Bugün Diyarbakır'da insanlar yapılan zamları konuşuyor. 1 temmuz itibariyle normal yaşama adım atılmış oldu. Bir buçuk yıl aradan sonra ilk kez vatandaşlar normal hayat için yeni bir güne uyandı. Vatandaşların bu yeni süreçten bir çok umudu vardı. Öyle olmadı. Gece yarısından itibaren peş peşe gelen zam haberleri halkı derin düşüncelere sevk etti.

Pandemi sürecinde dünyadaki bütün devletler ekonomik ve sosyal açıdan etkilendi. Ekonomisi güçlü olan devletler bu pandemi sürecinde ve sonrası için vatandaşının sıkıntı yaşamaması için gereken tedbirleri aldılar. Türkiye gücü nispetinde vatandaşlarının yanında olmaya çalıştı. Bizler belli bir kesim dışında refah düzeyi yüksek olan bir ülke değiliz. Refah düzeyi yüksek olan kesimler yapılan zamlardan fazla etkilenmez. Vatandaşların milli gelirden kişi başına düşen gelirden aldığı pay kağıt üzerinde ki gibi maalesef eşit dağılmıyor. Diyarbakır'da bir vatandaş ile bir holding sahibinin yaşam şartları bir olması mümkün değildir. Bundan dolayı pandemiden etkilenme oranları birbiriyle kıyaslanamayacak kadar birbirinden uzaktırlar.Bundan ötürü alt gelirli vatandaşlarımıza özgü tedbirler alınmalıdır.

Peki bu süreçte muhalefet ne yapıyor.

Türkiye'de bir çok şey değişiyor.Muhalefet bir türlü değişmiyor.  Örneğin muhalefet kanal İstanbul'a karşı olduğunu dile getiriyor. Ama kanal İstanbul'a neden karşı olduğunu açıklayamıyor. Onun yerine yapılabilecek projelerden ve hizmetlerle ilgili bir söylem duyamıyoruz.

Tüm Siyasi partiler iktidara karşı iktidar olmak için mücadele ediyor. İktidarı koltuğunda etmek için halkı ikna edecek projeleri ortaya koyamıyor. Halk bunları gördüğü için  muhalefete yetki vermiyor. Aslında Akparti kendi içinde bazı durumlarda dolayı bir sarsıntı yaşamaktadır. Bu muhalafet bin yıl geçse de bu hâliyle iktidar olma şansı yok gibi duruyor.

Akpartinin bu kadar yanlışa rağmen halen iktidar olması kendi başarısı değildir. Olsa olsa muhalefetin beceriksizliğindendir. Bide Akparti'nin ilk yıllarda devrim niteliğinde yapmış olduğu icraatların etkisini unutmamak gerekir. O yıllarda ki icraatların semeresi de gittikçe azalıyor. Bu gidişle, ortada muhalefet zaten yok Akparti de kalmayacak.