2000 yılına kadar her 10 yılda bir Türkiye de bir darbe olur teorisi gündemde idi. Zira ortalama olarak siyasi hayatımızın her 10 yıllık yüz ölçümüne gerçekten de bir darbe düşüyordu. Siyasi analizler bunu ülkemizin  üçüncü dünya ülkesi olmasına bağlayıp işin içinden çıkıyorlardı..

Meğer ülkemizi ilgilendiren bir başka teoride ülkemizin deprem kuşağının yanında aynı zamanda jeo politik olarak bir mafya fay hattı kuşağı üzerinde de oluşu ve zaman zaman bu yer altındaki mafya fayının kayması neticesinde siyasi depremler oluşmakta neticede devletin büyük bir kısmı enkaz altında kalmaktadır. Darbelerin bıraktığı enkaz ülkenin mafya kuşağında oluşan enkaz ile birleşince gelinen nokta şekil birde görüldüğü gibi oluyor ne yazık ki.

Galiba Siyasi partilerin olmazsa olmazı gibi bir konuymuş bu mafya işi.

Ve bu günlerde yine Türkiye deki mafya fay hattı, harekete geçti.

pandemi, ekonomi ve siyasi kriz ile baş etmeye çalışılırken nur topu  yeni bir devlet, siyaset, mafya üçgeni toplumun gündemine oturdu. Halk her sabah Netfilix dizisi izler gibi suç örgütü olarak tanınan Sedat Peker’in ifşalarını büyük bir heyecan ile izliyor artık.

Türkiye’de organize suç örgütlerinin  bürokrasi ve siyasi ayağının desteği olmadan bu örgütlerin varlığını sürdürmesi olanaksızdır. Bu kirli üçgen, herkesin malumudur, lakin malumun ilanı ancak ya organize suç örgütlerinin ya da güvenlik bürokrasisinin birbiriyle rekabeti sonucunda ortaya çıkıyor.

Mafya ve yeraltı dünyası dediğimiz organize suç örgütleri, kapitalizmin bir türevi, yan ürünüdür. Sınır tanımayan kara para, kapitalizmin bankası, uluslararası deniz ve hava taşımacılığı, limanları, silah sanayiinin eşgüdümlü çalışmasıyla elde edilir. Bunun bir ayağını da siyaset ve bürokrasi oluşturur.

Hele terör ortamının bulunduğu istikrarsız bölgeler çok kazançlı pazarlardır. Terör örgütleri ihtiyaçları olan silahların finansmanını başka yasadışı işlerden elde ettikleri kapitalle sağlarlar. Uyuşturucu

ticareti bunların başında gelir

Sedat Peker’in 2 Mayıs 2021 tarihinden bu yana yayınladığı ve dizi film gibi bir sonraki video kaydı, kamuoyunda merakla beklenen; sistem içi, ekonomik ve siyasi çatışmaların delili olarak sunulan; cinayet, el koyma, gazete baskını, gazeteci dövdürme, milletvekili dövdürme, uyuşturucu ticareti, ‘çökme’ gibi hususlar içeren açıklamalar.

Videoların açıklanmasına neden olan olay, her ne kadar kişisel gibi görünse de görünmeyen neden sistem içi, ekonomik ve siyasi çatışma, iktidar alanı paylaşımı olduğu açıktır. Çatışan güçler, illegal şekilde elde edilen ekonomik gücü siyasi güç ile devam etmek için kendi içlerinde gelinen aşamada çarpışma yaşamaktadırlar. Kimse dışlanmak istememektedir.

Her ne kadar yaşanan bir iç güç çatışması ise de bu demek değildir ki; ifşa olan olayların görmezden gelinmesi ve üzerinde durulmaması anlamı da çıkmamalıdır. Her ifşa olan olayının üzerinde titizlikle durulmalı ve kamuoyuna olması gerektiği gibi yansıtılmalı ve bu güçler teşhir edilmelidir.

Dolayısıyla bu gün tekrar ifşa olduğu belirtilen devlet, siyaset, mafya ilişkisi ne 1980’den sonra filizlenip, 1990 da yükselmiş, ne de Susurluk Kazasında sona ermiştir. Aksine hala devam etmektedir.

Devlet, siyaset, mafya ilişkisinin bir başka tabirle hukuk dışılığın sona ermesi ancak devlet, siyaset, mafya bileşiminin şartlarının ortadan kalkması ile ancak mümkündür.