Bugun...


Zeki Özer

facebook-paylas
Toplum yalancılardan arınmalı
Tarih: 11-10-2020 19:26:00 Güncelleme: 11-10-2020 19:26:00


İslâm, insanların birbirinin hukukuna saygı beslediği, şeref ve haysiyetlerin korunduğu huzurlu bir toplumu gaye edinir. Dolayısıyla ferdin ahlaki eğitimine terbiye büyük önem verir. Çünkü fert, toplumun yapı taşlarından birini oluşturur. Onun, olumlu veya olumsuz davranışları, öngörülen huzurlu toplumu aynı biçimde etkiler. Bu sebeple ferdin iyi ve kötü davranışlar konusunda bilgilendirilmesi, iyiliğe özendirilmesi, kötülükten sakındırılması gerekir.

Kur’an’ı-Kerim, İslâm’ın öngördüğü bu toplumu oluşturmak için gerek Hz. Peygamber  (S.A.V)’den önceki devirlerden, gerekse aynı peygamberin devrinde tarihî örnekler vererek ders ve ibret almak için bizi düşündürür.

Bu doğrultuda bizi düşündürdüğü konuların başında peygamberlerin, yaşadığı devirlerde maruz kaldıkları iftiralar gelir. Kur’an-ı Kerim bilhassa Rasûl-i Ekrem (sav) devrinde cereyan eden bu kabil tarihî olaylara değinir. Diğer taraftan İslâm, fert olarak insanın şahsına ve toplum hayatına büyük önem vermiştir.

 İnsan, içinde ilâhî cevher taşır. İnsanı insan yapan ruhu, kendi ruhundan olmak üzere Allah üflemiştir.  Allah(C.C), insanı en güzel şekilde yaratmış, onu yeryüzünde halifesi kılmış, ona şeref ve izzet bahşetmiştir.

Demek ki insan sadece bedeni ile değil, daha önemli olarak ruhu ile manevî varlığı ile de diğer yaratıklardan üstün değerlere mazhar kılınmıştır. Dolayısıyla İslâm, Müslümanların birbirlerinin ırz, namus, şeref ve haysiyetlerine saygılı olmalarını emretmiş, bunu sağlamak için de, ferdî ve içtimâî birtakım değer ölçülerine uymayı gerekli kılmıştır. Bu cümleden olarak istikamet, dürüstlük, adalet, eşitlik, ahde vefa, emanete riayet emrolunmuş; yalan, haset, istihza, fısk-u fücûr, kin, hakaret, kötü söz, gıybet, riya, nemime, suizan ve iftira yasaklanmıştır.

Kur’an-ı Kerim’de belirtildiğine göre, insan güvenilir olmalıdır. Cenabı-ı Hakk, güven telkin etmeyen bozguncuları sevmez. Fâsıkların verdikleri haberlere de itimat edilmez. Nitekim Hz. Peygamber(s.a:v), Müslümanı “Diğer Müslümanların, dilinden ve elinden zarar görmediği kimse” diye tarif etmiş; söz söylerken yalan söylemeyi, vadettiğinde sözünde durmamayı, kendisine bir şey emanet edilince, hıyanet etmeyi münafıklığın alâmetlerinden saymıştır.

 İslâmî telâkkiye göre insanlara kötü sözle hitap etmek, lânet etmek, sövüp saymak, kusurlarını başına kakmak, suizanda bulunmak, ayıp araştırmak, Müslümanı hor görmek hoş karşılanmamıştır.

İslâm dini, Müslümanların dostça, birlikte, ahenk ve huzur içinde yaşayabilecekleri bir toplum olmalarını istemektedir. Bu manada mümin, kendisi insanlarla uyuşan ve insanların da kendisiyle uyuşabileceği kimsedir.

Müminlerin en hayırlısı, ahlâkı en güzel olanıdır. Zira toplum hayatı, ahlâkın gerektirdiği tarzda yaygınlaşmasıyla gayesiz bir sürü olmaktan kurtulur ve hürmete lâyık bir cemiyet mahiyetini kazanır.

İslâm ahlâkına göre bir Müslüman kendisinin bulunduğu yerde bir din kardeşinin manevî hukukunun çiğnenmesine; şeref, haysiyet ve şahsiyetine tecavüz edilmesine seyirci kalamaz. Zira Kur’ân-ı Kerim, boş şeylerden ve kötü sözlerden yüz çevirmenin saadete ermiş Müminlerin vasfı olduğunu, cennette de cennet ehli arasında uydurma ve boş söz olmayacağını beyan ediyor. Kişiyi bilmediği şeyin peşine düşmekten de menediyor; kulak göz ve kalp gibi organların o şeyden sorumlu olacakların açıkça ifade ediyor. Hz.

Peygamber de “Kişiye günah olarak her duyduğunu söylemesi yeter.” Buyurmakta ve lâf taşıyan kişinin cennete giremeyeceğini bildirmektedir.

Bütün bunlardan anlaşıldığına göre, mü’min aklen ve dinen kötü münker  olan yalan, gıybet nemime ve iftira kabilinden bir söz işittiği zaman, evvelemirde onu kabul etmemek, sonra da reddetmek durumundadır. Aksi halde mü’miminn manevî hayatına saldırıya seyirci kalınmış ve tepki gösterilmemiş olur. Bu konuda Hz. Peygamber’in ölçüsünden şaşmamak gerekir. Buna göre bir kötülüğü gören kimse, bunu eli ile gidermeyi plânlayacak, bunu yapabilecek ortam yoksa, dili ile karşı çıkacak, bunu da yapamayacak durumda ise, en azından kalben buğz etmesi gerekecektir. Mü’min, şayet bu ölçüye göre davranırsa, iftira olayını önlemek suretiyle müfteriyi de eğitmiş olacaktır.

 Hz. Musa ve Hz. İsa gibi nice peygamberler çevrelerindeki kötü insanların iftiralarına maruz kalmışlar, Hz. Meryem gibi bir peygamber annesi de iftiraya uğramıştır. Bizzat son

Peygamber Hz. Muhammed (sav) ve onun ashabı da müfterilerin çeşitli iftiralarına hedef olmuşlardır. Hâlbuki İslâmî telakkiye göre Yüce Allah insanı en güzel bir şekilde yaratmış, onu yeryüzünün halifesi kılmış, ona şeref ve izzet bahşetmiş; dolayısıyla güvenilir insanların hüküm sürdüğü huzurlu ve emniyetli bir toplumu, barış içinde bir dünyayı makro hedef olarak belirlemiştir. Dolayısıyla buna engel olacak her kötülüğü yasaklamıştır.

İftira eden kişi tövbe edip helâllik dilemediği sürece öbür dünyada cezasını çekecektir. Müfterinin tövbesinin sonucunu da ancak Allah bilir. Gerek Hz. Aişe’nin, gerekse Sa’d b. Ebî Vakkas’ın (ra) uğradığı iftira hadiselerini tarihte incelediğimiz zaman iftiraya maruz kalan şahıslar başta olmak üzere aile ve akraba gruplarının çok sıkıntı çektiklerini görüyoruz. Müfterileri ne daha bu dünyada iken rezil ve rüsvay oldukların, toplum içinde itibarlarını tamamıyla kaybettiklerini müşehade ediyoruz.

Netice olarak tarihte cereyan etmiş iftira hadiselerinde gerek müfteri, gerekse iftiraya maruz kalanların durumları göz önüne alındığı zaman, bunun toplumlar için ne kadar tahripkâr bir afet olduğu ortaya çıkıyor.

Bundan sakınmak ve çevremizdekileri de sakındırmak için azami gayreti göstermek gerektiği de kendiliğinden bir toplum kuralı olarak varlığını hissettiriyor.

Böylece ahlâkî kavramlara tarihî bir boyut kazandırıldığı, yani ahlâk esasları tarihî örneklerle teyit edildiği zaman mesele daha net bir şekilde ortaya çıkmış oluyor. Bu kabil yaşanmış tarihî örnekler iyiliklerin çoğalmasına, kötülüklerin de azalmasına yardımcı olacak biçimde değerlendirilebilir.



Bu yazı 4700 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI