Yazı başlığına bakıldığında neden bahsedeceğimizi merak eden okurları bekletmeye gerek yok, doğrusu.

Adalet Bakanı Sayın Abdulhamıt Gül ile TBMM Başkanı Sayın Mustafa Şentop, Diyarbakır'a geldi, geçen hafta.

Dicle Üniversitesi'ndeki programa katılan Şentop, bir lisenin açılışında bulundu, özetle.

Gül, Adlî Tıp Kurumu'nun açılışından sonra farklı ziyaretler gerçekleştirdi.

Gönül isterdi ki şehrin varoşlarında vatandaşla yüzyüze görüşmeler gerçekleştirsin

, halkın dertlerini dinlesinler, bu iki devlet adamımız.

Partili gençlerle ve kimi STK'lar ile görüşmeler, haber ajanslarına düştü.

Halkın ekonomi kıskancında oluşu, inim inim bellirginleşen freryadına kulaklar sağır.

Bu devlet adamlarımız, yaşam alanlarında bulunmadı, Bağlar'da, Şehitlik'te, Mardin Kapı'da, ..

Belki de programları böyleydi, bilmiyoruz.

Güzel karşılandılar ve uğurlandılar.

"Biz geldik ey Sevgili Halkımız!.. " diyerek vatandaşla kucaklaşma olmazsa şehre mahiyetiyle gelen iki turist misali şehrin meselelerinin çözüm yollarını halk nasıl bilsin.

Biliyoruz ki kendileri çok bilgiye vâkıftır.

Vatandaş, bunu nereden bilsin?

Dövizin ve altının tavan yaptığı ortamda asgarî ücrete yapılacak zamla oturup kalkanlar var.

Rahmetli Erbakan Hoca, %30 Zam isteyen işçi sendikalarının hükümeti zor durumda bırakma taleplerine bakıp, düşünmeden, "Verdim gitti!." yaklaşımı sonrası on bir aylık hükümetinde toplamda %130 zam yapmıştı.

İlk denk bütçe Cumhuriyet tarihinde sağlanmıştı.

Havuz sistemi oluşturulmuştu.

Memur ve emekli, işçiye verilen zamdan mahrum edilmemişti.

Sadece akılda kalması gerektiği için hatırlatalım, dedik.

Ekonomiden sorumlu bakan gelmediği için, sorular bu iki isme sorulmayacaktı, muhakkak.

Sayın Adalet Bakanı ve TBMM Başkanı, gazetecilerle birlikte toplantı gerçekleştirdi.

Acaba diğer siyasî partiler de kimi görüşmelere davet edildi mi?

Bilmiyoruz.

Diyarbakır'da bu olmalıydı.

Davet edilen olsa idi, iyi olurdu. Belki davete icabet eden olmadı.

Bu ayrı bir konu, elbette.

Sadece AK Partili gençlerle yetkililerle görüşülmüştür, sanki.

Biri bakan biri başkan, iki devlet adamımız halkın içine karışmadı mı katıldı da görmedik mi? Partili gençlerle görüşme esas alınırsa diğer gençlere ne demeli?

"Biz geldik ey Sevgili Halkımız!.. Emrinize amadeyiz, Güneydoğu meselelerine vakıfız. Seçimler yakında, çözüm bekleyen meseleleri biliyoruz, çoğunu çözdük." diyemediler.

Çünkü halkın içine karışmadılar...

Misafir gibi geldiler ve gittiler!...