Bugünkü yazıma Diyarbakır’ın yetiştirdiği değerli evladı Cahit Sıtkı Tarancı’nın ‘Memleket İsterim’ şiirindeki; “Memleket isterim,

Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun; Kardeş kavgasına bir nihayet olsun. Memleket isterim; Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun; Kış günü herkesin evi barkı olsun” sözleriyle başlayacağım.

Cahit Sıtkı Tarancı bu sözleri 1946 yılında yazarken bu şiirinin bugünlerde bile hala tazeliğini koruyacağını düşünmüş müydü acaba? Şiirde ‘memleket isterim’ derken Diyarbakır’ın hizmette, sanatta, kültürde ve şehircilikte her zaman üst seviyelerde görmek istediğimizi söylemek istiyorum. Maalesef suyundan mı taşından mı bilinmez ama kimler geliyorsa Diyarbakır’ın ilerlemesi ve gelişmesi için bir taş üstüne taş bırakmıyor. Bunlara hesap soran yok. Vatandaş mağdur, ama o koltuklara oturan kişilerin umurunda değil.

Gel gelelim bugünkü konumuz olan Diyarbakır.  Başkan Erdoğan, Diyarbakır’a her gelişinde katıldığı tüm platformlarda Diyarbakır’ın önemini zikrediyor. “Diyarbakır AK Belediyecilikle tanışsın, bu yönde çalışmalar yapın” diye sürekli direktifler veriyor. Fakat birileri nedense bu direktifleri yerine getirmiyor. Bu direktifleri yerine getirmeyen kişiler de olabilir, kurumlar da olabilir. Burada şunu belirtmek istiyorum. Kurumları da şahıslar yönettiğine göre atanan şahıslarda hizmet aşkı, memleket sevdası olması gerekiyor. Başkan Erdoğan, şimdiye kadar Diyarbakır, a gönderdiği parayla 3 tane Diyarbakır inşa edilir. Ama ne yazık ki ortada ne para ne de hizmet yok. Diyarbakır’da bir çok kurum var Bu kurumlardan birisi de DİSKİ,  devasa bütçesi ile şimdiye kadar ne yaptı.

Başkan Erdoğan, Diyarbakır’a hizmet yapılsın diye her seferinde şunu söylüyor. Diyarbakır’a hizmet yapın ki vatandaş da memnun olsun ve Diyarbakır halkı AK Belediyeciliği istesin. Bu yönde bazı adımlar atıldı. Bu adımlardan ilki belediyelere kayyum atanmayla oldu. Belediyelere atanan kayyumlar Diyarbakır’a yaptığı çalışmalar ortada halk seçimde tercihini yaptı. kayyumlar çalışmaları halka yönelik yapılmış olsaydı sonuç bu olmazdı.   Sadece Kayyum atamaları belediyelerle sınırlı kalmadı aynı zamanda büyükşehir belediyesine bağlı olan DİSKİ’ye de yeni müdürler atandı. O zaman ‘Kocaeli Grubu’ diye belirtilen gruptan biri müdür olarak DİSKİ’yi yönetti. Basın olarak bizler ‘Kocaeli Grubu’na eleştirilerimizi yapmıştık. Bu eleştirileri yaparken de DİSKİ’yi yöneten ‘Kocaeli Grubu’nun çalışmadığını ve millete hizmet etmediği yönünde eleştiriler yapmıştık. Yaptığımız eleştirelin yerinde olduğunu bugün çok iyi anlıyoruz fakat ‘Kocaeli Grubu’nun yapmadığı hizmeti yerine gelen yönetim de maalesef yapmadı. Ve ben buna diyorum ki gelen her zaman gideni aratır.

Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın Diyarbakır’ı kazanmak istediğini herkes biliyor. DİSKİ Müdürünün AK Parti’nin Diyarbakır’ı kazanması için ne gibi çalışmalar yaptığını basın olarak hepimiz merak ediyoruz. DİSKİ’ye bu müdürü kimler önerdi. Bu müdürü pek tanıdığım söylenmez. Kimlerin referans olduğunu merak ediyorum. Diyarbakır gibi büyük bir şehre DİSKİ’ye genel müdür olarak atanıyorsun ve yaptığın hiçbir hizmet yok. Eğer bir hizmetiniz olsaydı Diyarbakır’ın bir evladı olarak görürdük. Bunun yanında da yerel basında hizmet yaptığınızı görürdük.

Diski hizmetleri sadece su paralarını toplamak değildir. Borcu olan abonelerin borçtan dolayı ihbarname gönderme de değildir. Suya zam yapmak değil. Şimdiye kadar başında bulunduğun kurum olan Diski Diyarbakır’a ne gibi projeler kazandırdı. Eğer bir projeyi faaliyete geçirmiş olsaydınız haberimiz olurdu. Önümüz malum kış yağmur yağdığı zaman Diyarbakır’ın birçok yeri sanki Venedik oluyor. İnsanlar bir yerlere geçmek için bir sandal eksik yılardır basın olarak yazıyoruz çiziyoruz önlem alan yok. Bu sorun şimdiki sorun değil alt yapı sorunu çözmede üstyapı ne kadar yapsanız da kış aylarında yağan yağmur yaptığınız bütün üst yapı çalışmaları  ve hizmetler boşa gider. Bir iki kurumun değişiklik yapmak yeterli değil bütün kurumlarda köklü değişikler gerekli. Sağlıkta, Tarımda Çevrede,  Kültürde vs değişiklik yapması gerekli.