Bugun...


Zeki Özer

facebook-paylas
DENK BÜTÇEYİ KİM ÖNEMSERSE İKTİDAR KENDİSİ OLUR!..
Tarih: 17-01-2023 00:03:00 Güncelleme: 17-01-2023 00:03:00


Dünkü yazımızda AK Parti üzerine eleştirilerimiz vardı.

Tepki alan bir yazı olarak göze batmış, büyük ihtimalle.

Biz, televizyon ekranlarındaki deneyimli tartışmacıların horoz döğüşlerinden oldukça uzağız, gayemiz bağcıyı döğmek değildir, asla.

Bağ varsa üzümü sorulmalı.

Diyarbakır’ın hizmete susamış bir şehir olduğunu ifade ettik.

Eğitimde, Sağlıkta ve Gençlik Spor'da kimi çarpıklıklara işaret ettik.

Hizmet yok mu?

Olmaz olur mu?

Bu hizmet, adeta Belediyeler eliyle oluyorsa düşünmek gerekir...

İktidarın bir hastaneyi aylarca baş hekimsiz bırakması düşünülemez.

Sadece bu noktadan bakın.

İroni yüklü yazıda aslında ufuk açıcı yönlendirmeler yok değil de anlayan maalesef fazla olmuyor, eleştiriyle bakışı.

Mademki gaye şehre hizmettir, her alanda ve madem bu şehir önemlidir...

O halde bu eksiklikler, neyin nesi?

İktidar Partisi Diyarbakır İl Teşkilatı ve Milletvekilleri, eksiklikleri görmüyor mu?

Görülen eksiklikler ve hatalar ortada değil mi?

Öz eleştiri yapılmadıkça doğrularla yanlışların harmanlanmasında sonuç, bazen bir yanlış, tüm doğruları götürür.

İthal bürokrat anlayışı, oldukça basında yer aldı da ne oldu?

Şimdi, seçimlere ramak kala atamalar söz konusu.

İşin doğrusu, ithal edilen, şehirle alakası olmayan daire başkanları ve müdürler görevlerini resmiyette yaparken şehrin dününe vakıf olmadıkları için bu günden yarın için ne yapabilir?

İktidar, seçim sistemini 50+1'e bağlamış mı?

Sistem, buna göre yürümekte.

Kendi yaptığı ittifakın eleştirilmesine tahammülsüzlük diz boyu.

Her seçime katılmaya hak kazanmış parti, 50+1 ile iktidar olabilir mi?

Mümkün değil!..

Muhalefet partilerinin ittifakı, yasal ise ve her parti kendi tüzüğünden şaşmadan, ana ilkelerde birleşerek 50+1'e ulaşmak istiyorsa ittifak isminin Millet'ten Zillet'e dönüştürülmesi, iç açıcı durum arz etmiyor, doğrusu.

Ne Cumhur ne Millet Ittifakı, birbirine bu istenmeyen dille hitap etmemeli.

Bu şehrin siyasî parti il başkanları, tümüyle bu şehirden mi?

" Evet" demeyenimiz, yok kesinlikle.

Siyaset, partilerin ilkeleri doğrultusunda ülkeyi belli sürede yönetme işi mi?

Bu soruya cevap olarak " Hayır" denilemez.

O halde kamplaşma, ayrıştırma, ötekileştirme neyin nesi?

Bu şehirde yaşayan, ülkede yaşayan için siyasî partiler, halkın oyuyla iş başına gelmiyor mu?

Bu cevap, net şekilde " Evet" ile şekillenir.

Dün, başka bir parti ile hükümet olan parti, bu gün dünün hükümet kurduğu partiye karşı kullandığı dil, neyin nesidir?

Dün "Beyaz " denilen bu gün " Siyah" ise, dün " Siyah" dediğin nasıl beyaz olur?

Siyaset, hiç bir şekilde şahsî menfaatin beklenmediği, halkın mutluluğu ve refahı için idealist olanların işi olmalıdır.

Her seçimde duyumlar, aday adaylarının yüklüce seçim harcamasını "bağış" adı altında milletvekili olmak istediği parti için gözden çıkardığında kitleniyor.

Biz, dünkü yazımızda adaylardan bağış alınmaması üzerinde durduk.

Hem, milletvekili olmak her vatandaşın hakkı.

Alışılagelmiş milletvekili profili yerine gazeteci, memur, emekli, üniversite mezunu gençler olmak üzere farklı kesimlerden isimlerin seçilmesini, listeye alınmasını ifade ettik.

Milletvekillerinin şehrini bilmesi gerektiğini, halkla içiçe olmasının şart olduğunu, pazara da fırına da bakkala da gitmesi üzerinde durduk.

Elbette milletvekili bu!..

Varlıklı da olabilir emekli de memur da gazeteci de...

İş adamlarının milletvekili olmayacağını kesin dille belirtmedik.

" Haydi dedik." Diyelim de dememiz, yasa ve kanun maddesi değil, olamaz.

Halkın içinden, halka inen vekiller seçilmedikçe, tabana inilmez, hiç bir zaman.

Bir şehre hizmet için milletvekili, görevi süresince seçildiği şehrin insanı arasında ayrım yapamaz, yapmamalı.

Bir milletvekili seçerseniz, hangi partiden olursa olsun, seçmen kendisine oy vermişse, bu yolla vekil olmuşsa iki taraf birbirine seçmen ve vekil açısından örfün, geleneğin belirlediği sevgi ve saygı kuralları çerçevesinde davranmalı.

Seçmen, vekille bir yılda yüz yüze görüşemiyorsa ne demeli?

Vekil,  seçmenine işe alma vaadinde bulunmamalı.

Üretimi ön plânda tutan işletmelere, fabrikalara ağırlık verilmeli, tarımın ve hayvancılığın önündeki engeller kaldırılmalı.

Bilir misiniz, bu ülke ekonomisini gün geçtikçe zayıflatan, bünyesini kemiren faiz politikalarıdır.

Faiz ile abâd olan kimse görülmemiştir.

İlk kez, Cumhuriyet Tarihi'nde denk bütçeyi bir yılı bulmayan Başbakanlığı döneminde sağlayan Millî Görüş ve Ağır Sanayi Hamlesinin Mimarı Prof. Dr. Necmettin Erbakan idi.

Denk Bütçeyi sağlayan Erbakan,  başbakanlığı dönüşümlü plânlamıştı.

REFAH-YOL Dönemi'nde Doğru Yol, Demirelin partisi idi. Demirel, Cumhurbaşkanlığı'na geldikten sonra Refah Partisi ilerleyişini bitirmek için kendi partisini kurban etti. İçinden Şemsiye Partisi çıktı, vs...

Her denk bütçeyi sağlayan parti de iktidarı garantileyemez, büyük ölçüde.

Yazının başlığı dünkü anlayışa göre doğru olmasına rağmen kötü sonla nihayet buldu.

Umuyoruz, yeni dönemde denk bütçeyi hangi parti bloku sağlarsa iktidarda uzun süreli kalır, kangrenleşmis ptoblemleri ortadan, hiç bir partiyi küçümsemeden, dışlamadan, ülke menfaatleri gereği kucaklar, insanımızı bir arada tutan çimento görevi görür.

Diyarbakır'a yapılan yatırımların önemli bölümü 1974 ve 1977 Dönemi içinde olmuştu.

Hem denk bütçeyi havuz sistemiyle başaracak, rantiyeye kapıları kapatacak, faizle nemalananlara ders vereceksin hem de D8 ile yepyeni ufuklar açacaksın.

Bizce Denk Bütçe sağlanmadıkça, kim iktidar olursa olsun, başarı grafiğini yükseltemez.

Millî Nizamdan Saadet Partisi'ne uzanan çizgide Merhum Erbakan'ın siz bir de Davam Kitabını okuyun.

İktidara talip her partinin ilk hedefi denk bütçeyi olusturup, ithalatı ihracaatın çok altına indirip, üreticilerini destekleyerek "hayat pahalılığı" denilen enflasyonla baş etme olmalıdır.

Biz, bu seçimin kazasız ve belasız geçmesini ümid ediyoruz.

İnsanımız için hangisi hayırlı ise beklentimiz odur.

Her şehrine hizmet için vekilliğe talip olanların çoğunun muradı, şimdiki rakamlarla onlarca bin TL maaş değil, iki yıl sonraki emeklilikte elli bin TL üzeri emeklilik maaşı olamaz.

Bilmiyoruz, dediklerimiz yine tepki çeker mi?

Doğrusu bu ise yanlıştan uzak olmak bir erdemdir, fazilettir.



Bu yazı 1708 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI