Şehirlerin ruhu var mı?

Şehir, insan gibi mi?

Şehri " Şehir" kılan değerler nelerdir?

Biz, sadece bir misal vermek istiyoruz, bu hususta.

Önceki yazılarımızda Hemşehrimiz, Fikir Adamı, Şair ve Yazar, Siyaset Adamı Sezai Karakoç yer almıştı.

6-7 Haziran'da tanıştığımız, bildiğimiz birkaç öğrencisi Diyarbakır'a geldi.

İlk gün Diyarbakır, ikinci gün Eğil ve Ergani, misafirlerle gezildi.

Ortak paydamız "Sezai Karakoç" olduğu için Ergani'de kimi noktalarda duruldu.

Eğil'de Harun Tepesi'nde peygamber kabirleri ziyaret edildi, baraj kıyısı gezildi.

Ergani'de Makam Dağı'na çıkıldı.

İki yerin seçimi, Zülküfü'l- Nebî'nin Karakoç tarafından sıklıkla ele alınmasıydı.

Kimi yazılarında "Zülküf Canyüce" imzasını kullanan Karakoç, bir eserine " Makamda" ismini vermiştir.

Karakoç'un Zülküfü'l- Nebî ismini Ergani ile sıklıkla kullanmasının sırrına vakıf olmak gerekir.

Makam, saygı ifade eder ve bu dağ, Ergani'de " Makam Dağı" olarak adlandırılır.

Zülküfü'l- Nebî'nin kabrinin Eğil'de bulunduğu kanaati yaygındır.

Mezar, Eğil'deyken makamı Ergani'de.

Diğer Peygamberler de ayrı bir yazı konusu, elbette. Yeri geldiğinde ifade ederiz.

Sezai Karakoç ismine açılan, tabelada " müze" olarak yer alan mekanın Eski Hükümet Konağı'nın sol girişinde bir odaya dönüştüğünü görüyoruz. Müze ve Oda arasındaki bağlantı arasındaki kopukluk söz konusu.

Karakoç'un doğduğu beldede ismini taşıyan, eserlerinden kimisinin olduğu, şahsına ait belgelerin yer aldığı oda, ilk adımda sevindiriciydi, devamının gelmemesi üzücü.

Babası Yasin ve Amcası Halil Efendi'nin yanyana oan kabrini ziyaret sonrası misafirler, baba evine götürüldü.

Bitişik nizamda dışı taştan üç evin ilki gezildi, depremde zarar görmüş yapının eskiden izler taşıyan dolapları dikkât çekici.

Büyük ihtimalle Hatıralar'ında geçen caddeye bakan ahır kısmı, çok katlı yapıya dönüştürülmüş.

Evlerinden bahsederken sıklıkla geçen bahçe ve yeşil alanın uzantısı mevcut.

İçinde asırlık ağaçların bulunduğu bahçe, betonlaşmamış.

Başka bir şairin ya da yazarın evi, ilk kez bilinmezlikten aydınlığa çıksa ülke gündemine oturur, medyatik haberlerle.

Safahat Şairi yalnız yaşadığını, öldükten sonra hatırlanmayacağını ifade ederken, kendisinin rahmetle anılmasına Safahat'ı işaret eder.

Sezai Karakoç, basılı 60 adedi bulan külliyatıyla, Şiir Sanatı ve Diriliş Dergisi, Diriliş ile Diriliş Işığı Gazetesi olmak üzere geride birçok eser bıraktı.

Binlerce öğrenci yetiştiren, Diriliş Düşüncesi'ni tek başına bu günlere taşıyan Karakoç vefatıyla birlikte sevenlerini Şehzade Camii'de bütünleştirdi, bir araya getirdi.

Gezilen ev, görülen oda, mevcut sokak...

Kim vardı, bu gezide?

Karakoç'un izinden giden Yüksel Kanar, Temel Hazıroğlu, Mustafa Yürekli, Enver Beşinci, İbrahim Yılmazer ve diğer dostlar...

Bu dostları davet eden DBB oldu, Kültür ve Daire Başkanı Mesut Tanrıkulu'nun ev sahipliğinde Diriliş ve Sezai Karakoç konulu sohbetler yapıldı, fikir teatisinde bulunuldu.

Öğrencilerinden Sayın Yüksel Kanar ve Temel Hazıroğlu olmak üzere Diriliş Fikriyatı'ndan gençler düşüncelerini dile getirdi.

Sezai Karakoç'a ait eserler, mevcut Diriliş Dergisi sayıları, adına yapılan sempozyum bildirilerinden temin ettiğimiz kitaplar, adına yazılan kaynaklar ve dergi özel sayıları, hazırlanan kimi tez çıktıları, gazetelerde kendisiyle ilgili hayatında ve vefatında çıkan haberlerle makaleler bizim Şehir Araştırmaları Merkezi'ndeki malzememiz...

Doğduğu evin müze haline getirilmesi, Ergani'de isminin ağırlığına yakışır bir durumdur.

Geçtiğimiz dönemde Sezai Karakoç Sempozyumu ve Ergani olmak üzere geniş katılımlı iki etkinlik gerçekleşti.

Ikisi de Diyarbakır'da yapılan sempozyumda beklenen, sempozyumu takip edenlere en azından birer Karakoç kitabının hediyesi idi.

İlk sempozyumda bir derginin "Sezai Karakoç" Özel Sayısı katılımcılara hediye edilen kitaplar arasında yer aldı.

Bu mümtaz ismin  Ergani'de doğduğu evin müze olma hali, istenendir.

Diyarbakır'da bu müzenin oluşumunu takip edecek çalışmalar, bir birini takip eder.

Bu müze istendiği şekilde yapılırsa Müze'ye, Ergani'ye, Makam Dağı'na ziyaretçi sayısı beklenenin çok üstünde gerçekleşir.

Erganinin bu kalemi, fikir adamı öncelikle doğduğu topraklarda tanınmalı...

İstanbul ve ülkenin dört bir yanında sevenleri Ergani'de buluşur.

Sadece Sezai Karakoç için Ergani'ye gidilir, iyi tanıtımla.

Ne zaman?

Evi, müze olunca...

Etkinlikler yapılınca...

Diriliş'e gönül verenler birleşince.

Bu görev, yetkililerindir, resmîyette.

Sivil Toplum Kuruluşu ya da kuruluşları...

Muhakkak destek sunacaklardır.

Ziya Gökalp, Cahit Sıtkı, Ahmed Arif sonrası Sezai Karakoç...

Hattat Hamid, Ali Emirî, Celâl Güzelses ve biŕ çok isim için birer müze olmalı...

Şehirde turizme verilen önem, kültürü çoktan geride bıraktı.

Biz, " Hatırlatalım" diye yazdık.

Beşer, nisyan ile malûldur, malûmunuz.

Teşekkür:

Ergani'deki araştırmalarımızda bize destek sunan Sayın Mustafa Demir'e ve Önder Çolak'a ayrıca teşekkürü borç biliriz.