Bugun...


Zeki Özer

facebook-paylas
DAVA HELÂL HARAM ve SEÇIMLER
Tarih: 25-01-2023 00:03:00 Güncelleme: 25-01-2023 00:03:00


Siyasî ortama bakıldığında puslu bir hava var.

Herkesin dilinde, "

Türkiye çok zengin bir ülke."

Bu ifadeye göre, her şey güllük-gülistanlık.

Her iktidar, kendi yandaş medyasını yaratma çabası içinde.

Her siyasî partinin gazetesi ve televizyon kanalı var, adeta.

 Türkiye tarihini göz önüne getirelim.

Medya ne yapmış?

İktidarlardan nasıl faydalanmış, medya?

Ulusal medya akımı Türkiye’de devletten BİK kanalı ile aldığı yetmiyormuş gibi,  her yıl il il gezerek AK Parti belediyeleri ve kayyum beledileri adeta haraca bağlanmışlar.

Medyaya göre her şey yerli yerinde.

Ahtapotlar gibi,  ahtapottan farkları kalmamış kimi medya kanalları var.

Biz,  Diyarbakır’dan sözü açalım.

Bir zaman, FETÖ'ye yakın bilinen gazeteler vardı...

Belediyeyi kendi çiftliği gibi kullanıyordu.

Projeler, Valilikten geçiyordu, duyumlar doğrulandı.

Onlarca dernek üzerinden projeleri kâğıt üzerinden yürütenler, akla ve hayale gelmedik etkinliklere imza atıyordu.

Şimdi AK Parti'ye yakın bilinen medya, aynı yöntemi kullanıyor gibi.

Diyarbakır’a gelerek en lüks yerlerde ağırlanırlar,  içerler ve aldıklarıyla beraber güle güle gi-der-ler.

Bu yandaş medyanın gazeteleri, Diyarbakır'da kaç satıyor?

Türkiye tirajları, ne  kadar?

Başta Büyükşehir Belediyesi olmak üzere alt kademe belediyeler ve ilçeler...

"Diyarbakır’ın tanıtımıyla belediyelerin çalışmalarını yansıtacağız,  ek çıkaracağız ." Yoluyla şehir ne kazandı, ne kazanacak?

Külliyeden biri de kayyumları arar.

-Bu kadar vereceksiniz..

Her yıl Diyarbakır’da topladıkları rakamlar korkunç...

Milletin parası kendilerine değil hizmete gitmesi gereken para ise...

O medya gurupların kasabına giriyorsa...

Bir de yanında belediye çalışanları...

Poz verir gibi duayen gazeteciler gelmiş.

"Yazıklar olsun" demek gerekir mi?

Senin Diyarbakır’da duayen gazeteci  yok mu?

Kendi yereline sahip çıkmasan ne olur?

"Ağacın kurdu ağaçtan olmasa, ağaca zeval olmazdı."

 Bu Kürt atasözünü unutmamak lazım.

İç burkan bir anlama...

O zevalin acısını içimde hissettiren, bir söz bu.

İnsana acı veren, üzüntü veren, dertlendiren her ne varsa kendisinden bir parça değil midir aslında?

Ya da kendisinden olmasa, o kadar yakar mı canını?

Medyada seçim zamanı.

Her akşam ekranlarda hokkabazlık.

Dedikodu-magazin haberciliği.

Yandaş medya var da candaş yok mu?

Birkaç partinin tv kanalı yok, belki ulusal gazetesi.

Dergileri ve merkezi şehirlerde gazeteleri var.

Hangi belediye, seçildiği partiyi es geçer, geçebilir?

İhaleyse ihale...

Festivaller, konserler, etkinlikler...

Hayata bir bakın.

Helâl olmayan lokma, hangi bedene girerse vücudu rahatsız etmez?

Bizi üzen taraf, haramı ve helâli bildiğini iddia edenlerin kıyısından köşesinden kirliliğe bulaşması, bal tutan parmak sahibinin balda hak iddia etme saplantısı...

 

Kimi bal tutan parmağı yalarken bunu ibadet aşkıyla yerine getirdiğine çevresini ikna etme telaşı.

Yarın, öbür gün biz de bu hataya düşer miyiz?

Belli olmaz, insanoğlunun durumu.

Çünkü çiğ süt içmiştir, her dünyaya gelen insan.

Açık ve net belirtelim, hakkı ve helâli bilmeyenler, haksızĺıkla haramı da bilmez.

Kimisine göre tadından doyum olmayan aşure yoksa bu yüzden mi revaçta?

Bir zaman maklûbe vardı.

Şimdiki işler aşûre gibi.

Allâh, bu milletin sonunu hayr eylesin!..

Yarın ne olacağımız belli değil!..

Seçimler neyi gösterir?

Bilemeyiz, doğrusu.

Bildiğimiz tuzaklar içinde tuzaklar var.

Görüyoruz ki Haçlı-Yahûdî İttifakı Kur'an-ı Kerim yakarak, yırtarak göz dağı vermek istiyor.

Bir de dava meselesi var, ortalıkta.

Dava, İslâm Davası ise varız da hangi dava?

Dediğimiz gibi, Rabbimiz sonumuzu hayr eylesin!...



Bu yazı 1619 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI