıl mağdur ettiğini defalarca dile getirdiler. Ancak, şikayetler cevapsız kaldı, talepler karşılık bulmadı.

Diyarbakır Valisi ve Yetkililere Çağrı: “Bizi Bu Dertten Kurtarın!”

Diyarbakır Valisi ve diğer yetkililere seslenen mahalle sakinleri, “Bizi bu dertten kurtarın!..” diyor.

Herkesin güvenli bir çevrede yaşama hakkı olduğunu belirten vatandaş,  evlerinde dahi huzur bulamadıklarını, çocuklarını sokakta güvenle bırakamadıklarını anlatıyor. Özellikle, geceleri geç saatlere kadar süren eğlenceler, mahalle ortasında yüksek sesle müzik, sokakta eğlenen gruplar vatandaşların hayatını çekilmez hale getiriyor.

Bu durumun Diyarbakır gibi bir şehirde, anayasal bir hak olan güvenli yaşama hakkını ihlal ettiğini belirten vatandaş, yetkililerin acilen duruma el atmasını istiyor.

 “ Sadece Düğünden Düğüne Koşmayın, Halkın Yanında Olun”

Özellikle Diyarbakır’ın milletvekillerine yönelik sert eleştiriler var. Vatandaş, milletvekillerinin halkın sorunlarıyla ilgilenmediğini, sadece düğünlere ve gösterişli etkinliklere katıldıklarını belirtiyor. "AK Parti Diyarbakır milletvekilleri, bu insanların yanına gelip dertleri dinledi mi? Bir kere olsun sorunları yerinde gözlemledi mi?" diye soruyor.

 Mahalle sakinleri, yaşadıkları bu zor durumda milletvekillerinden de gereken desteği görememekten şikayetçi.

 Diyarbakır gibi köklü bir şehrin milletvekillerinin, halkın sorunları yerine kişisel ve partisel çıkarlarla ilgilenmelerinden rahatsızlık duyduklarını belirtiyor.

 “Bu Halinizle Gelecek Seçimlerde Milletvekili Çıkaramazsınız”

Halkın tepkisi büyüyor: "Bu halinizle gelecek seçimlerde bırakın 7 milletvekili, bir tane bile çıkaramazsınız!.."

 Bu sert çıkış, halkın duyduğu öfkenin bir yansıması.

 Diyarbakır’ın sorunlarıyla ilgilenmeyen, halkın sıkıntılarına kulak tıkayan siyasilerin gelecek seçimlerde oy almasının zor olacağı açık.

 Vatandaşın, yalnızca seçim döneminde hatırlanan bir kitle olmadığını, her gün yaşadıkları sıkıntıların çözümünü beklediklerini dile getiriyor.

Devlet Görevini Yapmalı: Anayasal Haklar Güvence Altına Alınmalı

Vatandaşın en temel taleplerinden biri, anayasal haklarının korunması.

Şehirde güvenli bir yaşam sürdürebilmek, her bireyin en doğal hakkı. Ancak Diyarbakır’da bazı mahallelerde bu hak, göz ardı edilmiş durumda.

 Devletin bu mahallelere sahip çıkması, huzuru ve güvenliği yeniden sağlaması gerekiyor.

Mahalle sakinleri, yetkililerin sorumluluklarını yerine getirmesini, Diyarbakır halkının hak ettiği güvenli ve huzurlu ortamı sağlamak için gerekli adımları atmasını bekliyor.

Diyarbakır’ın mahallelerinden yükselen bu çığlık, yalnızca bir grup insanın değil, bir şehrin geleceğinin sesi.

Bu sesi duymazdan gelmek, yalnızca o mahalleleri değil, şehrin tümünü sahipsiz bırakmak anlamına gelir.

 Yetkililerin, halkın çığlığına kulak verip, Diyarbakır’ı hak ettiği güvenli yaşama kavuşturması, en öncelikli görevlerinden biri olmalıdır.