Diyarbakır’da kamu kurumları, halkın ihtiyaçlarını karşılamak için var. 

Belediyeler, su ve altyapı gibi temel hizmetleri sağlamak zorunda. 

Gelin görün ki, bu hizmet anlayışı bazı yerlere var, bazı yerlere yok gibi görünüyor. 

Özellikle camilere gelince, işler yokuşa sürülüyor.

Şehirde her gün DİSKİ’nin yaptığı çalışmalar basına servis ediliyor. "Bu köyün suyunu hallettik, şu mahallenin altyapısını tamamladık" gibi haberleri okuyoruz.

 Tamam, güzel. Ama sıra camilere gelince neden aynı hassasiyeti göremiyoruz? Bir caminin abdesthane ve tuvalet ihtiyacı aylarca çözülmez mi? Yenişehir İlçe Müftülüğü’nün yazışmalarına rağmen hâlâ bir sonuç alınamamış. Oysa burası, insanların temizlenmek ve ibadetlerini yerine getirmek için kullandığı bir yer.

Daha da vahimi, Ramazan ayında yaşananlar. Şehrin göbeğinde, hastanelerin çevresinde bile altyapı çalışmaları yapılıyor. 

Bir caminin kanalizasyon sorununu çözmeye kimse yanaşmıyor. Şimdi insan düşünmeden edemiyor: Acaba bu ihmal kasıtlı mı yapılıyor? Yoksa işin başındaki yöneticiler gerçekten bu işlerden anlamıyor mu?

Gelelim su meselesine. Diyarbakır’da suya sürekli zam yapılıyor. Peki, bu zammın sorumlusu kim?

 DİSKİ, topu başkalarına atıyor. Ama gerçek şu ki, Diyarbakır halkı Türkiye’nin en pahalı suyunu içiyor. 

Oysa en ucuz olması gereken şey, en temel ihtiyaç olan su değil mi?

Hizmet her yere eşit olmalı. 

Belediyecilik, kimseyi ayrıştırmadan, herkese adil şekilde hizmet vermeyi gerektirir.

Diyarbakır’da bazı bölgelerde hizmet tam gaz ilerlerken, bazı yerlerde yıllarca çözülmeyen sorunlar var.

 Bu adaletsizliğe kim dur diyecek?

Soruyoruz: DİSKİ gerçekten halka hizmet mi ediyor, yoksa hizmeti belli yerlere mi yapıyor?

 Yönetimdeki kişiler işlerini hakkıyla yapıyor mu, yoksa sadece görüntü mü veriyorlar?

 Diyarbakır, bu soruların cevabını bekliyor.