Toplumun yozlaşma sürecine girdiği bir dönemde yaşıyoruz. 

Bu gidişatı düzeltecek olanlar alimlerdir. 

Eğer alimler de bozulursa, onları kim doğru yola getirecek? 

Günümüzde İslamiyet’in şiarı olan yaslar, her geçen gün erozyona uğruyor. 

Hepimiz bir gün öleceğiz ve arkamızda bir yas kurulacak. 

Önemli olan, bu yasın İslami kurallara uygun olmasıdır.

Bugün fakirlerin yaslarına baktığımızda, en azından İslami kurallara bir nebze riayet edildiğini görebiliyoruz. 

Peki, İslami kural nedir?

 Kültürümüzde var olan temel kurallardan biri, kadın ve erkeğin bir arada oturmamasıdır.  

Bugün, özellikle zenginlerin yaslarında bu kurallar ayaklar altına alınıyor. Daha da üzücüsü, o meclislerde bulunan toplum önderleri ve imamlarımız sessiz kalıyor.

 İslamiyet, bugüne kadar fakirlerin inancı ve bağlılığıyla ayakta kalmıştır. Eğer zenginler tarafından yaşansaydı, çoktan yok olup giderdi.

Bugünün alimleri, Beni İsrail alimleri gibi sadece hikâyeler anlatıyor, İslam’ın gerçeklerini dile getirmiyor. 

İslam, haramdan uzak durmak ve Allah’ın emirlerini yerine getirmektir. 

Bu emirlerden biri de kadın ve erkeğin ayrı oturmasıdır. 

Bugün bölgemizde, siyasi partilerin kadınları, erkeklerin oturduğu yas meclislerine giriyor, Fatiha okuyor ve orada bulunarak sevap yerine günah kazanıyor. Daha kötüsü, alimlerimiz tüm bunlara sessiz kalıyor.

 Allah, hesap gününde önce alimlerden hesap soracak. 

"Sen Hz. Peygamber’in vekiliydin, senin yanında bu emir ihlâl edildiğinde neden sustun?" diyecek ve "Atın bunları yüzüstü cehenneme!" buyuracak. 

Cehennemde en çok yer, bu vebali taşıyan alimlere ayrılmıştır.

Bugünün alimleri hem zalime çanak tutuyor hem de İslami kuralları çiğneyenlere sessiz kalıyor. 

Hz. Peygamber’in cesareti onlarda yok, vekâletine layık değiller. 

O halde gelin, elimizde kalan bu yaslara sahip çıkalım. 

Birkaç kişinin bozgunculuğuna izin vermeyelim. 

Toplumun manevi direği olan alimler susarsa, toplum tamamen çöker. Hepimizin sorumluluğu büyük.