Cumhuriyetin 101. yılına ulaştık. Bu uzun yolculukta elde ettiklerimiz kadar kaybettiklerimiz de tartışılmalıdır. Milletin geçmişte neyi kaybettiğini bilmek, geleceğimizi doğru inşa etmenin anahtarıdır.

 Cumhuriyetin ilan edildiği gece, Türkiye’de okuryazarlık oranı adeta sıfıra indi. Çünkü yüzyıllarca dünyaya hüküm süren Osmanlı’nın Arap alfabesi bir gecede kaldırılarak yerine Latin harfleri getirildi. Bir milletin hafızası silindi ve toplum topluca cahilleştirildi. O günden bu yana okuryazarlık oranımız arzu edilen seviyeye ulaşamadı.

Eğitimde Yabancı Etkisi ve Millilik Sorunu

Cumhuriyet’le birlikte Milli Eğitim Sistemi de yabancı güçlerin etkisine açıldı. 

ABD’nin yönlendirdiği bir eğitim politikası benimsendi ve emperyalist güçlerin arzusu doğrultusunda çocuklarımıza dersler verildi. Karma eğitim modeliyle okullar, adeta eğitim yuvası olmaktan çıkarılarak farklı amaçlara hizmet eden yerlere dönüştü. “Milli Eğitim” söylemi dillerden düşmedi ancak hiçbir zaman gerçek anlamda milli bir eğitim sistemine sahip olamadık. İktidar partisi her defasında millilikten bahsetse de eğitimde dışa bağımlılık devam etti.

Kadın Hakları ve Kapitalist Sömürü

Kadın erkek eşitliği adı altında kadının toplumdaki konumu kökten değiştirildi. Bir zamanlar evinin reisi olan kadın, kapitalist düzenin sömürü aracı haline getirildi. Modern köleliğin en büyük kurbanı oldu. “Kadın Özgürlüğü” adı altında kadınlar, reklam mankeni olarak kullanılmaya başlandı, anne şefkatini çocuklarına sunacağı evden koparıldı. Kadının evde çocuğuna öğretmenlik yapma hakkı elinden alındı ve çalışma hayatının kölesi haline getirildi. Bu süreçte çocuklarımız, annelerinin şefkatinden mahrum büyüdü.

Ekonomi ve Bağımsızlık Kaybı

Cumhuriyetin ilk yıllarında ekonomik bağımsızlık hedeflenmişken, kapitalist düzenin sömürgesi olmaktan kurtulamadık. 

Bir gecede milli paramız değer kaybetti ve faizcilerin, tefecilerin eline düştük. O gün bugündür dışa bağımlılığımız devam ediyor ve devlet-millet olarak faizcilerin kölesi olduk. Üretim kapasitemiz bilinçli olarak zayıflatıldı ve dışa bağımlı hale getirildik.

 Kendi ayaklarımız üzerinde duran bir ekonomi kurmak mümkün olmadı.

Toplumsal Barış Tehdit Altında

Bir diğer kayıp ise toplumsal barışımız oldu. Kürd, Türk, Arap kardeşken, bu kardeşlik bozuldu ve binlerce gencimiz hayatını kaybetti, sayısız asker ve polis şehit oldu. 

Kardeş kavgası başladığından beri toplumda huzur ve barış tehlikede. İç huzursuzluklar her geçen gün artarken, bu durumun son bulması için yüzleşilmesi gereken acı gerçekler var.

Gerçeklerle Yüzleşmenin Zamanı

Artık gerçeklerle yüzleşme zamanı geldi, hatta geçiyor. 

Yüzyıllık cumhuriyetin kazanımları elbette göz ardı edilemez, ancak yaşanan kayıpları da görmezden gelmek mümkün değil. Cumhuriyetin kuruluş felsefesiyle hesaplaşarak, toplum olarak milli değerlerimize ve geçmişimize sahip çıkmalıyız. 

Eğitimden ekonomiye, kadın haklarından toplumsal barışa kadar her alanda eksikliklerimizi görmeli ve bu eksiklikleri gidermek için cesur adımlar atmalıyız.