Bugun...


Zeki Özer

facebook-paylas
Başkanlarımız yönetici olmalı, idareci değil!
Tarih: 09-11-2020 00:03:00 Güncelleme: 09-11-2020 00:03:00


Sosyal, siyasal ve ekonomik gelişmelerin son derece hızlı yaşandığı günümüzde, yönetici ve yöneticilik anlayışı da önemli bir unsur haline gelmektedir. Gerçekten de çoğu kez yönetici ve yöneticilik anlayışı toplumsal gelişmelerin veya tersine toplumsal yozlaşmaların temel nedenlerinden biri sayılmaktadır. Dolayısıyla sağlıklı ve sorunsuz bir gelişme ve değişme için yönetici ve yöneticilik anlayışının yeniden gözden geçirilmesi ve en uygun “yönetici tipinin” ve “anlayışının” ortaya konması gerekmektedir.

Bugün kamu hizmetlerinin daha fazla çeşitlenmesi, sosyal, siyasal ve ekonomik değişimlerin daha hızlı yaşanması, yönetici ve yöneticilik anlayışının yeniden değerlendirilmesini gerektirmektedir. Artık toplumsal kesimler, yöneticinin tavır ve davranışlarını, yönetim anlayışlarını ve genel olarak yöneticilik anlayışını sorgulamakta ve çoğu kez onları sorunların ya da başarıların merkezine koymaktadırlar. Gerçekten de toplumsal gelişmenin de, yozlaşmanın da temelinde yöneticilerin tavır ve davranışları ve yöneticilik anlayışının yattığı söylenebilir. Ancak madalyonun diğer yüzünden baktığımızda acaba yöneticiler kendilerini nasıl görüyorlar, yönetici ve yöneticiliğe nasıl bakıyorlar, hangi unsurlardan etkileniyorlar ve hangi unsurları başarılı olmanın gereği görüyorlar. İşte bu ve benzeri sorulara uygulamanın içinde bulunan yöneticilerin yaklaşımlarıyla cevap aramak, yönetici ve yöneticilik anlayışının istenen şekilde olabilmesi için gerekli sosyal, siyasal, ekonomik, hukuksal ve kültürel alt yapının da uygun olması gerekmektedir.

Ülkemde çok başarılı başkanlarımız da var tartışılanlar da. Başkanlarımız yönetici olmalı, idareci değil. Bir tesis yapılırken alt veya üst yaya geçidi gerekecekse tesis bitmeden, kaza olmadan, can yitmeden yapılmalı örneğin . Kentin master planları önceden belirlenmeli. Acaba kentimin önümüzdeki kaç yıllık gereksinimini karşılayacak? İnsanımızın rahatça alışveriş yapacağı özelliklere sahip olacak mı? Vatandaşı canından bezdiren trafik keşmekeşini ortadan kaldıracak otopark kapasitesine sahip mi? Yönetici projesi bu soruların tamamının cevabını karşılar. Kentimin en önemli sorunlarından biri alt yapı sorunu bir yağmur yağdığında şehrim birçok yeri Venedik andıran görüntüler oluşuyor.

Alt yapı sorunu yılardan var olan bir sorun bu sorunu çözüme kavuşturmadan üst yapıyı ne kadar yapsan boşa nafile, geçen gün gazetemizin manşetin deki haberi dikkatimi çekti  yetkiler bu konuda ne gibi adımlar atacağını, halkın sorunlarına ne kadar duyarlı olduğunu,  iki yıldan beri adım atılmayan soruna   acaba adım atılacak mı yetkililer

İdareci idare edendir, sorun çözebilirse ne alâ. Yönetici ise beklentileri algılar, algıladığını çalışma arkadaşlarına da algılatır, gelecekle ilgili projeksiyonu vardır. İhtiyacımız yöneticilerdir. Ben tüm kurumlarımızda vatandaş memnuniyeti yanı sıra çalışan memnuniyetini, çalışan sorunlarını da mercek altına alacak bir çalışma yapılmasını arzu ediyorum. Böyle bir uygulama amirlerin kendilerini değerlendirmelerini ve çalışanların motivasyonunu da sağlayacaktır. Mutlu çalışan mutlu vatandaş demektir. Hz. Ömer,  idareciler! Allah katında idarecilerin yumuşaklık ve şefkatlerinden daha ileri ve halkına daha faydalı olan bir vasıf yoktur. “Allah katında idarecilerin en hayırlısı emri altındakileri mutlu edendir” buyurmuş.

Yöneticinin doğru yolda olmasına; halkın¸ ülkenin¸ insanlığın faydasına çalışmalar yapmasına bağlıdır. Bu konularda haddi aşanlar¸ yönetim makamını şahsî çıkarları için kullananlar¸ halkın ve ülkenin geleceğini karartacak icraatlar yapanlar ve adaleti teminden âciz kalanlar itaat hakkını da kaybederler

Yönetim ve yöneticiler konusunda adeta bir tarihi manifesto özelliği taşıyan söz konusu kayıt, Ebu Müslim Horasani’den Şeyh Edebali’ye kadar birçok ünlü düşünür ve bilginin yönetim konusundaki söylediklerinin önsözüdür. Bu özelliği ile “boynuzsuz koyun ile boynuzlu koyun”un hakları konusunda bile sorumlu tutulacağı bilincinde olan bir sahabe, muttaki bir yönetici Hz. Ömer’in yönetim politikasını belirlemesi bakımından tarihte önemli bir yere sahiptir. Söz konusu Hz. Ömer döneminin her yönüyle adalete uygun olacağını, adaleti uygulama ve hakkı yerine getirme konusunda Kimseye taviz verilmeyeceğinin halifelik döneminde yaptığı uygulamalardan da görüleceği üzere bir ön garantisidir. Hz. Ömer, kimseye haksızlık yapmayacağını, haksızlığa uğrayanın da yanında olduğunu, kapısının sonuna kadar açık olduğunu bildirirken yöneticilerini kapılarını kapatmamaları konusunda ikaz ediyordu. Yöneticinin muhatabına saygı göstereceğini, kaba, katı ve sert bir üslup kullanamayacağını ve “büyüklük taslamaya” kapısının kapalı olduğuna işaret ederken, tüm icraatlarının halkın seçeceği gerçek hakimler tarafından sorgulanmasını istediğini, kendisi hakkında verilecek hüküm ne olursa olsun boyun eğeceğini bildiriyordu.

“Hz. Ömer İslam’da var olan insan unsurunu, kamu yararını ön plana alarak dini hükümlerin insana yönelik olduğunu, bu sebeple bunların bir kısmının dönemsel olduğunu gerekirse uygulanmayabileceğini göstermişti.

O zahiri olarak Müslümanlıktan öte, Müslümanlığın özünü uygulamayı savunmuş ve şöyle demiştir: “İnsanın ağzının laf yapmasına aldırmayın. Kim emaneti koruyor ve insanların namusuna saygı gösteriyorsa ona değer verin, işte insan O’dur. Kişinin namaz ve orucuna değil, onun aklına ve sadakatine bakın. Ben imanını ortaya koyan müminden ve küfrünü ortaya koyan kâfirden korkmam. Lakin imana bürünmüş münafıktan ve onun başkası adına çalışmasından korkarım.” demiş.

Allah'a emanet olun, selam ve dua ile.

 



Bu yazı 5414 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI