Diyarbakır Siyaseti'nde Turist Ömer dönemi bir türlü bitmedi.

Ceketiyle gelip milletvekili ve belediye başkan adayı olanlar,  yalnız seçim dönemlerinde gelenler, seçim  döneminden sonra tekrar ceketlerini alıp gidiyor.

 Bu da Diyarbakıra ve Diyarbakır halkında ciddî hasarlar bırakıyor.

 Bu adayları, Mardin Kapı'da bıraksanız navigasyonla Balıkçılarbaşı'nı aramaya başlarlar.

 Bu adayları, Anzele'de bıraksanız, Ofis'e ticarî taksiyle ancak varır.

Küçenin birine bıraksanız, 155'i arar, kaybolduğunu belirtir.

Ulu Cami ile İskenderpaşa Cami arasında olsa Dağ Kapı'ya gitme yönünü tayin edemez.

Hoş öncekiler de farklı mıydı?

Bu bilinmez de...

Hemen hepsi 75 Caddeyi bilir.

Lüks lokantalarda mutlaka ya ziyafet vermişlerdir ya misafir edilmişler.

Dicle Kenti bilirler.

Kayapınar'ı bilirler de Abdal Dede Mahallesi'nde ne işleri var?

Sur İçi Yeni yapıları bilirler de ara sokakları dolaşmamışlardır.

Kim onlara yol gösterirse o yoldan geçerler.

Lüks oturma alanlarına gidip bir kahve içip etrafı seyre dalarlar da evine ekmek alamayan analardan habersizdirler.

Onlar kahvaltılarını elli çeşitten oluşan masalarda yapar da sofraya on zeytin bir dilim peynir bırakamayan anaların dilini bilmez.

Onlar, yüz-yüz elli kişilik yemek sofralarına, masalarına  kurulur da pazara karanlık çökerken atık meyve ve sebze toplayan, fırın önünde kendisine soğuk  iki ekmek verilmesini bekleyen anaları görmemiştir.

Diyarbakır artık bu durumun farkında, dönem eski dönem değil, ufku açıldı...

Diyarbakır’dan 20 yıldan fazla uzak düşmüş,   Diyarbakır’la hiçbir bağı olmayanlar Diyarbakır’dan aday gösterilirse manzara anlattığımızdan farksız olmaz.

 Diyarbakır’ın meselelerini bu anlayışta olanlar ne kadar çözecek, meseleleri ne bilecek?

Bu gibi adaylar,  Diyarbakır’da hangi mahalleye gideceğini bilir mi?

Huzurevlerindeki gecekondu mahalleleri bir yanda öbür yanda üç-dört milyonluk dairelerin olduğu yapılar.

Beyler, AVM gezip duruyor.

Kalabalık bir şehir, Diyarbakır.

Sanır ki her yer böyle.

Vah zavallı başkan adayları!..

Diyarbakır’da kayıp olan böyle bir başkan düşünün.

Diyarbakır insanı bunu görmektedir ve bilmektedir.

Diyarbakır’da yaşanan çukur olaylarında bir gün bile Diyarbakır’a uğramayan şimdi aday olmuşsa ne demeli?

Yahu Milletvekili de böyle Belediye Başkan Adayları farksız.

Buyrun buradan yakın, beyzadem...

Etraflarında şakşakçı kimi yüzler, " Başkan" Der, durur.

Hayret ve garabet...

Dürüst, ahlâklı, çalmayan, çırpmayan, kül hakkından korkan, Ömer ruhlu adaletten şaşmayan adaylar ister, bu şehir.

Seçilmeden daire başkanlıklarını dağıtan var imiş.

Başkan olmadan atanacak listeler belli imiş.

Hak, hukuk, adalet mi?

Gak, guguk, adavet mi?

Herkes aynaya bakmalı, gerçek suratını aynada görmeli.

Yerine getiremeyeceği sözler ve vaadler olmamalı, seçim plânında.

Halk Ekmek Fabrikası, Fabrikaları kurulur.

Bu iş, o kadar zor değil.

Kaldırım taşlarını değiştirmece yerine bu şehirde Ana, İlk, Orta Okul ve Lise yapılabilir, bu iş de fazla masraflı değil.

Lüks araçlara verilen yıllık kiralar neyin nesi? Elli araç kiralayarak, yılda otuz, iki yılda altmış araç parası vereceğinize on beş araç alın, bir yılda otuz aracınız olur.

Semt Pazarlarından bahsetmiştik, geçende. Bu apayrı bir dert.

Belediye Başkanı Adayları, ne demeli?

Hak, Hukuk ve Adalet...

Bu ölçüden şaşmasalar mesele kalmaz.

Tasarruf, gereksiz harcamaların önünü kesme, adama göre değil işe göre adamla çalışma...

Biliyoruz kim gelmişse ya da getirilmişse adeta üniversitede prof olup, eşini, kızını, gelinini, oğlunu ve damadını resmîyete uygun biçimde alan akademisyenler gibi davranan çok.

Şehirde ulaşım mı?

Anne caddeler belediyenin, sokaklar belediyelerin.

Hangi Belediye Başkan adayı metro ile trafiği, estetik olarak gereksiz kimi otobüslerle minibüslerin güzergâhını değiştirecek?

Başkan Adaýları trafik açmazında araç parkları için yer bulacak?

Cevap veren olursa köşemiz adaylara açık.

Bekliyoruz...