Memleket İsterim

Memleket isterim

Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;

Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.

Memleket isterim

Ne başta dert ne gönülde hasret olsun;

Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.

Memleket isterim

Ne zengin fakir ne sen ben farkı olsun;

Diyarbakır’ımızın usta şairi Cahit Sıtkı Tarancı yıllar önceden özlemini duyduğu bir dünyayı ne de güzel mısralara dökmüş.

Güzel bir dünya güzel bir memleket, çocuklarımız için güzel bir gelecek çok mu zor?

Doğru bir dünya ve doğru bir gelecek ancak doğru insanlarla doğru bir nesil ile mümkündür. Yaklaşık 20 yıl önce doğru ve güzel bir memleket hedefiyle yola çıkan ak parti iktidarında hedefe ulaştık mı? Bilmiyorum ama şu anda geldiğimiz nokta pekte iç açıcı değil.

Diyarbakır uzun bir zamandır Süre gelen ve bu dayanışma döneminde bile devam eden ve de virüsten daha beter olan bir tehlikeyle karşı karşıya.

Diyarbakır’a özgü kadim bir siyaset ve duruş maalesef yerini basitleştirme ve değersizleştirme politikalarına dayalı halktan uzak, rant a çıkara dayalı siyaset ak parti il teşkilatları eli ile hayatımıza girdi maalesef.

Hepimiz Diyarbakırlı olmakla iftihar ediyoruz. Diyarbakır önemli bir kent, Son yılarda Diyarbakır öyle bir erozyona uğramış ki, her alanda basiretsiz, kifayetsiz, liyakatsiz, beceriksiz Diyarbakır’ı küçük düşüren değersizleştiren ak parti il ve ilçe teşkilatları sadece Türkiye’yi değil dünyayı değiştirme gayesi ile siyaset sahnesine çıkan bir siyasi akımı ne hale getirdi hayretle izliyoruz. 

İbret verici bir durum.

Kapalı kapılar ardında dönen akçeli işlerin gizli kapaklı olduğunu sanan basiretsiz siyaset ve siyasetçiler gece yedikleri pastanın gündüz ulu cami önündeki kahvehanelerde konuşulduğunu duyduklarında hiç şaşırmıyorlar mı?

Tüm bu olumsuzluklarına rağmen merdiven altı haber merkezlerinin hesaplarına gönderilen 10 binlik havalelerle maşallah nur topu gibi inşallah haber ve yazılar ısmarlayınca basiretsizlikleri ve liyakatsizliklerini kamufle edeceklerini zan eden üçüncü sınıf siyasetçileri Cahit Sıtkı Tarancı görseydi farklı bir hezeyan ile Diyarbakır’ı anlatırdı herhalde.

Uzun gölde selfi çekerek Diyarbakır’ın hiçbir derdine derman olunamayacağını daha öğrenememiş üçüncü sınıf siyasetçiler ile mi? 2023 hedeflerine ulaşacağız. Daha kendi ilçe yönetimini toplayamayan ilçe başkanlarının olduğu bir siyasi yönetim mi bu kenti savunacak Allah aşkına.

Uzun gölde, Diyarbakır’da toplayamadıkları ve ana bacı kavgalı oldukları yönetimleri ile de selfi çekildi mi bilemiyoruz. Fakat bildiğimiz tek şey ak partini şu an Diyarbakır’da yüzde 7’ler de olduğudur.

İbn-i Sina sorulmuşlar O da: “Her derdin bir devası var. Dünyada devası olmayan dert yok mudur? Cevap vermiş: dermanı olmayan bir dert varsa o da iyi, faziletli insanların, namertlere muhtaç olmasıdır” der.

Bu halk bin bir umutla siyasi iktidarın uzantısı olan bu üçüncü sınıf insanların kapısında derdine küçükte olsa bir derman ararken, bu insanlar önlerine bıraktıkları pastayı hiçte görgü kurallarına riayet etmeden yüzlerinin pastanın kremasına bulaşmasına aldırmadan yemelerinin karşılığı gelecekte onlardan önceki halef selefleri gibi önce hiçte iyi hatırlanmayıp sonrasında unutulmak olacaktır.