Gazetecilikte 10 Ocak, Çalışan Gazeteciler Günü.
Biliyoruz, herkes kutlamada birbiriyle yarışıyor.
Bu gün çalışan gazeteciler günü.
Çalışan gazeteciler günü kutlu olsun mu?
Bugün dünyanın bir çok köşesinde bulunan gazeteciler huzurlu ve mutlu.
Gazeteciler, savaş muhabirliği sebebiyle bir çok ülke görüyor.
Oldukça adrenalin yüklü.anları fotoğraflaştırırlar.
Zor şartlar altında mücadele ettikleri söylenir.
İnanmayın, doğru değildir.
Bizde gazetelerin holdingleri vardır, plazaları vardır, televizyon kanalları vardır.
Bizim basın emekçilerinin verdiği mücadele ortada.
Gazetelerin çalışanları ne ki!
Köşe yazarları gani gani temiz maaş almakta.
Gazetelerin yazarları gazetelerin dördüncü kol olduğunu bilir.
Televizyonlar, gazeteci olmadan seyredilir mi?
Bizim gazeteciler her şeyi bilir.
Bir gazeteci siyasetten spora kadar, ekonomiden sanata kadar her şeyden haberdardır.
O, istense sağlıkçıdır istense sinemacıdır.
O, kendisine verilen görevi iyi yapar.
Dün de siyasî partilerin gazeteleri vardı, bu gün de.
Ne olmuş ki her şey oldukça olağan.
*
Bakmayın gazetecilerin çırpınışlarına.
Yerelde görev yapan, hiç bir maddi karşılık beklentisi içinde olmadan çalışan gazeteci de var.
Menfaat beklentisi ile hareket eden basın olmamalı.
Dün bir parça haber için gazeteler okunurdu, günümüzde bu ortadan kalktı.
Hemen hemen birçok gazete parti haber bülteni gibi.
Bir çok gazete verilen reklamlarla dağıtılan ilanlarla çıkıyor.
*
Dünyada ve ülkemizde kamuoyunu doğru bilgilendirmek görevi üstlenen bir basın oluşturmak çabası vermemiz gerektiğini belirtmek, ağızlarda sakız..
Bunun yanında her alanda bağımsız ve kendi öz kaynağı ile yağında kavrulan basına rastlamak, okyanusta iğne aramak misali güç.
Gazetecilik yapan da var alakası olmayan da gazete çıkartıp durur, yıllarca.
Gerçek gazeteciliğe hasret kaldığımız bir asırdayız.
Basın olarak İlk önce kendi içimizde mücadele vererek çürük elmaları ayıklamamız gerektiğini inananlardan biriyiz.
Tüm dünyada her meslekte zorlu bir sınav vermekteyiz.
Basın da bunlardan biri.
Gerçekten bu dönemde objektif gazetecilik yapan, ateşte gömlek giymiş gibi.
Objektif yayın yapma değerli.
Bu şartlarda ne ulusal ve ne yerel objektif yayın yapmak mümkün.
Basının her geçen gün dünya ve Türkiye'de saygınlığı yok gibi, gittikçe azalmakta.
Bu saygınlığı elde etmek için mücadele etmek gerektiğini belirtmek, gazeteci olarak görevimiz.
Eskiden basının önemli görevi vardı ve önemli role sahipti, gazeteci itibar sahibi idi.
Bugün bu rolü elinden alınan bir basınla karşı karşıyayız.
*
Bugün Türkiye'de yerel medyayı yok etmeye çalışan bir zihniyet var.
Kendi içimizde birlik olmaktan başka yol yok.
Bir yerel basından söz etme söz konusu değil.
Birliklerin sözde var olduğu, gerçekte olmadığı yerde objektiflikten söz etmek doğru değildir.
Hangi şartlarda çalıştıklarından bî-haber yöneticiler tarafından idare edilen bir kentte geldiği ilk günden bugüne kadar yerel basınla bir araya gelmeyen idarecilerin ne yararı olur?
Bazı gazetelerle bir araya gelerek bazılarını dışlayarak bugün yerel medya ile barışık olmayan yerel yöneticilerin bu memlekette ne ne faydası olur?
Yerel medya, aslında yöneticilerin gözü kulağı ve o yerin aynasıdır, dilidir.
Dışarıda biri geldiğinde ilk önce o ilin yerel medyasına bakar.
Ona göre kararını verir, ona göre hareket eder.
Yerel medyasıyla barışık olmayan bir şehrin yöneticileri, her şeyi güllük ve gülistanlık gösteren gazetecilerle neşe içinde.
Sormazlar mı, bu gazeteler kaç satıyor?
"Gazetede haber oldu.", diye belirtilenler doğru mudur?
Eskiden ideolojik gazeteler vardı, kendi tuttuğu taraf dışında her şey kötüydü.
Şimdi yandaş medyalık yerele indi, büyük şehirlerden.
Sözün özeti;
Efendim, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü kutlu olsun!