38 yıllık Memuriyet hayatımızda doğru dürüst bir geziye gitmem kısmet olmadı. Mardin’de bulunan torunlarımla zaman geçirmek ve ortam değişikliği iyi gelir düşüncesiyle Mardin’e geldim. O eski yapıları eskiden hep filmlerde görüyorduk o yapılar hakkında derin düşünemiyorduk. Çünkü seyir ettiğimiz film üzerine odaklandığımız için o güzelim tarihi mekânlar pekte dikkatimizi çekmiyordu. Salı günü gezmeye gittim. Öğle sıcaklığını düşünmeden ilk ziyaretim ulu cami oldu. Öğle namazı müteakiben caminin mimarisi karşısında insan şapka çıkartmak zorunda kalıyor. O Muhteşem sütunları o günkü insanın kişiliğini, sağlam karakterini, dürüstlüğünü, kanaatkârlığını bununla birlikte sağlam inançlı ve güçlü bir devlet profilini ortaya koyuyordu. Çünkü baştaki yöneticiler dürüst olursa aşağıya kadar sirayet eder. Asırlar geçmesine rağmen o muhteşem imanın ve dürüstlüğün ve gücün vurulan damgası gibi asırlara ve yıllara meydan okuyor.

Oradan Zincirli medresesine gittim. Görevli arkadaşlar sıcakkanlı olduğunu iletişimiyle kendilerini gösteriyordu. Girişte sağda ahşap iskemleler ve küçük sehpalar koymuşlardı. Yokuştan çıkan insanlar yorgunluklarını dinlenmek isteyenlere güzel bir imkandı. Oradan aşağıya baktığınızda Mardin ovası ayaklarınız altında hissediyorsunuz. O geniş Mardin ovasını ilk olarak gördüm. O sırada çaylar gelmiş çay içmeye başlarken, İstanbul’dan gelen bir kafileden birisi masama yanaştı. Ona da bir çay ikram ettim. İyi iletişimle sıcak bir ortam oluştu. “Mardin ovasına bakarak görüyor musunuz? Burada bilinçli bir tarım yapılırsa bu bölgeyi değil Türkiye’yi doyurur, yanlış anlamayın kimseyi kötülemek istemiyorum.” Dedi. Temkinli konuşuyordu ama ülkesini seven birisi olduğu belli oluyordu. Bende kendisine hak verdim. Sulama tesisleri modern bir şekilde kurulursa, toplulaştırma yapılırsa, insanlar emanetçi değil de sahiplik bilinciyle tarlasına bakacak en iyi verim elde etmek için çaba göstereceklerdi. Bu da milli hasılaya artı olarak yansıyacaktı. Hatta belki tahıl ihracatını biz yapacaktık diye düşünerek arkadaşa hak verdim. Çaylarımızı içtikten sonra arkadaş orada ayrılırken bende tekrar alıcı gözüyle Mardin ovasına baktım. Bugüne kadar, buralarda terörden başka bir şeyden söz edilmezken bugün ise daha önce terörden dolayı göremediğimiz bu güzellikleri sanki uykudan uyanırcasına yepyeni bir dünya görüyormuşuz gibiydik. Terör bahsi burada bitmiş artık toplumun refahı ve mutluluğu için ekonomik gelir getirecek şeylerden bahis ediyoruz. Bu da güzeli bir şey, inşallah daha güzel olur temennisiyle oradan ayrılırken medresenin odalarını gezdim o muhteşem yapı kendini medresede göstermişti. Eski Mardin de ayrılırken sanki başka bir ülkeye gitmiş gibi oldum. Orada ki yapıyla buradaki yapı arasında çok büyük bir fark vardı. Öyle basit bir farkta değildi. Bu yeni yapı o eski tarihi yapı yanında basit suyu sıkılmış limona benziyordu. O eski yapı yanında hiçbir özelliği ve güvenliği yoktu. Bence bugünle ve  dünkü insanların inanışı ve karakterleri de  sanatına yansımıştır. Öyle düşünüyorum.  Gezim devam edecek hoşça kalın.

Ali LALE