Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 98'ın yıldönümü milletçe kutladık. Kuruluşundan bugüne kadar kurulan hükümetlerin veya iktidarların hiçbir döneminde bu kadar ‘yoksulluk, yolsuzluk, yasaklar, yalanlar, yalakalık söz konusu olmadı. Ülkede sadece ekonomik kriz, geçim sıkıntısı, işsizlik yoksulluk, yolsuzluk, yasaklar ve açlık konuşuluyor.

Toplumun büyük kesiminin derdi yoksulluk, yolsuzluk, yasaklar, israf, işsizlik, hayat pahalılığı.

Her gün giderek derinleşen ve yaygınlaşan gerçeklerimiz.

Toplumun ancak yüzde 16’sı ekonominin ‘iyi yönetildiğini’ düşünüyor. Ekonominin ‘kötü yönetildiğini’ düşünenlerin oranı ise yüzde 81.

Yaşadığımız yoksulluk ve yoksunluk sadece yanlış ekonomi yönetimiyle açıklanabilecek bir sorun değil. İktidar son 10 yılda sadece yoksulluk, yolsuzluk, yasaklar üretiyor oldu.

Ülkede son dört yılda 1,5 milyona aşkın vatandaş hakkında ‘terör’ soruşturması açılmış, 13 milyon kişi ‘şüpheli’ durumunda…

Cumhurbaşkanına hakaretten 160 bin kişi hakkında savcılıklar soruşturma başlatmış…

Ülke AİHM’de en çok hak ihlali kararına muhatap, mahkemeler açık anayasa hükmüne rağmen AİHM kararlarını uygulamıyor, 325 bin vatandaşı Anayasa Mahkemesi’ne temel insan hakları ihlal edildiği için son birkaç yılda dava açıyor…

Sayıştay raporları yayınlanmıyor, hükümet, bütçe, ihaleler denetlenemiyor.

Kamuya personel alımları liyakate değil birkaç yandaş vakfın listelerine göre yapılıyor…

Ya hu Allah aşkına neler oluyor,

Yaşanılan gerçekleri görmezden gelerek Ne yoksulluk yenilebilir, ne işsizlik sorunu çözülebilir, ne enflasyon durdurulabilir. Böyle bir gidişatta refah yaratılamaz.

Kurumlarınıza güven olmazsa, hukuk yoksa yabancı sermaye gelmez.

Özgür basın yoksa kamu yönetiminin yanlışlarını duyuracak, yolsuzluklarını sorgulayacak bir mekanizma olmaz. Birileri haksız ihalelerle, çifte maaşlarla zenginleşirken halk yoksullaşır.

Özgürlük endeksinde ‘özgür olmayan ülke’ olarak 195 ülke arasında 146’ncı sıradayız.

Dünya Demokrasi sıralamasında 179 ülke arasında 149’uncu sıradayız.

Dünya Basın Özgürlüğü 180 ülke arasında 154’üncü sıradayız.

Küresel Barış 163 ülke arasında 152’nci sıradayız.

Demokrasi, hukuk ve özgürlük karnesi böyle olan bir ülkenin Venezüella’nın başı çektiği Dünya Sefalet sıralamasında 21’ sıraya kadar yükselmesi kaçınılmazdır tabii.

Iktidar ülkeyi ilk on yılda baştan sona duble oto yollarla döşedi fakat son on yılda yapması gereken yüreklere ve geleceğe döşenecek yolları yapamadı ne yazık ki.